.XI.

239 107 10
                                    


Ψ

Ψ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
..
...

Bir anda sıçradım ve uzandığım yataktan olduğu gibi kalktım. "Korkma" Daha gördüğüm kabusla kendime gelememişken sesle ikinci kez irkilmiştim. Bakışlarım pencerede öylece beni izleyen şeytana çevrildi. "Senin ne işin var burda?" Dudakları tek bir çizgi halinde gerildi. Gerçekten çok güzel bir cevaptı. "Yoksa sabaha kadar orda mı bekledin?"

Pencereden içeri sarkıttı bacaklarını. İkinci kez ayakkabılarla odama giriyordu. Yani tabi benim haberim olmadan sapık gibi odama girmelerini saymazsak ikinci kez. Bana doğru yürümeye başladı. Yatağın yanına bir anda devrilircesine uzanmıştı. Ben ise yataktan ayaklarımı sallandırmış oturur vaziyetteydim. "Çok yoruldum." Dudaklarının arasında lafları gevelerken ayağa kalkıp gardıropuma ilerledim. "Sabaha kadar pencerede dikilmeseydin yorulmazdın."

"Senin için endişelendim." Kıyafetlerimi seçmeye çalışırken söylediği söz beni etkilemişti. Başımı ondan tarafa çevirdim. Uzandığı yerden bana bakıyordu. Yüzüme istemsizce bir tebessüm yayılmıştı. Görmesini istemediğim için tekrardan kıyafetlere döndüm. "Teşekkür ederim. Böyle bir şeye mecbur değilsin." Elimin arasındaki kıyafetlerle oturduğum gardropun önünden kalktığımda Lucifer'a dönmüştüm.

"Üstümü değiştireceğim. Rica etsem..." cümlemi tamamlamama gerek kalmadan arkasını dönmüştü. Oysaki tamamen odadan çıkmasını isteyecektim. Gözlerimi bir an bile ondan ayırmadan üzerimi değiştirdim. Siyah kot ve siyah tişört giymiştim. Tıpkı Lucifer gibi siyahlar içinde olmak istemiştim. "Dönebilirsin." Tekrardan benden tarafa döndü. Ayaklarını yatağa değdirmemek için ayak kısmından sallandırmıştı. Komik görünüyordu.

"Bana benzemişsin." Uzandığı yerden kalktı ve yanıma geldi. Elleri saçımdaki tokayı tuttuğu gibi saçlarımı özgür bırakmıştı. Koyu kahve saçlarım omuzlarımdan aşağı döküldüler. Ardından beni omuzlarımdan tutup gardropun aynasına doğru çevirdi. Aynada ikimizde birbirimize bakıyorduk. Onun boyu benden bir karış uzundu. Belki de daha uzundu. Onun da benimde koyu kahve saçlarımız ve gözlerimiz vardı. Aslına bakılırsa onun gözleri siyah gibiydi. İkimizinde teni buğday rengiydi. Ve tuhaf olan birbirimize cidden benziyorduk.

"Okula gitmem lazım." diyerek çantama yöneldim ve aynadaki görüntümüzü canice öldürdüm. "Elena..." Bana farklı bir ses tonuyla seslenmişti. Ondan tarafa döndüm. "Yardımına ihtiyacım var." Başımı omzuma doğru yatırdım ve ne söyleyeceğini beklemeye başladım. "Okul çıkışı benimle gelmen lazım." Açıklamasına fırsat vermeden "Bir şartım var." dedim. "Nedir?"

...
..
.

İkimizde siyah güneş gözlüklerimizi takıp okulun bahçesinde onun aracından indik. Aracın önünde buluştuğumuzda hiç tereddüt etmeden elimi tutmuştu. Diğer elinde tuttuğu kırmızı gülü bana uzattı. Gülümsedim. Bunu bir şova çevirmişti. Gerçekten ben bile bu kadarını istememiştim. Okula doğru ilerlerken herkesin gözü bizim üzerimizdeydi.

Lucifer'dan aramızda bir şeyler varmış gibi okula giriş yapmayı şart koşmuştum. Bunu yapmamın asıl nedeni uzun bir zamandır benimle ve Mad ile uğraşan Kate'in sinirlerini bozmaktı. Yemekhanede onu görmüştüm. Ve o da en az Mad kadar hayranlıkla bakıyordu Lucifer'a.

Herkesin gözleri bizim üzerimizdeyken aynı anda gözlüklerimizi çıkartmıştık. Bu epey havalı olmuştu. Sanki yürüyorduk ama kırmızı halının üzerinde. Sanki yürüyorduk ama arkamızdan konfetiler patlıyordu. Okula girerken Kate'in bizi gördüğünü farkettim ve amacıma ulaştığımı farkederek rahatladım. Koridora girdiğimiz an Lucifer'ın elini bıraktım. "Teşekkür ederim." demekle yetindim ve dersimin olduğu sınıfa ilerledim.

Mad her zamanki yerinde oturmuş bilgisayarıyla uğraşıyordu. Yanına oturduğumda beni yeni farkedebilmişti. Hemen sonra ders başladı. Peşpeşe aralıksız giden iki dersin sonunda sınıftan çıkmayı başardık. Koridorda ilerlerken bir çok kişinin beni fark edip kendi aralarında konuştuğunu gördüm. Mad'e de yeni çocukla tanıştığımı söylemem gerekiyordu. Onun iki gündür yaşadıklarımdan haberi yoktu.

"Mad... seninle konuşmam lazım." Yürümeyi bırakıp bana odaklandı. Tam bir şeyler söyleyecektim ki "Elena" Kate'in gıcık sesini duydum. Kate yüzünü buruşturarak yanımıza doğru geliyordu. "Yine kim bilir hangi olayıyla hava atacak." Mad gülerek bana doğru fısıldamıştı. "Naber Elena?" Karşılık vermedim. "Epey bir popüler oldun saatler içinde. Tüm okul seni konuşuyor. Seni tebrik ederim."

Mad ne olduğunu bilmediği için anlamamıştı. "Ne olmuş ki?" Önce bana sonra Kate'e baktı. "Senin haberin yok mu? Elena okula gelen şu yeni çocukla takılmaya başlamış. Açıkçası bu kadar kısa sürede onu nasıl ayarladın anlam veremedim. Ayrıca bu kadar güzel kız varken sana neden baktı onu da anlamadım." Mad bana şaşkın şaşkın bakarken Kate koridorun ilerisindeki çocuklara selam verip yanlarına gitmek için hamle yaptı. "Ha bu arada Elena dikkat et. Yeni çocuk gözlüklerini takıp görmeye başlayınca gerçek güzellikleri fark edip seni bırakabilir. Sonra üzülürsün...Arkadaş tavsiyesi. "

Kate kızıl saçlarını savurarak yanımızdan ayrıldığında Mad bana doğru döndü ve "Ne diyor bu kaşar?" diyerek çıkıştı. "Sana anlatacaktım." dediğimde yüzü düştü. Muhtemelen söylediklerinin gerçek olmadığını düşünmüştü. "Sen ciddi misin Elena? Gerçekten onunla çıkmaya mı başladın? Ve en son ben duyuyorum." Derin nefes alıp lafa girmek istedim. "Onunla çıkmıyorum Mad. Sadece..."

"Sadece ne Elena? Sadece bana söyleme gereği mi duymadın? Ben senin arkadaşınım farkında mısın? Tüm okul öğrendikten sonra öğrenmeyi haketmiyorum. İki günde işi pişiriyorsun ama bana söylemeye vaktin olmuyor. Öyle mi? Ya bırak ya!" Mad sinirle beni bırakıp koridorda gözden kayboldu. Söylediklerinden dolayı gerçekten kırılmıştım. Düzgün bir açıklamam olmadığı için de işleri toparlayamamıştım.

Etraftaki insanların gözlerini üzerimde hissediyordum. Ben de apar topar kızlar tuvaletine girdim. Lavaboyu avuçlarıma kavrayıp öylece aynadaki yansımamı izliyordum. Sinirden gözlerim yaşlarla dolmuştu. Lucifer'la bu günkü yaşadıklarım tamamen çıkar ilişkisiydi ama benim yüzümden şu anda herkes bizi çift sanıyordu. Böyle düşünmelerini isteyip istemediğimi gerçekten oturup mantıklı düşünmediğimden olmuştu tüm bu olanlar.

Göz yaşlarımı elimin tersiyle silerek kendime aynadan çeki düzen verdim. Derin bir nefes alıp bir sonraki ders için tuvaletten çıkarken Mad'e kendimi nasıl affettirebileceğimi düşünüyordum.

Ψ

Ψ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
CEHENNET ΨHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin