Hayat Planı

29 3 1
                                    

Elimde sımsıkı tuttuğum şise ile birlikte, eve dogru yola çıktık. Eve gider gitmez yapacağım ilk iş yalnız kalmak ve mektubu okumaktı. Camgöz kedi hala hayattaydı ama konuşması engellenmisti. Bunun sorumlusunun ölüm melegi olduğu açıktı. Eve geldik. Sonunda İstanbul'a gelmiştik. Doğup büyüdüğüm yer gözüme farklı görünüyordu. Anladım ki bir yeri yaşanır bir yer yapan; orada yasadıkların. Ve bu binaların bu sokakların her biri, Lorenle mücadelemizin ilk gününü hatırlatıyordu. Şimdi tekrar mücadele için buradaydım. Bu sefer tek başıma da olsa torbama koyduğum birşey vardı ki bu bir yıldızı sevmenin gücüyle birlikte onu kurtaracağıma olan sonsuz inancımdı. Eve geldik. Peter ve Annem, birer kahve yapmaya koyulurken bende izin alıp odama gectim. Odamda ölen kaplumbağamın bir kaç eşyası ve ondan bana kalan kaplumbağa maketi oyuncagı vardı. Birinin gittikten sonra arkasında bıraktığı izler ne olursa olsun acı veriyordu. Sonra camdan dışarıya baktım. Ölüm meleginin altında bize uyarı niteliğinde beklediği sokak lambası hala yanıp sönüyordu. Loreni ilk gördüğüm balkon, gitarı, oradaydı. Elime bir taş aldım ve balkona attım. Ama artık bir gülüş, bir ses yoktu. Uçuşan perdeler, piyanosundan gelen gizemli müziği yoktu. Evi boşaltmış olmalılar diye düşündüm. Lorenin yakınlarını hiç tanımamıştım. Hayatımız o kadar heyecan doluydu ki bunları konuşmaya zamanımız olmamıştı. Ama onları mutlaka tanıyacak ve Lorenin beni tanımadan önceki hayatını dinleyecektim. Perdeyi kapadım ve yatağımın üzerine oturdum. Şişeyi cebimden çıkardım. İple bağlanmış bir not vardı içerisinde, düğümü actım. Ve rulo şeklindeki kağıdı da..
Bu Lorenin el yazısıydı. Nerede olsam tanırdım.

"Merhaba Mavi, eger bu mektubu okuyorsan, ölüm melegine karşı yenildik demektir. Ve ben Peter'ı korumak isteyen bu dik baslı kıza hayır desem de onun buna olan inancını kıramadığım için çok üzgünüm. Kaybedeceğimizi biliyordum. Ölüm melegi asla hafife alınmamalı. Sistem dışı olan o değil bendim, ve bunu unutup sana aşık oldum. Daha önce sevdiğim birini elimden almıştı. Bunu bile unutarak.. Bana ne yaptın? Söylesene. Bu kadar karanlık bir adamken, bu evrene ait bile değilken. Nasıl oldu da kafama bir taş indirip, hayatım oldun. Asla anlamayacağım. Ama bu mektubu okuyor olduğuna göre artık anlamak icin zamanımda kalmamış demektir. Demek istediğim şu ki, ben artık geri dönemem Mavi. Her bir parcam toz halinde gökyüzündeki tüm yıldızlara verildi. Yıldız meleğinin verdiği o yıldızlar sayesinde artık tüm yıldızlarda biraz beni görebiliyor olacaksın. Artık bir evren dolusu kayıp yıldızın var. Asla üzülme. Üzüldüğünde bir cadıya benziyorsun. Bizim bu taraflarda bir yeraltı cadısı var, tıpkı onun gibi oluyorsun. Rimelin akıyor. Ve gözleri çeşme gibi açılan bir kıza aşık bir yıldız olarak yanımda daima pecete bulunduruyordum. Ama artık orada degilim silemem. Bunu ikimizde biliyoruz. Hala her gülümsediginde, bunu hissediyor olacağım. Söz veriyorum. Sana minik bir sır vereceğim, senin kadar minik ama çok değerli.. Yine tıpkı senin gibi.." Kücükken sevdiklerini kaybeden çocuklara söylenen seni yukarıda izliyor olacak cümlesi yalan değil, sende inan buna minik kız seni daima hissediyor olacağım. İşte en çok bu yüzden mutlu olmak zorundasın ve asla boyunun yetişmediği raflara uzanmamalısın.. Belirtmek isterim ki sen bir seçim de yapmadın. Eğer kendini bunun için suçlarsan adaletli bir kahraman olamazsın. Sen onun hayatını kurtardın ve bunu yaparken beni kaybedeceğini bilemezdin. Bunlar sadece ihtimallerdi. Gitmeden..
Seni çok seviyorum. Ve sen çok güzelsin bunu unutma olur mu? Evlen. Dünyaya senin gibi minik kızlar getir. Birlikte bilinmeyen ülkeler kesfedin. Ve onlara bizim.masalımızı anlat. En az kendin kadar tuhaf birine aşık ol tekrar. Yarım kalmasın. Ama kabullen Mavi kız, tuhaf çocuk öldü.. Ben kayboldum.

KAYIP YILDIZ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin