10. Bölüm

4K 425 238
                                    


!|BAEKHYUN|

"Nereye gidiyorsun?" Ayakkabılarımı giyerken annem arkamda belirdi.

"A-anne, ödev için Joohyuk ile buluşacağım" Hızla ona dönüp açıkladım. Chanyeol olduğunu söylersem göndermezdi ve kötü şeyler olabilirdi. Bu yüzden yalan söylemek zorunda kaldım, gerçekten bunu söylerken kötü hissediyordum.

"Joohyuk? Şu sıraların sonunu çeken aptal çocuk mu?" Başımı kaldırmadan onayladım. "Pekala, o zaman uzun sürecektir. Orada kalabilirsin" Başımı hızla kaldırıp anneme gülümsedim, oysa tepki vermeden gitmişti. Sanırım gülümsemem kötü olduğu için görmek istemiyordu.

----

"Kimsiniz?" Kapıyı açan genç kadın
-oldukça güzel yüze ve vücuda sahipti- Beni görünce kaşlarını kaldırarak sordu.

"Chanyeol'un sevdiği kişiyim! Asıl sen kimsin?" Sinirlenmiştim.

"Uh memnun oldum Baekhyun bende Yoora, Chanyeol'un ablasıyım"

Gözlerimi büyütüp iki elimle ağzımı kapadım. Ablasına saygısızlık etmiştim resmen! Hemen önünde eğilerek özür diledim. Oysa sorun olmadığını söyleyip içeri geçmemi söyledi. Çok tatlı bir kadına benziyordu.

"Gerçekten üzgünüm ben ablası olduğunu bilmiyordum, annenizin açacağını düşündüm..." Ardarda eğilirken Yoora noona durmamış söyleyip duruyordu.

"Anneme yerinden kalkıp sana kapıyı açmasını söyledim ama beni umursamadı" Chanyeol konuşarak merdivenlerden inerken ona baktığımda gözlerini devirdiğini gördüm. İnsan biraz güler yüzlü karşılardı veyahut kapıyı kendi açabilirdi...

"Anlamadım"

"Bilmediğin daha çok şey var gibi görünüyor Baekhyun," Yoora, Chanyeol'un aksine gülümsemeye çalıştı "Annemizi Chanyeol çok küçükken kaybettik" diyerek kibarca açıkladı. Chanyeol hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Özür dileyerek başımı eğdim.

Geldiğimden beri özür dilediğimin farkında bile değilim.

"Üzülme Baekhyun," elini omzuma koyup gülümsedi Yoora, onunda Chanyeol gibi güzel gülümsemesi vardı "Ben çıkıyorum, dolapta yemek var ve sana elmalı kurabiye hazırladık-" Chanyeol öksürük krizine girdiğinde Yoora düzeltti. "Yani ben hazırladım." Diye kendini vurgularak söyledi. "Akşam geç gelirim beni merak etme Chanyeol eğer bir şeye ihtiyacınız-"

"Git artık" Chanyeol ablasını bırakıp yukarı çıkarken gülerek söyledi. Gülüşünü duyduğum an farkında olmadan gülümsedim.

"Beni ararsınız" Çantasını alıp bana baktı "Tanıştığımıza sevindim Baekhyun. Şimdi işe gitmem gerek sonra yine gel" başımı sallayıp gülümsedim ardından kısa süreliğine bana sarılıp evden çıkmıştı. Kısa bir sarılma olsada garip hissetmiştim çünkü ablam dahi bana sarılmamıştı.

"Chanyeol?" Merdivenlerden çıkıp üzerinde garip çıkartmalar olan odanın kapısına iki kere hafifçe vurduktan sonra aralıktan seslendim.

"Buradayım..."

"Odan... güzelmiş" odaya girip etrafı süzdüm. Sade bir odaydı; çift kişilik yatak karşısında çalışma masası orta boy bir dolap içeriyordu. Açık tonlara boyanmış duvarlar ise rahatlatıcıydı. Chanyeol'den beklediğim gibi.

"Sağol" kitapları karıştırken ağzında geveledi. Gözlerimi devirip yanına yaklaştım. Gerçekten geldiğime mutlu olmuş gibi görünmüyordu.

"Yah! Bu ne?" Yanına koyduğu onunkine oranla boyu kısa olan sandalyeye bakıp kaşlarımı çattım.

"İstemezsen oturmaz-" tekerlekli olan sandalyesini geri çekip bacaklarımı açarak kucağına oturdum ve sırtımı onun göğsüne yasladım. Kısa boylu olan birinin masanın üzerini görmesine engel olacak sandalyeye oturacak halim yoktu ya!

"Siktir! Ne yapıyorsun?" Cidden kalçalarım penisinin üzerindeydi, ben ne yapıyordum? Çok geri gitmiştim sadece bacaklarına otursam da olurdu ama şuan düşünmem gereken bu değildi.

"Senden özür diledim tamam mı!? Yeter artık ne kadar ağladığımdan haberin varmı senin?? Çok nazlı çıktın sende! Hem ben ağlarken orada bırakıp gittin-" masanın üzerindeki çantama uzanıp aldıktan sonra tekrar oturdum ve iyice yerleşip konuşmaya devam ettim, ilk defa sessizce beni dinliyordu diye düşünecekken sözümü kesti.

"Hareket edip durma!!" Diye kızmıştı...

"Bana bağırma! Özürümü kabul et sadece seninle oynamadım o gün öyle demem gerekti. Kaç kere özür dilemem gerek!?"

"Tanrım..." Arkamı döndüğümde  başını geriye atıp gözlerini kapattığını gördüm. Altımda ki uzunluk orda olduğunu belirtmek istercesine şişmişti.

"Chanyeol, beni affetmeni isteyemem ama üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Sen yokken sürekli seni düşündüm, inan bana! Aklımdan hiç çıkmadın. Kurabiye yerken, vişneli meyve suyu gördüğümde... her yerde! Keşke öyle konuşmak yerine ölseydim diyorum bazen çünkü seni üzmek istemedim ama senin üzüldüğünden daha çok üzüldüm. Kanım vücudumdan çekilmiş gibiydi. Lütfen özürümü kabul et Chanyeol, sana bakacak yüzüm yok biliyorum ama beni affetmeni istiyorum"

"Lütfen... kucağımdan... kalkar mısın?" Onca dediğime karşılık bunu söylemişti dönüp baktığımda ise gözlerini dahi açma gereği duymadığını gördüm.

"Seni ne kadar özledim biliyor musun?" Tamam, bende tahrik oluyordum ama bunları başka ne zaman konuşacaktık!?

"Tanrım! Asıl sen 2 saniye daha oturmaya devam edersen neler olacak biliyor musun?" Kaşlarını kaldırarak sordu. Beni dövecekti sanırım veya evden atabilirdi.

"Chanyeol, affettin mi?" Dudaklarımı büzerek sordum. Belki tatlı olduğumu düşünürse affetme ihtimalini yükseltirdi. Chanyeol gözlerini dudaklarıma kaydırırken başıyla onayladı. Mutlulukla hareket edip hızlı bir şekilde kollarımı onun boynuna doladım ve gözlerimi kapattım. Onunda kollarını bana sarmasını bekledim ama kendinde sarmadı.

Yinede kokumu içine çektiğini anlamıştım.

"Seni özledim, Chanyeol" kulağına fısıldadım. Bir şey diyeceği sırada çalan telefonu araya girip onu susturmuştu.

"Kimdi?" Aramayı reddedip telefonu masanın üzerine koyduğunda meraklı bir şekilde sordum. Kollarım ise hala boynunda sarılıydı.

"Kız arkadaşım"


Oy verip yorum yapan o kişilere çok teşekkür ederim
Okuduğunuz için erkenden geliyor bölümler

Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın 💕🙏

I'll Happy With YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin