Eceden
N-Napıyorsun sen?
Sevgilimi duvara yaslıyorum.
Sevgilin?
Evet, sevgilim.
Ben senin sevgilin değilim.
Senden ayrıldığımı hatırlamıyorum.
Park Chanyeol beni rahat bırak.
D.o. oppa arıyordu. Telefonu zorla olsa da açtım.
Efendim.
Nerdesiniz?
Chanyeol'e dışarıdayız. Hava alıyorduk.
Hemen içeri gelin.
Tamam.
Telefonu kapatıp Chanyeol'e döndüm.
İçerden çağırıyorlar, dedim.
Gidelim.
Elimi tutmaya çalışsada izin vermedim. Beraber içeri girdik ve yerimize oturduk. Diğerleri de oturmuştu bazıları hariç ergen çiftimiz onlarda. Bende dans etmek istiyordum.
Ece-Chanyeol
Efendim.
Dans edelim mi?
Gerçekten mi dercesine gözlerinin içine baktım. O da başıyla gerçekten dercesine onayladı. Uzattığı elini tutup peşinden gittim. Yarım saat kadar dans ettikten sonra tam yerimize geçecektik ki yanımıza sarhoşluktan önlerini göremeyecek duruma gelmiş 2 adam geldi.
Kardeş yanındaki kızı biraz verde bizde dans edek. dedi adamlardan biri
Ne diyordu bu ya? Chanyeol bu söze kavga çıkartırdı.
Oppa, gidelim.
Chanyeol'un kolundan tutup götürmeye çalışırken yeniden önümüze geçtiler.
Bi işine bak.-Chanyeol
Kızı ver ki bakam.
Benim yanımdaki kızı sana mı vereceğim?
Evet, bana vereceksin.
Ayıl da öyle konuşalım. Belki kim olduğumuzu hatırlarsın ayıkken. Şimdi çekil önümüzden.
Chanyeolden
Ece'yi alıp uzaklaşmaya çalıştım. İzin vermiyorlardı. Sevdiğim kızı bi başkasına vermezdim/ veremezdim. Ya kavga çıkacaktı ya da benim Ece'yi alıp eve götürmem gerekiyordu. Kavga çıkarsa şirket başımıza iş yığardı ve bu sadece benim ve Ece'nin yüzünden olurdu.
Çıkmıyorum. Senin demenle mi çıkacağım? Belki hanımefendi derse çıkarım. Benimle mi gelmek istersiniz bu adamla mı gitmek istersiniz?
Ece'nin diyeceği cevap açık ve netti.
Bu adam dediğiniz kişi benim sevgilim düzgün konuşun sizle gelmeyeceğim tabiki de.-Ece
Duydun şimdi çekil önümüzden. dedim
Ah tabi buyur diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
Oppa ceketini alabilir miyim?
Al deyip ceketimi verdim Ece'ye. Üstüne giyip kolumdan tuttu ve koşmaya başladı. Koşarken elbisesinin açılmaması için istemiş demek ki. Bizimkilerin yanına geldiğimizde bize bakıyorlardı garip garip.
Niye koştunuz?-Baekhyun
Çünkü adamın teki Ece'ye sarkıntılık etti. Kavga çıkmasın diye koştuk.
Ağzının üstüne çarpamadın mı?-Chen
Çarpardım ama hepimize milyon kat iş yüklenirdi bir daha da bar yüzü göremezdiniz.
Haklı-Baekhyun
Ben her zaman haklıyım Byun Baekhyun.
Sen ve şu egon.
Ece sen iyi misin?-D.o.
İyiyim oppa.
Sehun'larda geldikten sonra eve gittik. Yorucu bir gündü.
::::::::
2 günlük tatil bugün bitmişti. Hazırlanıp son gerekenleri yapmak için şirkete gidecektik. Daha sonra da geri dönüşümüz yapılacaktı bir kaç gün içinde.
1 saat içinde hazırlanıp şirkete gittik ve gerekli işleri yaptık. Akşam eve saat 10 gibi dönmüştük. Her tarafım ağrıyordu ve açtım. Yemek yapmayı bilenlere baktım. Hiçbirinin hali yoktu anlaşılan.
Suho oppa
Efendim Ece
Birşeyler mi sipariş etsek?
Et.
Para lazım.
He doğru da yok mu senin?
En son dün yedim tüm paramı yani benim yok.
Aslında fazlasıyla param vardı kendi paramı harcamak istemiyordum.
Banane aç kal.
Xiumin ya da Luhan oppa da vardır varsa.
Xiumin oppa.
Efendim.
Bana para verir misin?
Param yok Ece.
Lulu~
Hayır.
Ya aç kalmıştım. Ölüyorum açlıktan. Ben açlığa dayanamam ki. Gidip mutfakta ramen yapacağım. Bacaklarım ağrıyordu. Ramen çabuk oluyordu Allahtan.
Ramenimi yemiş doymuştum. Şimdi uyuyabilirdim. Herkes yatmıştı zaten.
