Bedenin bir yere kadar ısıtır içimi,
Onu bunu, o aptal inadını,
Aşksız olan bütün kelimeleri bırak şimdi...
Yüreğinle sar, ateşinle yak beni...“Ateş ne demek çift kişilik tek oda? “ kızın gözleri kocaman bir fare görmüş gibi pörtlemişti.
“Orada sana direkt uygulamalı gösteririm hayatım ne demek olduğunu. “ deyip göz kırptı.
‘Adi pislik resmen yakışıklılığını ve karizmasını benim üstümde sonuna kadar kullanıyordu’ diye geçirdi içinden.
“Olmaz Ateş. Seninle aynı odada kalamam. “
“Neden? “ dedi adam sakin bir şekilde.
“Şeyden, çünkü... Şey yapamayız. Yani... “
Ateş ellerini cebine koydu ve konuşmaya çalışan kıza yaklaştı. Kulağına eğildi. Saçlarını kulağının arkasına çekti ve nefesini ensesinde hissettirerek konuştu.
“Sevişemeyiz mi demek istiyorsun? “ sesi boğuk ve baştan çıkarıcıydı. Yağmur bayılacağını hissetti.
“Ama biz daha nişanlıyız. “ sesi öyle bir fısıltı ile çıkıyordu ki, Ateş onun etkilendiğini anlamıştı.
“Eee bak sen diyorsun biz nişanlıyız Yağmur. Sence de bazı şeyleri paylaşmamız gerekmiyor mu artık? Mesela ufak dokunuşlar, ya da çok daha fazlası... “ derken kızın sırtını okşuyordu.
Yağmur bu temasla bile böyle olduysa devamı tahmin edemiyordu. Hep cinsellik için aşkın olacağını savunurdu ama şimdi yanıldığını çok iyi anlıyordu. Çünkü resmen Ateş’in dokunuşları adı gibi her tarafını yakmıştı. Biraz daha bu odada kalırsa eriyecekti. En iyisi kaçmak.
“Neyse, benim gitmem gerekiyor. Yapmam gereken bir kaç işim var. “
Ateş kadının kaçtığını anladı. Fransa’da nasılsa tüm haftasonu onlarındı. Fuara falan da gidecekleri yoktu. Aklını yememişti daha. Fuar sadece dikkat çekmemek ve Yağmur’un ailesinin sorun çıkarmaması içindi. Çok zekiydi çok.***
Ecrin eşyalarını toplayıp, tam çıkmak üzereyken telefonu çaldı. Arayanın Poyraz olduğunu gördü.
“Efendim Poyraz. “
“Nasılsın kız cadı? “
“İyiyim. Sen nasılsın? “
O sırada kapı eşiğinde duran Cem ise konuşmayı dinliyordu.
‘Kim lan bu Poyraz? ‘ diye geçirdi içinden.
“Ya Ecrin bizim ufaklık seni özlemiş. Akşam gelsene. “
“Ah bende çok özledim. Akşama işim yok gelirim tabi. “
‘Çok gidersin Ecrin hanım. “ diye söylendi Cem.
“Tamam görüşürüz. “
Telefonu çantasına koydu. Tam adım atmıştı ki sert bir el kolunu tuttu.
“Nereye? “
“Mesaim bitti. Bilindiği üzere. Çıkıyorum. “ dedi gergin bir tonla.
“Akşam iş yemeği var. Benimle geleceksin. “
“Pardon ama bunun için önce bana sorsaydınız keşke. Zira işim olduğunu söylerdim. “ dedi alayla.
“İşinden daha önemli değildir. Zira öyleyse karşı tarafa yazık olacak. Çünkü bu yemeğe kesin geliyorsun. “
“Gelemem Cem bey. Gerçekten. “
Cem kadını kolundan tutup, sürükledi. “Bu konu tartışmaya açık değil. Gidiyoruz. “
Kadını eve bıraktı ve iki saate gelip alacağını söyledi. Ecrin söylene söylene hazırlandı. “Kölesiyim sanki Şehzademizin. Maşallah. Elinin altındaki kızlardan sanıyor beni. Poyraz beyefendiye de ulaşabilene aşk olsun. Tüm erkeklere ölüm. “
Telefona gelen mesaj sesiyle kendine geldi.
“İyice kafayı yedin Ecrin hanım. Kendi kendine konuşuyorsun şu hödük yüzünden. “
‘AŞAĞIDAYIM. ‘
“Ay havalara bak. “
Ecrin aşağı indiğinde Cem arabanın içinde bekliyordu onu. Kapıda Ecrin’i görünce bir an nefesi kesildi. ‘İyi ki o herifle buluşmaya yollamadım. ‘ diye tebrik etti kendini.
Siyah dizlerinin hemen üstünde olan elbise, fazla kısa olmamasına rağmen çok dikkat çekiciydi. Göğüs kısmında derin dekoltesi ve o derinlere kadar inen kolyesi mükemmel görünüyordu.
“İyi akşamlar. “
“Size de leydim. Muhteşem görünüyorsunuz. “
“Teşekkür ederim. Siz de öyle. “
“A bunu hakaret sayarım işte. Benim her zamanki halim güzelim. “
“Ukala hödük. “
“Eee nereye gidelim? “
“Ne demek nereye gidelim? Zaten iş yemeği olduğu için, yerin belli olması gerekiyor mu? “
“İş yemeği de baş başa olacağız. O yüzden istediğimiz yere gidebiliriz. Sıkıntı yok. “
Ecrin şok olmuştu. Kocaman açtığı gözler ve ağızla adama bakıyordu.
“CEM BEY BU NE DEMEK OLUYOR? “
“Seni kandırdım kırmızı başlıklı kız. Ben kurt. Ve seni yiyeceğim. “ adam bir an kıza baktı, gözlerindeki öfke ve tedirgin kıvılcımları dans ediyordu.
“Tamam şaka şaka. Sadece bir yemek. Söz veriyorum. “
Ecrin hala anlamış değildi. Lokantaya geldiğinde son derce şık, gösterişli ve her yanından lükslük atan bir yerdi. İçeri girerken etraftan akan sular lokantaya ayrı bir hava vermişti.
“Hoş geldiniz Cem bey. Masanız hazır. “
“Teşekkür ederim. “
Denizi gören bir masaya geçtiler.
“Ne alırdınız? “
“Ben deniz levreği. Sen güzelim?”
“Aynısından. “
“Peki. İçecek olarak.? “
“Her zamankinden ve tüm mezelerden de istiyoruz. Küçük hanımı doyurmamız lazım. “
“Peki efendim. “
Garson gidince Ecrin ters ters adama baktı.
“Ha yani ben doyumsuzum. Öyle mi Cem bey? Beni doyuramıyorsun. “
Cem tam cevap verecekti ki telefon çaldı. Arayan Poyraz’dı.
“Efendim Poyraz. “
Cem homurdanmaya başladı.
Karşıdan cevap gelince Ecrin Cem’e susmasını söyledi ama Cem daha da öfkelendi.
“Ne o sevgilin benimle olduğunu öğrense kızar mı? “
“Bi saniye Poyraz. “ deyip telefonu uzaklaştırdı. “Ne sevgilisi be? Kapa çeneni iki dakika. “ tekrar telefonu kulağına yerleştirdi.
“Allah aşkına Ecrin neredesin?”
“Ya aradım seni ulaşamadım. İş yemeği çıktı aniden. Gelemedim. Ama yarın söz geleceğim tamam mı? Kahvaltıya ne dersiniz? “
“Süper olur. Tamam bekliyoruz. “
Bir süre Cem onları süzdü. Sevgilisi değilse neydi bu Allah aşkına. Konuyu hiç açmadı. Yarın görürdü nasıl olsa. Onu tek bırakacak değildi. Bayram dolayısıyla iş de yoktu. Bu iyiydi işte.***
“Ya banane banane Çayla da gelsin. “
“Kızım Perim belki işi vardır. Rahatsız edemeyiz. Hem o senin yaşıtın mı ki Çağla diyorsun? Çağla abla demen daha doğru olmaz mı? “
“Hayıy. O bana dedi. İstediğini diyebiliysin dedi. “
“Ha öyle mi dedi? İyi peki. “ deyip güldü. Kızına laf yetiştiremezdi.
“Hadi aya baba. Bekliyoyum. “
“Peki. Ama sadece soracağız ısrar etmek yok tamam mı?”
“Tamam. Peyi sözü. “
“tamam üç kağıtçı. “ deyip telefonu çıkardı ve dün kaydettiği numarayı tuşladı. Kızına uzattı.
Bir süre sonra telefon açıldı.
“Efendim? “
“Çaylaaa benim Peyi. “
“Peri, güzelim. Bu ne hoş bir sürpriz.” Çağla beklemiyordu. Dünkü tavrından dolayı, aramasını hiç beklemiyordu.
“çayla bugün Cumhuyiyet bayyamı ve babam beni yemeğe ve payka götürecek. Sen de geliy misin? “
“Şey aslında. “
“Çayla lüffen ama lüffen. “
“Peki tamam. Babanı verir misin telefona? “
“Tamam. Baba seni istiyoy. “ dedikten sonra odasına koştu. “Yaşasın! “
“Efendim. “
“Merhaba. Ben aramanı beklemiyordum. Yani beklemiyordum derken istememe mahiyetinde değil. Her neyse. Ben Peri’ye gelirim dedim ama. “
“Gelmen ikimizi de mutlu eder Çağla. Gerçekten. “
“Şey peki. Nerede buluşalım? “
“Biz seni yarım saate gelir alırız. “
“Ben dışardayım zaten. Bana yer bildirirseniz oraya gelirim. “
“Neredeysen söyle gelip alalım Küçük nereye gitmek istiyor bilmiyoruz. “
Bulunduğu yeri söyleyip kapattı.
Elleri titriyordu. Neden böyle olmuştu ki? Adam istemiyor. Belli. Peri çok ısrar etmiştir.
“Çağla iyi misin? “
“İyiyim Can. Yalnız benim gitmem gerekiyor. “
“Hayırdır? “
“Ya bir işim çıktı. Tamer Enver. “
“Tamer ne alaka ya? “
“Dün AVM’de karşılaştık. Kızı da onunlaydı. “
“Eee? “
Sonra olanları anlattı. Tabii bi kısmını.
“Çağla sen bu adamdan bayağı etkilenmişsin. “ deyip sırıttı.
“Ne alaka Can ya. Bak Gamze’ye de bir şey deme ha. “
“Peki tamam. “
O sırada arabada onları izleyen bir çift sinirli gözden haberleri yoktu. Kornaya bastı. Çağla Tamer’i görünce ayaklandı. Ve arabaya yürüdü. Kapıyı açıp, gülerek
“Merhaba. “ dedi ama Tamer hala sinirliydi.
“Merhaba. Muhabbetini bölmedik inşallah. “
“Efendim. Anlamadım. “
“Çayla o yakışıklı senin sevgilisi mi?”
“Ne alakası var? “ diye gürleyen adama ikisi de şaşkın bir şekilde baktı. Ne olmuştu da bu kadar sinirlenmişti. Onun gelmesine mi bozulmuştu?
Bugünün gergin geçeği kesindi.
İkisinin de aklından bu geçiyordu. Ta ki Çağla o sihirli cümleyi söyleyene dek.
“Yok bebeğim. Arkadaşımın nişanlısı. Onlarla görüşecektim ama sen arayınca onları ektim. “ Deyip gülümsedi ona.
Adamın dudaklarının kıvrıldığından habersizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TANEM / Y.S.S. II - FİNAL
RomanceGörücü mü? Asla, diyordu Ateş... Ta ki adının anlamını kalbinde hisseden o kızı görene kadar... Durakta her sabah fotoğraflarını bir sapık gibi çektiği kızı... Yağmur'u... Sevgilisinin onu aldattığını ve aslında onu sevmediğini öğrenen Yağmur, o kar...