"Onu geçmenin bir yolunu bulmalısın." Annesi yemek masasında tam karşısında otururken söyledi. Baekhyun başını kaldırmadan dinliyordu."Anne, Baekhyun benden bile güzel olduğu için sürtüklük yaparak para kazanırsa daha zengin olabiliriz." Ablası onu düşünmeden yine yorumunu yapıp masadan kalkmıştı. Babası bugün yoktu gerçi olsada aynı şeyleri ondan bile dinleyebilirdi.
"Pekala," Ablasının söylediği şey annesine fikir vermiş olmalıydı "Chanyeol'u güzelliğinle baştan çıkarmaya çalış böylelikle derslerinden geri kalmasını sağla. Sen ise eve geldiğinde daha çok çalışarak onu geçebilirsin."
"B-bunu yapamam."
"Neden onu sevmiyor musun?" Ayaktaki ablası sorduğunda Baekhyun cevap vermedi.
"Onu seviyor." Ablası bu kez emin bir şekilde konuştu. Baekhyun'un halinden anlaşılıyordu.
"Onun duygularıyla oynayamam." O kadar kendinden emin, cesur bir şekilde söylemişti ki ablası ona şaşırarak baktı.
"Baekhyun!" Annesinin adını söylemesiyle başını kaldırıp korkak bakışlarını kadının üzerine çıkardı.
"Bunu yapacaksın, 1 hafta sonra olan sınavında seni 1. Sırada görmek istiyorum." dedi ve yerinden kalkıp mutfaktan çıktı. Baekhyun başını kollarının üzerine koyup masanın üzerine yattı. Chanyeol'e bunu yapamazdı.
---
"Buraya nasıl geldin?" Chanyeol sürekli buraya çıkardı ve daha gelen kimse olmamıştı. Şu dakikaya kadar çünkü Baekhyun şuan ona doğru yürüyordu.
"Merdivenlerden?"
"Gerçekten mi?" İnanamayarak ona baktı ve aradan fazla geçmeden güldü Chanyeol. Işınlanmasını zaten beklemiyordu.
"Gerçekten. Burada ne yapıyorsun?" Öğle arasıydı ve Chanyeol'u yemekhanede göremeyince her yerde onu aramıştı. Son kalan yer olarak çıktığı çatıda bulmuştu.
"Düşünüyordum." Tekrar yerine yatıp ellerini başının altına aldıktan sonra söyledi. Kısa olan çocukta onun yanına uzanıp aynı hareketleri yaptı ancak yukarı bakmak yerine sağına dönüp Chanyeol'u izlemeye başlamıştı.
"Ne düşünüyorsun? Beni mi?" Deyip güldü ama Chanyeol gülmeden ona dönüp, "Evet." dedi.
"Şaşırmadım, çıplak olma ihtimalim?"
"Aslında ondan çok birbirine kenetli olan ellerimizi düşündüm." Baekhyun'un gözleri dolmuştu. Gülümseyip onun eline ulaştı ve ellerini kenetlendi.
"Nasılmış?" Diyerek sordu Baekhyun. Yüzündeki ifadeden bile çok mutlu olduğunu anlayabilirdiniz.
"Muhteşem hissettiriyor." Chanyeol cevap verdi ve onu kendine çekip boşta olan kolunu onun beline sardı.
Baekhyun da aynı hareketi yapıp kolunu ona doladı arada birbirine kenetli olan elleri vardı."Burayı nasıl buldun?"
"Bıraktığın kalp kırıntılarını takip ettim ve beni buraya getirdi."
"Ciddi olursak eğer?"
"Asansöre bindim ve çatı katına bastım." Chanyeol kahkaha atınca Baekhyun elini onun yüzüne koyup ona bakarak çok güzel bir şekilde gülümsedi.
"Gülüşün çok güzel." Baekhyun ona anlamayarak bakan uzun adama karşı söyledi.
"Teşekkür ederim, ilk kez duyuyorum." bir kaç kız ona gülüşünün kötü olduğunu bile söylemişti.
"İlkin olduğum için mutluyum."
"İlkim olduğun için mutluyum."
"Gidelim mi?" Baekhyun bakışmayı kesmeden sordu.
"Neden?" Kolunu kaldırıp saatine baktı "Daha 27 dakika var." diye ekledi.
"Çünkü üşüdüm ve beni sararak ısıtan bir dev yok?" Baekhyun konuştuğunda Dev denilen kişi onu yakınına çekip sıkı bir şekilde sarıldı. Chanyeol burnunu onun saçlarına gömüp kokusunu içine çekerken, Baekhyun da onun göğsüne girmiş kokusunu içine çekiyordu.
Baekhyun için dev'in kokusu ilk defa kokladığı bir çiçek gibiydi.
"Havanın 32 derece olduğu bir günde üşüyen insandan hoşlanıyorum sanırım."
"Bana sarılması için havayı bahane ettiğimi anlamayan bir aptaldan hoşlanıyorum sanırım."
"Sana sarılmamı istiyorsun yani?"
"Uzatmayı seviyor gibisin?" Baekhyun ona bakmak için başını kaldırdıktan hemen sonra sordu.
"Ya da seninle konuşmayı?" Chanyeol soruya soruyla cevap vermeyi seviyordu ve hiç pes etmiyordu.
"Evet o kulağa daha güzel geliyor." deyip kahkha attığında Chanyeol yaklaşıp onun gülen dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.
"Şimdi bana söyle," Baekhyun öpücüğün etkisinden çıkıp anlamayarak ona baktı. "Sınıfın en yakışıklısı kim?" Siyah saçlı çocuk sorup cevabını bekledi.
"Joohyuk!" Baekhyun beklemeden cevapladı.
"Anlamadın heralde, en yakışıklısı dedim?" Sinirle çatılmış kaşları Baekhyun'u güldürdü.
"Evet, sence en güzeli kim?" Cevabını değiştirmeden sordu.
"Mari!" Deyip kollarını ondan ayırıdı ve ayağa kalktı. Sinirden kulakları kızarmıştı ve Baekhyun demek yerine Baekhyun'un sıra arkadaşı olan Mari'yi söylemişti.
"Nereye? Daha 13 dakika var." ayakta olan çocuğa bakarken kendiside doğrulup ayağa kalktı.
"Katil olmaya gidiyorum!"
"Anladım ama geri buraya döneceksin öyle değil mi?" Chanyeol anlamayarak ona baktı. Derse girmesi gerekiyordu.
"Az önce kalbimin katili olmadın mı?Katiller olay yerine eninde sonunda döner diye duymuştum." Diye açıkladı. Klişeydi ama güzeldi."Çok güzelsin." Chanyeol donmuş gibi dururken zar zor söylemişti.
"Sende sadece sınıf değil, evrendeki en yakışıklı adam olmalısın?" İkiside birbirinin gözüne bakarken dudaklarında gülümseme belirmişti.
"Görünmez olsan ve sadece seni ben görsem nasıl olurdu?"
"O zaman delirirsin aptal." Baekhyun söyledikten sonra güldü.
"Yinede Joohyuk ile görülecek hesabım var." Chanyeol ciddi haline bürünüp konuştu.
"Bende Mari ile sıraları ayırmalıyım." Baekhyun da aynı ifadeyi takınıp karşılık verdi.
"Hadi gidelim." aynı anda konuştuktan sonra gülerek çatıdan ayrıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll Happy With You
FanfictionCover by: @ilgagsu "İlerde ne olmayı düşünüyorsun?" Uzun boylu genç sordu. Aslında umrunda degildi. "Çok güzel aşık rolü yapıyorsun oyuncu olmayı düşünmelisin." diyerek önerdi. Baekhyun onun böyle davranması yüzünden ağlarken, uzun adam çoktan odad...