.VIII.

283 103 8
                                    


Ψ

Ψ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.
..
...

Bir kaç gün sonra

Ψ
"Tanrı'nın Meleği, ondan korkanların çevresinde kamp kurar;  ve onları
kurtarır."
( Ps.34:7)

Bir türlü uyuyamıyordum. Kitap yanı başımdaydı. Kaybettiğim gün tekrardan beni bulmuştu. Sanki benden ayrılamıyordu. Bunu artık garipsemiyordum bile. Gittiği gibi gelmesini biliyordu. Bu, ne yalan söyleyeyim fazla hoşuma gitmişti. Bir yanımda anatomi ve biyoloji kitabım bir yanımda da benden ayrılamayan sihirli kitabımla beraber oturuyordum. Gözlerim saate ilişti. Oturduğum yerden kalktım.

"Okula gitme vakti Bubby" diyerek köpeğimin başını okşadım ve zaten hazır olan çantama kitabı da koyarak merdivenlere yöneldim. Evden çıktığımda telefon bildirimlerimi kontrol ediyordum. Annem benden önce çıkmıştı evden. Mad bu gün okula gelemeyeceğini yazmıştı ve ben onun mesajını yeni görüyordum. Sinirle dudaklarımı büzdüm. Eğer bilseydim ben de bu gün okulu ekerdim.

Gittiğim yola hiç dikkat etmeyerek hala telefonumla uğraşıyordum ki yüksek sesle çıkan korna sesi ve ani fren yapması beni yerimden sıçrattı. Arabanın ucu bana değiyordu. Olayın şokuyla bana çarptı mı çarpmadı mı anlayamamıştım. Acaba sıcağına mı hissetmiyorum diye düşünürken arabadan inen çocuğu görmemle saçma salak düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Sonuçta çarpsa şu anda yerde olmam gerekiyordu ayakta dikili değil.

"Özür dilerim." Telaşla yanıma geldi okulun yeni çocuğu. Şu anda Mad burada olsaydı muhtemelen bizimle konuştu diyerek deliye dönerdi. "İyi misin?" Başımı olumlu anlamda sallayarak üzerimi düzelttim. "Gerçekten görmedim. Çok özür dilerim." Bakışlarım gözleriyle buluştu. Gözlerinin rengi oldukça farklıydı. Hayatımda gördüğüm en koyu renge sahipti. Bir anda gözlerinin rengi siyahtan koyu kırmızıya çaldı. Surat ifadesi değişti.

"Sen iyi değilsin. Benimle hastaneye gelmek istiyorsun. Beraber hastaneye gideceğiz." Bana şu anda epey bi garip bakıyordu. İster istemez yüzümü buruşturdum. "Hayır, ben böyle iyiyim. Teşekkür ederim." Göz rengi tekrardan koyulaştı. Ben mi yanlış görüyorum diyerek daha çok odaklandım gözlerinin içine. Verdiğim tepkiye karşılık afallamış görünüyordu. Ciddi suratı yerini şaşkınlığa bıraktı.

"Sen az önce hayır mı dedin?" Başımı evet dercesine salladım. Bunu söylemem neden bu kadar garibine gitmişti? Hiç bir konuda reddedilmemiş miydi? "Bu nasıl olur?" Kendi kendine sayıklıyordu ama bende duyuyordum. "Tam olarak şaşırdığın konu ne? Hani ben onu anlayabilirsem... ilk kez mi biri sana hayır dedi." Öylece suratıma bakıyordu. Baya bir afallamıştı. Açıkçası bu tavırları gerçekten aşırıya kaçıyordu.

CEHENNET ΨHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin