Ψ.
..
..."Beni gördüğüne sevinmemiş gibisin Lucifer." Lilith gayet rahat bir şekilde oturduğu sandalyemde şeklini aldı. Ne bir çekingenlik ne de bir yabancılık duymuştu. Ona her ne kadar gıcık kapmış olsamda gerçekten çok güzel bir kadındı. Kusursuz denebilecek derecedeydi.
Lucifer ve ben hala o oturmuşken karşısında dikiliyorduk. Lucifer hala üzerindeki şoku atamamışa benziyordu. "Lilith buraya nasıl geldin?" Sahte bir gülümseme yayıldı suratına. "Sizin sayenizde aşkım. Bana bir kapı açtınız. Bir kaç gün önce Elena her ne yaptıysa seni bana getirmek yerine beni sana getirmeyi başardı." Lucifer'a her aşkım demesi içimde bir şeyleri harekete geçiriyordu. Lucifer'la bakıştık. Yanlış bir şey mi yapmıştım anlayamıyordum. Ayrıca Lucifer'ın tüm çabası Lilith'ye kavuşmak mıydı? Bunu sormayı çok istedim. Bana neden yalan söylediğini sormak istedim. Ama şu an ne yeri ne de zamanıydı.
Ben bu zamana kadar şeytanlar ve melekler hakkında çok kitap okumuştum. Lilith hakkında da bilgim yok değildi. Onu da en az Lucifer'ı tanıdığım kadar tanıyordum. Bir çok efsanede Lilith'nin iblislerden ve şeytanın kendisinden çocukları olduğu yazıyordu. Ama hiç bir kitapta Lilith için Lucifer'ın aşkı yazmıyordu.
"Aslına bakılırsa bu da çok iyi oldu." Etrafına bakındı. "Bu dünyayı sevmeye başladım." Ayağa kalktı ve tekrardan Lucifer'a yaklaştı. "Zaten nerde olduğumuzun bir önemi yok. Eğer berabersek..." Onun yüzünde parmaklarını gezdiriyordu. Derin bir nefes aldım. "Rica etsem ikinizde gider misiniz artık. Annem gelmek üzeredir." Lilith'nin bakışlarına maruz kalmıştım. Bana baştan aşağı baktı. Bakışlarından pek bir şey anlayamamıştım.
"Elena'mızın annesi gelmek üzereymiş demek. Hadi gidelim Lucifer." Onun elini tutup pencereye doğru ilerledi. Lucifer isteksiz adımlarla ilerlerken öylece bana bakıyordu. Gitmek istemediği açıkça belli oluyordu ama gidiyordu. Lilith pencereden sarktığı esnada "Elena bu arada kitabıma sahip çıktığın için teşekkür ederim. Bunu yapmaya devam et."
Yüzümü buruşturdum. "Kitabın mı?" Sakince cevapladı. "Evet... onu ben yazdım." Ben bir kaç dakika içerisinde olanları anlamlandırmaya çalışırken her ikiside gitmişlerdi. Ardından gidip sertçe pencereyi örttüm. Her elini kolunu sallayan kapı yokmuş gibi pencereden içeri giriyordu. Ardından hızla bilgisayarımı açtım ve az önce Lilith'nin oturduğu koltuğa surat bükerek oturdum.
Arama motoruna onun adını yazmıştım. Gerçekten de bilmediğim başka efsaneler olabilir miydi? En çok arattıklarım 'Lucifer ve Lilith'nin aşkı' konulu makalelerdi. Onu sevememiştim. Nedeninin kıskançlık olduğunu sanırım biliyordum ama bunu kabul etmiyordum. Karşıma çıkan bir yazıda bu konuyla ilgili detaylı olmasada bir şeyler yazıyordu. Baştan okumaya başladım. "Lucifer dünyaya sürüldü. Lucifer'a aşık olan Lilith ona sonsuza kadar sahip olabilmek için dünyaya inmek istedi."
Okumaya devam ederken neden böyle bir şeyi yeni öğrendiğimi düşündüm ve bu yüzden kendime sinirlendim. "Düşmüş meleğin peşinden gitmek isteyen Lilith'ye Tanrı izin vermedi. Sonunda ne yapacağını bilemeyen Lilith, Lucifer'ı geri döndürebilmek için kızıl saçlarını feda ederek bir kitap yazdı. Bunu gören Tanrı ikisini birleştirmedi ama kitabı Lucifer'ın son şansı olarak dünyaya yolladı."
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak derecedeydim. Lilith'yi tüm efsanelerde kızıl saçlı olarak biliyordum ama bu günkü kadının sarı saçları vardı. Ve bu efsanede bunun nedeninin saçlarını feda etmiş olması yazıyordu. Evet, bu doğru olabilirdi. Tanrı onları birleştirmemişti. Ama ben bilmeden onları birleştirmiş oldum.
Gözlerimi sıkıca yumdum. Pişmanlık duyuyordum. Bunun nedeni hem kıskançlık hem de güvenmemdi. Lucifer'a güvenmiştim. Ona yardım etmemi söylemişti. Ölmek istediğini söylemişti. Elbette ölmesini istemiyordum ama gökyüzüne çıkmak istemesinin nedenini bana söyleyebilirdi. Lilith'ye kavuşmak istediğini bana söyleyebilirdi. Ona aşık olduğunu söyleyebilirdi.
Bana bir çok sırrını vermişti. Güvenmişti. Ama yalan söylemişti. Lucifer bir yalancıydı. Tüm bunları düşünürken dolabımın kapağını açıp kıyafetlerimi karıştırmaya başladım. Kitap geri gelmemiş miydi? Neden her seferinde bana gelen kitabı şimdi bulamıyordum? Sahibinin geldiğini farkedip Lilith'ye mi gitmişti? Kitabın bile beni seçmediği düşüncesiyle içimdeki öfke gözlerimi yaşarttı.
Ağlamaya başladım. Sinirle bağırarak ve saçlarımın arasına geçirdiğim parmaklarımı çekiştirerek olduğum yere çökmüştüm. "Neden tüm bunlar oldu ki sanki!?" Bağırarak ağlıyordum. Kapının açıldığını duydum. Annem beni yerden kaldırmaya çalışıyordu. Eve geldiğinin farkına bile varmamıştım.
Beni yatağıma yatırdı. Bir şeyler söylüyordu ama ben dinleyemiyordum. Yattığım yerde gözlerimi yumdum ve ağlamamı yatıştırmaya çalıştım. Annemin yanı başımda olduğunu biliyordum. Yorgunluğumla beraber duygu değişimlerim beni yıpratmıştı. Bir kaç dakika içinde uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda bir ormandaydım. Büyük bir gürültü duydum ve sesin geldiği tarafa doğru ilerledim. Bir süre sonra koşmaya başlamıştım. Hava çok karanlıktı ve ben önümü göremiyordum. Sadece ayağımın altında kuru yaprakların hışırtısını duyabiliyordum. Koşmaya devam ettim. İleride parlayan bir ışık vardı. Sanki ateş yanıyordu.
O tarafa ilerlemeye başladım. Ateşe yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Ateşin etrafındaki bedenleri gördüğümde duraksadım. Tüm bu insanlar anlamadığım şeyler söylüyorlardı. Bir anda ateş yükseldi ve bedenler yerden yükselmeye başladılar. Onlar uçuyorlardı. Yaptıkları şey her ne ise normal görünmüyordu. Burada olmamam gerektiğini biliyordum ama nereye gidebileceğimi bilmiyordum.
Buraya nasıl geldiğimi de bilmiyordum. Gitmek istedim ama olduğum yere çivilenmiş gibi ayaklarımı kaldıramadım. Ne yapacağımı bilmeyerek korkuyla etrafıma bakındım. Sesler yükselmeye başladı. İnsanlar bağırarak konuşmaya başladılar. Toprağa çıplak basan ayaklarımı kurtarmaya çalıştım. O an arkamdan gelen biri bir anda ağzımı kapattı.
Gözlerimi açtığımda odamdaydım ve karşımda tanımadığım biri çığlık atmamam için ağzımı kapatmıştı. Tüm bu gördüklerimin bir rüya olduğunu sindirmeye çalışıyordum. Karanlıkta yüzünü seçemediğim kişi diğer eliyle gözlerimi kapattı. Korktuğum için karşılık veremedim ve her ne yaptıysa bilincimi kaybetmeye başladım.
Ψ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNET Ψ
Fantasy... Efsaneye göre en kudretli melek olan şeytan haddini aşıp cennetten kovulduğunda yeryüzüne sürgün edilmiş. Dünyaya indiğinde beraberinde kötülük ve laneti de getirmiş. İlk olarak ayak bastığı topraklar kuraklaşmaya başlamış. Sular çekilmiş, hayv...