.IV.

348 121 5
                                    


Ψ

Ψ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
..
...

"Anne, ben geldim." İçeri girip kapıyı ardımdan örtmüştüm. Sırt çantamı da kapının girişine bıraktım. Mutfağa ilerlerken yanıma kuyruğunu sallayarak Bubby gelmişti. "Merhaba oğlum." Eğilip başını okşadım. Kendini sevdirebilmek için elinden geleni yapıyordu. Bu tüm köpeklerin genel özelliğiydi sanırım. Mutfağa girdiğimde ilk olarak buzdolabının üzerindeki notu fark ettim. Her zamanki gibi annem oraya benim için küçük bir postit yapıştırmıştı.

"Benim ufak bir işim çıktı. Şimdilik atıştıracak bir şeyler bul. Gelince yemek hazırlayacağım."

"Pekalaa..." Buzdolabını karıştırırken atıştırmalık olarak sağlıklı şeyler seçmek yerine ilk gözüme ilişen çikolatayı kapıp merdivenlere ilerledim. Yukarı çıkmadan önce kapının kenarına bıraktığım çantamı da almıştım. Merdivenleri çıktığımda aşağıda bekleyen Bubby'yi fark ettim. "Gel oğlum." Çağırmama rağmen yukarı çıkmayı reddediyordu. "Gel oğlum." Bacaklarıma vurarak gelmesini işaret ettim ama karşılık olarak havlamaya başladı.

Defalarca havladı. Yukarı çıkmıyor sadece bana bakarak havlıyordu. Bu sürekli karşılaştığım bir durum değildi. Genelde benden önce yukarı çıkmak için yarışırdı. Pes ederek arkamı döndüm ve odama ilerledim. Cebimden çıkardığım telefonumla anneme mesaj atıyordum.

'''Nerdesin? Bubby çok garip davranıyor...'''

Odama girip ardımdan kapıyı kapattım. Çantamı gelişigüzel bir kenara bırakmıştım. Sandalyeye oturup başımı geriye attım ve gözlerimi yumdum. Kendimi aşırı yorgun hissediyordum. Dinlenmeye ihtiyacım vardı. Telefonumdan gelen bildirim sesiyle ekrana baktım.

'''Geliyorum yoldayım. Noldu?'''

Tam cevap yazmak için hamle yapacaktım ki Bubby tekrardan havlamaya başladı. Ama bu sefer ses kapının önünden geliyordu. Yukarı çıkmayı başarmış olmalıydı. Kapıyı açtığım an içeri koştu. Olanları izlerken o direkt odanın köşesindeki çantama saldırmıştı. Neden böyle davrandığına anlam veremezken hızla yanına ilerledim. Çantamı dişlerinin arasında öyle sert tutmuştu ki ondan alamıyordum. Parçalamak istercesine sağ sola sallıyordu. "Bubby bırak."

Çantayı ağzından alabilmek için çekiştiriyordum. "Neden böyle yapıyorsun? Sana bırak dedim." Ama bırakmadı. Oysaki başka zaman olsa söylediklerimi yapardı. Beni anladığını biliyordum. "Bubby!" Çantaya olabildiğince asıldım. Parçalanmasına az kalmıştı derken fermuarı açıldı. Bubby'de aynı anda çantayı bırakıp uzaklaşmıştı. Korktuğunu anlayabileceğim sesler çıkartıyordu.

CEHENNET ΨHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin