.XXVII.

352 125 23
                                    


Ψ

Ψ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
..
...

Tam kestiremediğim bir kaç anı daha gördüm. Sanki tüm bu anılar gözlerimin önünden kayıp gidiyordu. Ve öyle gerçekçiydi ki sanki anıların başrol kahramanı bendim. Bu kadar çok anıyı bir arada görmek beni yormuştu. Anılar bittikçe etraf karanlığa büründü. Tek bir yerden loş ışık geliyordu. O da geldiğim yoldu. Kütüphaneye geri döndüm. Her şey bıraktığım gibi yerli yerinde duruyordu. Lucifer her ikimizin bedenini izliyordu siyahlar içinde. Zachriel eli elimin üzerinde gözleri kapalı öylece kalakalmıştı.

Kendi bedenime doğru ilerledim. Bedenime temas ettiğimde tekrardan mide bulantısı ve baş ağrısı kendini gösterdi. Gözlerimi kapatıp açtığımda her şey normale dönmüştü. Lucifer gözlerini kırpıştırarak olanları izliyordu. Zachriel gözlerini araladı. Elimi bırakıp gözlüğünü düzelterek gözlüğünün üzerinden beni izlemeye başladı.
"Bunu nasıl yaptın?"
"Demek görmeyi başardın."
Zachriel gururla gerindi ve tek kelime etmeden arkasını dönüp kitaplıkların arasından ilerleyerek görüş açımdan kayboldu.

Onun ardından ilerlemeye başladım.
"Ne oldu az önce?" Lucifer hemen yanımdan benimle beraber ilerliyordu.
"Ben de anlamadım. Çok tuhaftı." Kütüphanenin arka bölümüne geçtiğimizde ufak bir masanın başında Zachriel karton bardaklara içecek dolduruyordu. Bizim geldiğimizi hissetmiş olacak ki masaya oturmamızı işaret etti. Lucifer'la ses etmeden yan yana oturmuştuk. Zachriel doldurduğu yeni demlenmiş dumanı tüten çay bardaklarını önümüze bıraktı.

"Elena doğan bebeği gördün mü?" Zachriel hüzünlü gibi görünüyordu. Bizle göz teması kurmadan etraftaki eşyalarını çekmecelere dizmeye başladı.
"Evet gördüm." Burası ön tarafa kıyasla daha kalabalıktı. Duvar boyunca çekmeceli dolaplar vardı. Üzerinde monitör, vazoda kurumuş laleler, duvarda pano üzerinde okunamayacak kadar küçük yazılı kağıtlar vardı. Oturduğumuz masanın hemen arkasında epeyce eski ve küçük bir televizyon, yanında ise ceketlerin asılı olduğu bir askı yer alıyordu.
"Bebeği alıp hayatını kurtaran meleği gördün mü?"
Bir an için duraksadım.
"Hayır, net göremedim. Bebek kurtuldu mu?"

Zachriel şu anda anlamsız tebessümüyle bana bakıyordu. Kendisi de sandalyeye, tam karşımıza oturduktan sonra önündeki bardaktan bir yudum aldı ve anlatmaya başladı. "Elena, Lilith'nin ve isimsiz bir meleğin bebeği oldu. Bu Tanrı'nın katında yasak bir durumdur. O zamana kadar böyle bir şey hiç olmamıştı. Zaten Lilith yaratılan ilk kadındı orası ayrı." Duraksayı ve dumanı tüten bardağından bir yudum aldı. Neden beni öylece izlediğine anlam veremiyordum.

"Tanrı bebeği öldürmesi için bir başka isimsiz meleği görevlendirdi ama melek bebeği öldürmeyi reddetti... Onu uzun yıllar yaşayabilmesi için dünyaya yolladı ve kendisi cezalandırıldı." Buruk tebessümüyle bana bakıyordu Zachriel.
"Bana kalırsa buna değdi. O bebek büyüyüp genç bir kız oldu. Elena... o sensin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CEHENNET ΨHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin