🌺 Yeni bölüm ile tüm dostlara merhaba. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. Hepinize iyi okumalar diliyorum. Yorumlarınız benim için çok değerli ve önemlidir.
🌺 Bir diğer konu, hikayeye yakışacak bir resim tasarımıdır. Vakit buldukça üzerinde çalışıyorum. Kısa zamanda sizlerle paylaşacağım inşallah.
🌺 Ayrıca erken bile olsa sürpriz yapmak istiyorum. Bu hikayemizi bitirdikten sonra, yeni bir hikayemiz olacaktı. Kurgulamaya şimdiden başladığım bu hikaye, beni fazlasıyla zorlayacak bir gerilim, dram biraz bilimkurgu ve salgın hikayesi olacaktır. Bu kadar ipucu şimdilik yeterli. O hikayeden de fazlasıyla ümitliyim. Muhteşem bir kurgu hazırlıyorum.Aradan hayli zaman geçmiş, Mahmut ağanın cenazesi defnedilmiş ve hayat yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı. Ölenle ölünmüyor, herkes eskiden olduğu gibi işin gücün peşinde koşturuyordu.
Kadınlar ise, genelde evde oluyordu. İmkanlar dahilinde akraba ziyareti yapıyorlardı. O gün evde, Rojin ana ve Neriman misafirdi. Gündüz gözüyle birer kahve içmeye gelmişlerdi. Hem de aileyi kontrol edip, daha iyiler mi kontrol etmekti amaçları. Mahmut ağa öldüğünden beri, hiçbir şekilde boş bırakmamışlardı Köroğlu ailesini. Hele Rojin ana, onlarla birlikte ağlamış, onlarla birlikte çökmüştü adeta.
Emine ve Saliha içerde ağırlıyordu, bu değerli misafirlerini. Hafif loş kalan salonlarında, en özel işleme örtülerle bezenmiş divanlarda ağırlıyor, bakır tepsilerden yapılan sephalarda servis ediyorlardı Türk kahvesini. Tam bir aşiret ailesine yakışırcaydı herşey. Hanımların sohbeti oradan buradan derken, Mahmut ağanın da mürvetini görmek istediği, Şaheste'ye ve Boran'a gelmişti konu.
- Mahmut ağa torunlarını pek sever, pek korurdu. Aynı benim gibiydi rahmetli. Şaheste'nin mürvetini görebileydi keşke, ah ah!
- Çok istiyordu Rojin ana. Bana hep derdi; " Emine, bu kızda gelin oluyor demek. Ölsem gözüm açık gitmez."
- Öyle diyordu valla. Çok istiyordu görmek, ama nasip olmadı.
- Biraz daha beklemek lazım. Adam öldü, ardından nişan düğün yaptılar dedirtmemeli. Yoksa Boran'ımın, Şaheste'nin mürvetini görmek, bizim için de çok önemlidir. Değil mi Neriman?
- Anam doğru diyor Emine. Biz de çok istiyoruz yuvaları kurulsun. Ancak adım atmıyorsak, Mahmut ağanın toprağı kurusun diyedir.
- Bizce de öylesi makbuldür Neriman. Önce örf, adet, saygı. Rojin ana doğru diyor. Milletin ağzına sakız olursak, halimiz nice olur. Bu yüzden daha beklemeli.Mahmut ağanın ölümü, evliliğin ve nişanın bir süre ertelenmesine vesile olmuştu. Ancak bu evlilik, iki ailede istedikçe er yada geç olacaktı nasılsa. Bu yüzden beklemekten dolayı, ne Karahan ailesi rahatsızdı ne de Köroğlu ailesi.
Evdeki misafirlere kek, poğaça ve bir sürü hazırlık yapan Zeliha, kime ne yetiştireceğini şaşırmıştı. Bir tabak Halil'e de hazırlamış, mutfakta birşeyler atıştıran Rojda bunu görünce, hemen atılmıştı.
- Zeliha teyze, sen hallet işlerini. Yukarı, Halil abime ben çıkarıveririm.
- Hay yaşa kızım sen. Ben de annenlerle, Rojin anaların servislerini açayım. Bak orada çayda koydum, al onuda tepsiye koyup çıkarıver.Zeliha avludaki masayı açmış, tabakları çoktan yerleştirmişti. Sıcacık börekleri, meşhur çaylı ve ballı kekini, poğaçaları çıkarmıştı masaya. Herşey tamam olunca, içerdeki misafirlere haber verecekti. Bu arada Rojda, tepsiye koyduğu çayı ve tabağı Halil'in odasına çıkarmak için içeri girdi. Merdivenleri çıkarken, dökmemek için yavaş hareket ediyordu.
Halil o gün evdeydi. İşyerine gitmemiş ve dinlenmek istemişti. Gününü ise odasında müzik dinleyerek, bilgisayar başında geçiriyordu. Kafasını dağıtıyordu böylelikle. Çok geçmeden kapısı çaldı ve Halil cevap verdi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALİL İLE BORAN
General FictionMardin'de iki büyük ve birbirine dost aşiret. Babalarından sonra aşiretlerin başlarına geçmeleri ümit edilen iki erkek Halil ile Boran. Ayrıca çocukluktan gelen iki dost. Peki ya şimdi? ''DELİKANLI BİR AŞK HİKAYESİ''