Sen kal sevgili ben gidiyorum,
Sevmediğimden değil,
Kaybettiğimden...
İçimdeki çocuğun katili oldum,
Ruhumun celladı gözlerin,
Ölümüm olur gözlerinden...
Didem bir an kocasına baktı, ellerini yumruk yapmış Ateş'e bakıyordu.
"Bu ne demek oluyor?"
"Osman baba açıklayabilirim."
"Neyi açıklayacaksın. Biz güvendik sana Ateş. Bir gün bile çıktığınız, gittiğiniz yerleri sorgulamadık. Kızım hamile lan, hamile."
Duyduğu şeyle herkes şok geçirmişti ama kimisi sinirden kimisi mutluluktan.
"Bakın Osman baba, yemin ederim evlenmeden elimi sürmedim. Ben Paris'te ona sürpriz yaptım ve nikah kıydık. Gelir gelmez size söylemek istedik ama bir türlü uygun zamanı bulamadık işte."
Didem hanım duyduğu evlilik kelimesi ile artık ayakta duramadı.
"Ay Osman ne diyor bunlar? Beni delirtecekler. Ne demek evlendik? Oğlum biz karşı mıydık da gidip kimsesizler gibi evlendiniz? Hadi evlendiniz, hamilelik ne oluyor? Osman bir şey yap Allah aşkına?"
"Ne yapıyım Didem? Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. Çocuk bile yapmışlar."
"Ya Osman baba, Didem anne çocuk inan planlarımızda yoktu. Sevinmedim dersem yalan söylemiş olurum. Sevindim hem de çok. Ama keşke bu şartlar altında öğrenmeseydiniz."
"Sen delikanlı, kızımdan uzak duruyorsun. Yağmur bizimle geliyor ve sen bir daha onun yanına bile yaklaşamayacaksın."
Uzun süre sessizliğini koruyan Ferit bey devreye girdi.
"Osman yapma Allah'ını seversen, çocuklar bir cahillik etmiş ama sonuçta oğlum nikahına almış kızını. Şimdi bizim onlara destek olmamız lazım. Bir an önce düğünü yapar, en yakın zamanda da torun severiz. Fena mı?"
Ayşen hanım bütün sevgi dolu bakışları ile kocasına baktı. Yüreği pamuk gibiydi. Oğlunu asla yarı yolda bırakmayacağını biliyordu.
"Hem Yağmur benim eşim Osman baba. Bu kararı en nihayetinde o verecek. İsterse benimle gelecek, isterse düğüne kadar sizinle kalacak. Ama ondan ve çocuğumdan ayrı kalmayacağım."
"Asla. Ne o düğün olacak ne de Yağmur sizinle gelecek. Anladın mı beni? Eğer olur da seninle gelirse ne benim ne annesinin bir daha yüzünü göremez."
O sırada doktor yanlarına geldi.
"Eşimin durumu nasıl doktor bey?"
"Bak hala eşim diyor. Didem vuracam ben bu adamı."
"Tamam Osman sakin ol biraz. Birazdan kızımızı da alıp gideceğiz."
"Hastamız iyi. Şimdi odaya aldık. Bir kaç saate serumu bitince taburcu olabilir."
"Teşekkür ederiz."
Odasına doğru hızla ilerleyen kalabalık, aynı anda odaya geçtiler.
Yağmur suratında üzgün, pişman ve mahcup bir ifade ile gözlerini babasına dikti.
"Baba..." diyebildi çatallaşmış sesi ile.
"Bana baba deme. Bunu nasıl yapabildin Yağmur? Biz seni böyle mi yetiştirdik? Senin önünde mi durduk kızım? Evlenme mi dedik? Gizlice nikah kıyıp," sustu, aklına gelen şeyle delirecekti. "Hamile kalmak ne demek?" derken sesini kontrol edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TANEM / Y.S.S. II - FİNAL
RomanceGörücü mü? Asla, diyordu Ateş... Ta ki adının anlamını kalbinde hisseden o kızı görene kadar... Durakta her sabah fotoğraflarını bir sapık gibi çektiği kızı... Yağmur'u... Sevgilisinin onu aldattığını ve aslında onu sevmediğini öğrenen Yağmur, o kar...