13. BÖLÜM - SEN GEL DE VARSIN VARLIĞIN BAŞIMIN BELASI OLSUN

18.8K 1.3K 21
                                    

Yüce aşkın ömrüme gül kokunla dolsun,
Sen gel de
Varsın varlığın başımın belası olsun!

Geçen bir hafta gergin ve sinir dolu geçti Ateş için. Çünkü döndüklerinden beri ondan zaman isteyen Yağmur, hala ailesine evlendiklerini söylememiş, gizli saklı sürdürüyorlardı evliliklerini. Zaten o gecenin ertesi günü dönmüş ve o günden beri de baş başa kalamamışlardı ve bu Ateş’in gerçekten sinirlerini zıplatıyordu. Yağmur’un neyden bu kadar çekindiğini anlamıyordu. Oysa Ateş tüm sorumluluğu üstüne alacak, Yağmur’u zor durumda bırakmayacaktı. Zaten suç işlememişlerdi. Evlenmişlerdi.
Daldığı düşüncelerden çalan kapı ile kendine geldi. “Gir,” seslendi.
Gelen kişi ile siniri bir kat daha arttı.
“Senin ne işin var burada?”
“Asıl soru bu değil sevgilim?” derken sesi yükseldi kadının “Asıl soru nişanlandığın doğru mu?”
“Evet doğru da bu konunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum.”
“Sen ve ben... sen ve ben Ateş... biz sevgiliydik. Yurt dışına gidecektik birlikte. Planlar yapmıştık. Sonra sen... Birden hayatımdan çıktın. Sebebini dahi söylemedin. Şimdi öğreniyorum ki nişanlanmışsın. Bu ne demek oluyor?”
“Sana hesap verecek değilim Sanem. Hesap vereceğim en son kişi sensin. Dediğin gibi biz ayrıldık. Bunca ay sonra kalkıp bana hesap sorma cesaretini nasıl kendinde buluyorsun? “
Ateş gitgide sinirlenmişti. Zaten yeterince gergindi.

“Ateş bey bir görüşmede Yağmur hanım.”
“Kim?”
“Bilmiyorum. İlk kez görüyorum hanım efendiyi.”
“Hanım efendi?” derken sinir kanında gezmeye başladı. Yok bu sinir değildi, kıskançlıktı. ‘Allah’ım resmen kıskanıyorum.’
Kapıyı kibarlıktan bir kere tıklatıp, cevap vermeden girdi. Eğer uygunsuz bir durumdaysalar normale dönmek için fırsat bırakmamak lazımdı. Ama girdiğinde birbirine öfke ile bakan ikiliyi ayakta ve karşı karşıya görünce şaşırdı. Ne güvensiz olmuştu. Hepsi o aptal yüzündendi.
“Ah hayatım misafirin olduğunu bilmiyordum.”
“Gel bebeğim Sanem hanım da gidiyordu.”
“Bu konu burada kapanmadı Ateş.”
“Güle güle Sanem.”
Giden kıza bakan Yağmur, ellerini göğsünde birleştirip adama baktı.
“Ne oluyor Ateş. Bu kadında kim?
“Önemli...” dediği an Yağmur adamın sözünü kesti.
“Sakın bana önemli biri değil gibi zırvalama Ateş. O kadın kim?”
En iyisi doğruyu söylemekti. Çünkü internete bile baktığı an bunu öğrenebilirdi. Yağmur’dan sonraki en uzun ilişkisini onunla yaşamıştı.
“Eski sevgilim. Oldu mu? Nişanlandığımı duymuş. Onu konuşmaya gelmiş. Ama inan senden önce bitmişti Yağmur.”
“Bundan pek emin değilim Ateş. Kadın buraya gelme cesaretini nereden almış?”
“Ne demek şimdi bu Yağmur? Nereden bileyim ben nereden almış. Saçmalıyor işte. “
“Ben odamdayım.” Diye tam çıkacakken Ateş onu belinden sarıp kendine çekti. Kadının sırtı adamın göğsüne yapıştı. Diğer elini de eteğinin altından geçirirken kızın kulağına fısıldadı. “Seni çok özledim karıcım. Bu akşam bana gidelim. Yeter artık. Karıma özgürce dokunamıyorum.”
Kadın adamın dokunuşları ile kendinden geçmek üzereyken kendine gelmesi gerektiğini hatırlattı kendine.
“Ateş... iş yerindeyiz.”
“Akşam gelecek misin?”
“Tamam geleceğim.” Sesi titremişti çünkü adam o anda boynuna öpücükler bırakıyordu.
“Hım, aferin. Kocanın sözünü dinliyorsun. “
“Ateş...”
“Akşam için çok edepsiz planlarım var Aşk Tanem.”
Kız son kalan gücü ile adamın kollarından çıkınca yanakları kıpkırmızıydı.
“Sen... Sen çok terbiyesizsin.”
“Senin terbiyesizinim. Bu arada en sevdiğim renk mor karıcım.”
“Ateş!” diye feryat etti kadın. Yeterince utanmıştı.
“Kocanın istekleri senin için önemli olmalı bebeğim.”
Kadın daha fazla beklemeden odadan çıktı ama adamın arkasından kahkaha attığını duydu. Resmen evlendikten sonra bambaşka bir Ateş çıkmıştı ortaya. Allah’ım ve maalesef ki bu Ateş’e bayılmıştı. Bu durum onu da edepsiz yapıyordu. Adam değiştirmişti. Tek gecede dengesini bozmuştu.
‘Mor mu demişti. Alışverişe gitmem gerekiyor.’

AŞK TANEM / Y.S.S. II - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin