Ψ.
..
...Lucifer'ın yanı başında beklerken Lilith düştüğü yerden kalktı ve bize baktı. Karşılık vermesini bekliyordum ama o beklediğimin aksine arkasını döndü ve ormana doğru koştu. Lilith'nin Lucifer'a neden böyle bir şey yaptığını düşünürken Lucifer'ın hala acı çekiyor olduğunu farkettim. Bütün vücudu kasılmıştı. Adeta bir taş gibi sertti. "Lucifer!" Korkuyla bacaklarımdaki başını tuttum ve bir nebzede olsun titremesini durdurmaya çalıştım.
Ben hiç bir şey yapamadığım için ağlarken yanımda iki beden belirdi. Tanımadığım iki yabancının kanatları o kadar göz alıcıydı ki parlıyorlardı. Kanatları devasa büyüklükteydi. Biri güzel bir kadındı. Güzel demek onun doğası için uygun muydu bilmiyorum ama gözlerimi alamıyordum. Diğer yabancı erkekte göz alıcıydı. Yüzleri tıpkı bir ay gibi parlaktı. Bedenleri pamuk gibi beyaz, gözleri bal köpüğü rengindeydi. Onların birer iblis olduğunu düşünmek delilikti. Onlar birer melekti.
Erkek olan melek yanıma eğildi ve Lucifer'ın kalbine avcunu yerleştirdi. Gözlerini yumdu ve saniyeler içinde hiç bir şey olmamış gibi kalkıp ikisi beraber ilerlediler. Ağaçların arasında kaybolduktan sonra Lucifer'ın titremesi yavaş yavaş azaldı. Saniyeler içinde gözlerini açtığında kendime engel olamadan bacaklarımın üzerinde olan başına sarıldım. "İyisin..." Yorgun gözlerle bana bakarak gülümsedi. "İyiyim."
Hemen onu kaldırmak için hamle yaptım. Yerde otururcasına doğruldu ve bana bakmaya başladı. "Gördün mü onları?" Ne dediğini anlamamış gibi bir surat yaptım. "Kimleri?" Hafifçe tebessüm etti. "Melekleri..."
...
..
.Yoldan şans eseri geçen bir aracı durdurmuştum. Aracın sahibi gözlüklü bir adamdı. Bizi şehir merkezine kadar götürebileceğini söylemişti. Teşekkür ederek önce yorgunluktan zar zor yürüyen Lucifer'ı bindirdim arabaya. Hemen yanına ben oturmuştum. Yol boyu adamın tuhaf konuşmalarına tanık olduk. Ormanın ne kadar karanlık olduğunu, havanın sıcaklığını, ormanda gördüğü bir geyiği anlatmıştı. Ben de karşılık olarak aynadan bize bakan adama zar zor tebessüm ediyordum.
"Siz gecenin bu saatinde neden ormandasınız?" Ne diyeceğimi bilemedim. Ben aslına bakılırsa bir iblis tarafından kaçırılmıştım. Yanımda duran adam ise bir şeytandı ve az önce Adem'in ilk karısı bize saldırmıştı. Onun elinden ise bizi iki melek kurtardı. Kendime gelircesine başımı salladım. Tüm bunları bu adama söylesem anlattığı anıları benimkinin yanında bir hiç kalırdı. "Yolda kaldık." demekle yetindim. Lucifer başını omzuma koymuştu. Yol boyu tek kelime etmedik.
Şehir merkezinde indiğimizde adama teşekkür edip gidişini izledim. Lucifer çok daha iyi görünüyordu. "Bir şeyler yemek ister misin?" Arkamdaki gece boyu açık olan küçük sandviççiyi işaret ettim. Başını olumlu anlamda salladı ve içeri girdik. Masaya oturduğumuzda siparişlerimizi verdikten sonra konuşmak için sabırsızlandığımı farkettim. "Onları gördüm. Kocaman parlak kanatları vardı. Hatta birisi sana yardım etti. Ne yaptığını anlamadım ama..." Göğsümü işaret ettim. "Burana dokundu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNET Ψ
Fantasy... Efsaneye göre en kudretli melek olan şeytan haddini aşıp cennetten kovulduğunda yeryüzüne sürgün edilmiş. Dünyaya indiğinde beraberinde kötülük ve laneti de getirmiş. İlk olarak ayak bastığı topraklar kuraklaşmaya başlamış. Sular çekilmiş, hayv...