Ψ.
..
...Kendi nefes alışverişimi duydum ilk önce. Yüzüme güneş vuruyordu. Bunu gözlerim kapalı da anlayabiliyordum. Araçların sesleri geliyordu. Trafik, insanların sesleri, kuş sesi, hatta duvarın arkasındaki yan odadaki televizyon sesini dahi duyabiliyordum. Gözlerimi açtım yavaşça. Beyaz bir duvar vardı karşımda ve bir adet kapalı televizyon.
Başımı sağ tarafıma çevirdim. Boş bir sandalye vardı. O esnada fark ettim kolumdaki serumu. Başımı diğer tarafa çevirdim. İki vazo dolusu çürümeye başlayan çiçekler. Gözlerimin ağrısı hafiflemişti ama hala tamamen geçtiğini söyleyemezdim. Derin bir nefes aldım ve uzandığım yerde azda olsa doğrulmak için hamle yaptım. Üzerimde beyaz bir elbise vardı. Hastane kıyafeti olmalıydı.
Ben onu incelerken kapı açıldı. İçeri Mad girmişti. "Elena!" Sevinçten çığlık atarak yanıma koştu. "Sonunda uyandın." Boynuma sarıldığında bir an tüm kemiklerimin yerinden çıktıklarını sandım. "Ne zamandır burdayım?" Hala konuşmakta ve gözlerimi tamamen açmakta güçlük çekiyordum. "Üç gündür"
"Hadi canım. Beni kandırmıyorsun değil mi?" Başını olumsuz anlamda salladı. Üç gündür burda bu haldeydim demekki. Hafızam bir anda yerine oturdu. Az önceye kadar burada olduğumu hatırlamamakla beraber sorgulamıyordum da. Ama şu an da her şeyi hatırlamıştım. Ölümden dönmek diye ben buna derdim işte.
Tekrar kapı açıldı ve bu sefer içeri annem girdi. Beni uyanık görünce bir an duraksadı ardından hemen yanıma gelip sarıldı bana. Başımı göğsüne bastırmıştı ve saçlarımı okşuyordu. Hala tek kelime etmemişti. "Anne" Başıma bir öpücük kondurup yüzünü görebileceğim kadar uzaklaştı. "Çok şükür. Çok korkmuştum. Elena, iyisin değil mi?" Başımı sallarken bir yandan da "İyiyim anne." diyordum.
Aceleyle kapıya yöneldi. "Ben doktoru çağrıyorum." Annem odadan çıktığında başımı Mad'e çevirdim. O da bana bakıyordu. Serumsuz kolumu kaldırıp serce parmağımı ona uzatmıştım. "Barıştık mı?" Gülümsedi. "Barıştık."
Geriye kalan saatler içerisinde Mad'a her şeyi anlattım. Koridordaki hayal gördüğümü sandığım olayı, Lucifer'ın yolda arabasıyla bana çarpmak üzere olduğunu, Mad'in gelmediği günkü muhabbetimizi, ormanda yaşanan olayları, beni kurtarmasını, okula öyle girmemizin benim ricam olduğunu hemen hemen her şeyi anlattım. İnanır mı diye düşünmeden anlattım. Olduğu gibi anlattım. İnanıp inanmamak ona kalmıştı.
Yalnızca son yaşadığımız ölümden döndüğüm olayı anlatmamıştım. Çünkü onu anlatmaya dilim varmıyordu. Mad onu anlattırsam ve burda olmamın sebebinin Lucifer olduğunu öğrenirse onunla düşman olurdu. İşler iyice sarpa sarardı. Ben de o nedenle anlatmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNET Ψ
Fantasy... Efsaneye göre en kudretli melek olan şeytan haddini aşıp cennetten kovulduğunda yeryüzüne sürgün edilmiş. Dünyaya indiğinde beraberinde kötülük ve laneti de getirmiş. İlk olarak ayak bastığı topraklar kuraklaşmaya başlamış. Sular çekilmiş, hayv...