Bazen sessizlik esir eder bizi zamana,
Bazen ise zaman...
Seni bana esir edecek ne bir sebep var
Ne de bir an...
Ben kabullendim...
Ama sen de rahat bırak yüreğimi be adam...Kızlar akşam Ecrin’in evinde toplanmışlardı.
Beste koca karnı ile yürümek de bile zorlanıyordu artık.
“Ne oluyor kızım bizi kocalarımızdan ayırdın?”
“Dertliyiz her halde. Bir gece ayrıl o mükemmel kocandan ne olacak. Her erkek senin erkeğin gibi mükemmel değil. Kadına bak! Biz adamı bir kere bile kendimize aşık edemiyoruz, kadın kocasını kendine iki kere aşık etti. Taktiğini öğreteceksiniz bana!”
“Kızım hasta mısın nesin? Kimi aşık edeceksin kendine?” Yağmur’un sorduğu soru ile sıkıntı ile ona bakan Ecrin,
“Sadece aşık etmeyeceğim Yağmur. O çapkın domuz kapında köpek olacak.”
“Cem mi?” dedi hayret dolu bir nida ile.
“Nereden çıkardın Cem olacağını acaba?”
“Bizim çevremizde başka bekar yok. Hem neyse asıl ben size bomba bir şey söyleyeceğim. Toplandığımız iyi oldu, çünkü yardımınıza ihtiyacım var.”
“Bomba mı?”
“Haber mi?”
“Sen ne karıştıyorsun kızım ya?”
“Hamile misin yoksa?”
Kızların hepsinden ayrı bir soru yükselmişti. Son soru ise Beste’dendi.
“Çüş! Ben sen miyim kızım kedi gibi doğurayım? Daha Çınar bir yaşını yeni doldurdu hemen hamile kaldın. Maşallah.”
“Sanane be? Sen de evlen sen de doğur.”
“Evlendim zaten. Ama doğum için erken.”
Ortalığa düşen bomba gibi sözden sonra, herkes sessizleşti. Sonra Ecrin birden çığırdı.
“Eee hani nikah şahidin ben olacaktım? Nasıl evlendin ya?”
“Ne yani Ecrin kadın evlendiğini söylüyor. Senin tek derdin şahitlik mi?”
“Tabi ki. İlk defa nikah şahidi olacaktım.”
“Sen bu çatlağı bırak. Olayı anlatsana.”
“Ya bu gece benim gecemdi. Ama sen Yağmur Tanem Taylan...”
“Polatlı.”
“Efendim?”
“Soyadım diyorum, Taylan değil. Polatlı olacak.”
“Aman ne önemli bir ayrıntı. Her neyse. Bu gece benim gecemdi.”
“Tamam sana da sıra gelecek yavru minik kuş.”1 saat sonra
“Aklımda kalmazdı yüzün ellerin,
Ah bu şarkıların gözü kör olsun.
Senin de gözün kör olsun Cem. Allah seni kapımda sürüm süründürsün.”
Kızlar hep bir ağızdan bağırdı. “Amin”
“Aşkımdan gözünü kör etsin.”
“Amin.”
“Ecrin, diye sayıklayarak uykularında soğuk terler dökesin. “
“Amin.”
Sonra hepsi birden kahkaha attı.
Mısra başladı bu sefer.
“Bana ne demeli sen iki yıl oku, mezun ol ama mezuniyet gezine gideme. Neden? Çünkü kocan tam bir odun.”
“Kütük.”
“Kas yığını kalas.”
“Cem Allah senin bayıldığım kaslarını söndürsün.”
“Oha kızım oha. Yavaş gel.”
Yine kahkaha attılar. Kendinde olan Mısra ve Beste resmen havadan sarhoş olmuşlardı.
Gece geç saatlerde hepsi yorgundu. Kapı çalınınca Mısra gidip açtı ve kocalarını karşısında görünce şaşırdı.
“Poyraz? Rüzgar?”
“Ben de Ateş. Memnun olduk Mısra. Sizi almaya geldik.”
“Biz bu akşam burada kalacağız.”
“Sizi bilmem ama Yağmur benimle geliyor.”
“Allah Allah. Nedenmiş?”
“O biliyor sebebini. Çekilin be önümden.”
İçeri girip gözleri ile etrafı süzdü. “Ne oldu lan burada?”
“Olan oldu Ateş enişte. Sen de almışsın kızı basmışsın nikahı. Maşallah. Her şey olmuş. Seni seni seni...” gülerek bunları sıralayan Ecrin’in sözlerini duyan Poyraz ve Rüzgar resmen kükredi.
“Ne? Ne nikahı lan? Nerede bastın nikahı?”
“Paris’te.” Dedi bıkkın bir sesle Ateş. “Sen de Yağmur hanım, ailene söylemeye cesaretin yok. Ama maşallah burada bülbül gibi şakımışsın. Yürü gidiyoruz.”
“Bir yere gidilmiyor abicim. Oturup şu olayı anlatıyorsunuz? Neden bu şekilde evlendiniz?” dedi Poyraz otoriter sesi ile.
“Söylesene Ateş bey, neden evlendiğimizi?”
“Sürpriz yaptım.” Derken Yağmur’un gözlerinin içine baktı ‘emin misin?’ der gibi.
“Bu kadar yani? Sürpriz yaptın?”
“Evet. Bu kadar. Şimdi karımı da alıp gidiyorum. Yürü Yağmur.”
“Ya nereye ya?”
“Dün ektin, ‘yarın’ dedin. Bugün de arıyorum buradasın. Kaç saattir aramanı bekliyorum tık yok. “
“Ama kızlar gecesi yapıyoruz.”
“Bitti kızlar gecesi. Ben evde sana çok güzel bir gece hazırladım.”
“Oha!” diye bağırdı kızlar.
Evden çıktılarında Ateş sinirden kıpkırmızı idi. Yağmur suratına bakıp güldü.
“Hani en sevdiğin renk mordu? Yüzün şuan kırmızı.” Derken çok komik bir şey söylemiş gibi güldü.
“Gül karıcım gül. Evde gördüklerinden sonra bakalım öyle gülecek misin?”
“Ne var ki evde?”
“Ne yok ki?”
Geri kalan yolda Yağmur sessizdi. Ara sıra radyoda çıkan şarkılara kendi kendine eşlik edip, gülüyordu. Eve geldiklerinde, Ateş önce indi ve Yağmur’u kucağına aldı. Kadın sessiz çığlık atıp, kıkırdadı.
“Ateş! Ne yapıyorsun?”
“Karımı evimize taşıyorum.”
“Deli.”
“Delirdim evet Yağmur ve yemin ediyorum ilki kadar kibar olmayacağım. Çünkü delirttin beni.”
“Ateş!” bu sefer sesi uyarıcıydı.
Odaya geldiklerinde, karısını indirdi ve etrafa bakması için ona zaman verdi.
Yeni yatak odası almıştı. Bembeyazdı ve o bembeyaz yatağın üstünde rengarenk şeyler vardı. Yağmur yatağa yaklaştı ve gördükleri ile gözleri kocaman, yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra adam küçük bir kahkaha attı. Arkasından sarıldı ve kulağına eğildi “Kırmızı da sana çok yakıştı. Kırmızıdan başlayalım istersen?”
Bütün yatak gecelik ve iç çamaşırı ile doluydu. Rengarenk, model model ama bir sorun vardı.
Yağmur eline aldı bir tanesini “Bu ne Ateş Allah aşkına? Bu neremi kapatacak? Hayatta giymem bunları.” Derken sanki eline ateş değmiş gibi attı geri.
“Onlar senin bir yerini kapatmak için değil, onlar benim için canım.”
“Kes Ateş. Giymem ben bunları.”
“Ben sana hem giydirir hem soydururum. Zevkle.”
Kadının üstüne yürüdü ve duvar ile kendi arasına sıkıştırdı. Pantolonunun düğmelerini tuttu. “Şimdiii... sen mi giyersin ben mi giydireyim?”
Yağmur sesli bir şekilde yutkundu. “B-ben giyinirim.”
“Güzel.”
Mor olan takımı uzattı ve kız elinden homurdanarak alıp, banyoya gitti.
Adam üstünü çıkarıp, yataktan hepsini toplayıp, yandaki koltuğa fırlattı. O sırada Yağmur çıktı banyodan.
Adam gördüğü manzara ile nefesi kesildi. İki adımda kadının yanına gitti. Belinden çekip kendine yapıştırdı kadını. Dudaklarına yapışırken fısıldadı
“Ölümüm olacaksın Yağmur Tanem Polatlı.” Deyip öpmeye başladı. Sonra onu taşıyıp, yatağa yatırdı.
“Seni çok seviyorum ve çok özledim.”
“Bende çok seviyorum Ateş.”
“Artık konuş Yağmur. Ayrı kalmak istemiyorum. Hele de bu geceden sonra asla kalamam.”
“Sus artık Ateş.”
Adam kahkaha attı ve kadınının sözünü dinledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK TANEM / Y.S.S. II - FİNAL
RomanceGörücü mü? Asla, diyordu Ateş... Ta ki adının anlamını kalbinde hisseden o kızı görene kadar... Durakta her sabah fotoğraflarını bir sapık gibi çektiği kızı... Yağmur'u... Sevgilisinin onu aldattığını ve aslında onu sevmediğini öğrenen Yağmur, o kar...