AŞK TANEM / Y.S.S. II - FİNAL

21. BÖLÜM - SENSİZLİK VURDU KARALARIMA

Sensizlik ağlatıyor be adam,
Gittin de ne oldu sanki...
Sensizlik vuruyor karalarıma,
Dalgalar acıtıyor yüreğimi...

“Yağmur!” niye seslendi adam. Muhtemelen yine bir yerlerde uyuyakalmıştı. Salona baktı yoktu, merdivenlerden yukarı çıktı, yine seslendi. Banyodan buharlar arasından çıkan kadını görünce nefesi kesildi. Minicik havluyu üzerine sarmış, hafif çıkan karnı belirgindi. Bir elinde havlu saçını kurutuyordu.
“Sen mi geldin?”
Adam dişlerini sıktı. Bu da mı işkence oyunuydu?
“Neden banyonda duş almıyorsun?”
“Ya oranın jakuzisi küçüktü. Bende keyif yapmak istedim.”
“Evet bayağı keyifli olmuştur.” Eliyle ensesini kaşıdı.
“Ay, hem de nasıl? Sıcak su bedenime değdikçe gevşedim.”
“Ben de sen anlattıkça sertleşiyorum.” Diye homurdandı.
“Duymadım hayatım ne dedin?”
“Duymadığını biliyorum da görmüyor musun da be kadın? Gir içeri üstünü giyin -ve lütfen giyin- sonra da yemek yiyelim.”
“Ne demek o lütfen giyin? Çıplak mı geziyorum ben?”
“Yok canım. Siyah çarşafla geziyorsun.”
Odasına hızla girdi. Lanet olsun, ne zaman bitecekti bu ceza? Sabrının sonundaydı. Böyle olmayacaktı. Kadına bırakırsa çocuğun kırkına kadar sürerdi. Tabii o zamana kadar kendisinin de on defa kırkı çıkardı. Duşa girdi. Zaten bu aralar günün her öğününde duşa giriyordu.
Kadın giyinip(!) aşağı indi. Yaptığı yemekleri sofraya dizerken adam da sadece açık mavi dizine kadar gelen açık mavi renginde bir şort giyindi. Şortu da bayağı aşağı indirdi. Altına da iç çamaşırı giyinmedi. Madem Yağmur hanım adil oyun istiyordu, o da adil oynayacaktı. Saçlarını da ıslak bıraktı. Sonra Yağmur’un bir söz aklına geldi. “Saçların ıslakken seninle yeniden sevişmek istiyorum. Çok seksi görünüyorsun.”
Aynada sessizce kahkaha attı. Saçlarını dağıttı ve indi.
Mutfaktan tıkırtılar geliyordu.
“Çok acıktım.”
“Yemek haz-“ konuşurken arkasını dönmesi ile cümlesini bitiremedi. Adam gayet vurdum duymaz şekilde salata tabağından bir tane domates çıkarıp, ağzına attı.
Kadın arkasını döndü. Ekmekleri doğrarken kendi kendine homurdanıyordu.
“Bir de ben kendimi seksi sanıyordum. Adama bak resmen seksiliğin sözlükteki anlamı. Arama motoruna seksi yazsan boy boy fotoğrafları çıkar yemin ediyorum. Ama ayıp yani, hiç de demiyor bu kadın hamile aşerir, canı çeker... sakin Yağmur sakin. Saçları da ıslak.”
“Bir şey mi dedin canım, duymadım.” Dibine kadar gelmişti. Arkadan tenleri birbirine değiyordu. Kızın incecik mini elbisesinden her şey hissediliyordu.
O elbiseyi giydiği için kendine küfür etti.
“Eee... De... Demedim bi... Bi şey.”
“Hımm.” Dedi. Arkadan ellerini uzattı, kızın elinin üzerinden ekmekleri ve bıçağı tutup kesmeye başladı. “Acıktım diyorum. Ama hala oyalanıyorsun.”
“Oyalanmıyorum.”
“Oyalıyorsun.”
“Ben de acıktım ama senin gibi huysuzluk etmiyorum.”
“Ben huysuzluk mu ediyorum?”
“Evet.” Derin nefes aldı. Kahretsin, en sevdiği parfümünü sıkmak zorunda mıydı?
“Nefes alamıyorum. Çekilir misin üstümden?”
“Gayet de alıyorsun. Kandırma kendini.”
“Bu adil değil.”
“Ne adil değil?”
“Yaptığın tabi ki. Adil oynamıyorsun.”
“Bence gayet adil oynuyorum.”
Kız birden arkasını döndü. Burun buruna geldiler.
“Değil. Ben tensel temasa girmiyordum.”
“Yasak mı?”
“Yasak.”
“Öyle bir kural yoktu. Ayrıca onun yerine neden kendini artık bırakmıyorsun?”
Deyip kızın eteğini sıyırıp, daha fazla yaklaştı. “Özledim Yağmur. Yeter!”
Yağmur zar zor kendine geldi ve adamdan uzaklaştı.
“Henüz değil Ateş parçası. Yani Ateş. Çok kırdın beni.”
“Affet. Özür dilerim. Başka yerden çıkar acısını. Ama kendinle cezalandırma.”
“En çok acıtan yerden vurucam seni.”

Aradan geçen bir haftanın sonunda ikisi de birbirlerine işkence çektirmeye devam ettiler. Ev ikisine de dar geliyordu artık.

                                           ***