...
Efsaneye göre en kudretli melek olan şeytan haddini aşıp cennetten kovulduğunda yeryüzüne sürgün edilmiş. Dünyaya indiğinde beraberinde kötülük ve laneti de getirmiş.
İlk olarak ayak bastığı topraklar kuraklaşmaya başlamış. Sular çekilmiş, hayv...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. .. ...
Bilincim yerine geldiğinde önce soğuk rüzgarı hissettim. Ardından gözlerimi açtım ve karşımda yanan alevi gördüm. Rüyamda gördüğüm gibi ormandaydım ama bu onun aksine gerçekti. Ateşin etrafında bir kaç kişi vardı. Bağırarak birbirleriyle konuşuyorlardı. Öfkeliydiler. Hareket etmek istediğimde kollarımı hareket ettiremedim. Bir ağaca bağlıydım. Kurtulmaya çalıştım ama işe yaramadı.
Uyandığımı fark eden bir beden bana doğru geliyordu. Bu kişi Agares'di. Korkuyordum. Gerçekten çok korkuyordum. Bu iblis beni öldürmek istemişti. "Güzel kızımız uyanmış." Agares sanki diğerlerini duyurmaya çalışırcasına seslenmişti. Yanıma geldiğinde gülümsedi. "Nasılsın Elena?" Artık bu soruyu onun ağzından duymak istemiyordum. "Bak burda ne var?" Elindeki kitabı havaya kaldırıp sallamaya başladı. Kitabın onda olduğunu farkettiğimdeki şaşkınlığım onu güldürmüştü.
"Benden ne istiyorsun?" Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş silinmeye başladı. "Bu kitap sen olmadan bir halta yaramıyormuş. O yüzden burdasın." Ellerimi sıkıca bağlamış oldukları iplerden kurtarmaya çalıştım. "Sana istediğini veremem Agares. Ben de bir işe yaramıyorum." Bu sefer alayla gülmeye başladı. "Kilisede yaptığın şey neyin nesiydi o zaman? Elena... o kadar aptalsın ki bilmeden nelere yol açtığını bile bilmiyorsun."
Agares karşımda volta atıyordu. Diğer iblisler ise bir şeye hazırlık yaparcasına etrafta dolanıyorlardı. "Bir kapı açtın. Yukarı dünyaya... buraya gelebilmelerini sağlayan bir kapı açtın. Tanrı buna neden engel olmadı hiç anlamıyorum!" Sinirlenmişti. Başımı iki yanımda salladım. "İsteyerek yapmadım." Sinirle bana doğru yaklaştı. Ben ise sadece boynumu hareket ettirebildiğim için yüzüne temas etmemesi için çevirebildim. "Bunun nelere yol açtığını bilmiyorsun. O kapıdan geçerek dünyaya geldiler."
"Lilith..." O kadar kısık söylememe rağmen beni duymuştu. "Onunla tanıştın demek." Gözlerinin içi parlıyordu. "Evet, Lilith o kapıdan geçti. Böyle bir fırsatı tepmeyeceğini çok iyi biliyordum. Ama hata yaptı! Buraya düşen melekler... iblisler buraya hapsoluyorlar!" Sinirle bağlı olduğum ağacın arkasına geçti ve ipleri çözmeye başladı. "Ben onlar gibi buraya hapsolmayacağım."
İplerden kurtulduğumda bileklerimi ovmaya başlamıştım. Beni ateşe doğru ittirdi. "Bana yardım et." Zoruyla bir kaç adım ilerlemiştim ki "Yapamam." dedim. "Elena geliyorlar. Bunu hemen halletmemiz lazım." İttirmeye devam etti. Lucifer mı geliyordu? Beni kurtarmaya geldiğini duymak heyecanlanmama yol açmıştı. "Lucifer mı geliyor?" Olduğum yerde duraksayıp heyecanıma engel olamadan sormuştum.
"Lucifer mı?" dedi ve yine alayla gülmeye başladı. "Hayır Elena. O kapıdan yalnızca Lilith geçmedi. Başkaları da var. Cidden sen nelere yol açtığını bilmiyorsun."
