"Bay Kim? Anneme bu gece okulda kalacağımızı haber verebilir miyim?" Arka sıralardan bir kız kendi söylediğine gülerken sınıfta ona katılmıştı. Chanyeol hariç."Kesin sesinizi! Baekhyun yerine geç, beni hayal kırıklığına uğrattın." Tahtada ki soruyu neredeyse 15 dakikadır yapmaya çalışıyordu. Bay Kim ne kadar yerine geç dese de Baekhyun sözünü dinlemeyip yapmaya çalışmıştı. Ancak soru kolay değildi. Zaten Bay Kim de Baekhyun'a güvendiği için onu kaldırmıştı.
Baekhyun kimseye bakmadan hızla sırasına geçip oturduğunda Bay Kim Chanyeol'un kalkmasını istedi. Chanyeol sevgilisine kısa bir bakış atıp tahtaya çıktı.
Soruyu bir dakikadan daha az bir sürede, hiçbir yanlış yapmadan çözüp yerine oturduğunda herkes, özellikle kızlar hayranlıkla ona bakıyordu.
Chanyeol,Baekhyun ile gözlerini buluşturduğunda onun neden bu kadar kızdığını anlamadı.
---
"Baekhyun?" Çatıda yalnız başına oturan sevgilisinin yanına geldi. Ellerinde vişne suyu vardı. Baekhyun bunlara asla hayır demezdi.
"İyi misin?" Endişesi sesine vurmuştu. Baekhyun yavaşça yanına oturan sevgilisine döndüğü an bir hıçkırığını serbest bıraktı. Baekhyun ağlıyordu.
"Değilim" Göz yaşları hızla akarken, Chanyeol panikledi.
"Baekhyun ne oldu? Ağlama." Elindeki bırakıp sevgilisini sakinleştirmeye çalıştı. Baekhyun haykırarak ağladığında diğeri ne yapacağını bilemedi. Ne olduğunu anlamıyordu.
"Baekhyun ağlama, ağlama..." Tekrar edip durdu. Elinden başka bir şey gelmiyordu. Baekhyun'u ilk kez böyle ağlarken görmüştü.
Baekhyun Chanyeol'un kollarını itip elliyle yüzünü kapatıp sessiz bir şekilde, içini çeke çeke ağlamaya başladı. Chanyeol hala şoktan çıkamamıştı. Ne olmuştu?
"Ben yapamadım. Yapamadım ben." Ağzının içinde mırıldandığında Chanyeol duymuştu. "Yaşamaya hakkım yok. Nasıl bir öğrenciyim ben? Senin otuz iki saniyeni alan şey için 13 dakika uğraştım."
Elinin tersiyle yanağında ki yaşları silip açıkladı. Ne yani soru için mi bu kadar ağlamıştı? Chanyeol bir şoka daha girmişti.
"Baekhyun bunun için-"
"Kendini zeki olarak mı görüyorsun? Bir soruyu yapamadım diye benden üstün değilsin."
Chanyeol konuşmak için ağzını açtığında Baekhyun konuşmasına izin vermeden söze atladı.
"Daha çok çalışarak 10 saniyede yapabilirim. Senin yapma süren çok uzundu. Belki formüllerden degilde-"
"Kes sesini. Ne saçmalıyorsun?" Birinin Baekhyun'a hayatın derslerden ibaret olmadığını söylemesi gerekiyordu.
"Özür dilerim. Yanımdan gider misin? Yanında ağlayıp seni sıktığım için özür dilerim. Burada durmak zorunda değilsin."
Chanyeol cevap vermek yerine küçüğü kolları arasına çekti. Baekhyun ona git dese bile Chanyeol onu yalnız bırakacak biri değildi. Baekhyun yardıma muhtaç gibi görünüyordu.
"Ne olursun beni bırakma." Dedi Baekhyun onun göğsüne karşı. Chanyeol kollarını daha sıkı sarmıştı. Onu bırakamazdı. Baekhyun'u okulun başından beri seviyordu Chanyeol.
"Seni seviyorum" diye fısıldadı Chanyeol ardı ardına.
---
"Baekhyun." Merdivenlerden elinde küçük bir yemek tabağıyla çıkan oğluna seslendi. Arkası dönük TV karşısında otururken Baekhyun küçük adımlarla annesinin yanına gelip konuşmasını bekledi.
"Chanyeol nasıl?" Baekhyun gözlerini büyülterek annesine baktı. "Yani, onunla görünüyorsun değil mi?"
"H-hayır."
"Güzel, yarın son kez okula gidiyorsun."
"A-ama okulun bitmesine b-bir hafta-"
Bayan Byun başını sağa çevirip Baekhyun gözlerine baktığında kısa olan susmuştu.
"Taşınıyorsuz." Dedi Bayan Byun yüzünde ki gülümsemeyle. Annesi her şeyi çoktan ayarlamış olmalıydı. Baekhyun başını sallayıp odasına gitmek için izin aldı. Chanyeol ile görüşmesi gerekiyordu. Elleri titrerken arka cebinden telefonunu çıkarıp Jang Mari yazan numarayı aradı. Bu aslında Chanyeol'du. Annesi sık sık telefonuna baktığı için öyle kaydetmişti.
Chanyeol telefonu açmasına kalmadan arkasındaki kapı açılmıştı.
"Baekhyun ben düşündüm de," gelen annesiydi. Birkaç adım Baekhyun'a yaklaşıp konuşmaya başladı. "Bundan sonra telefona ihtiyacın yok." Deyip sağ elini açarak telefonu bırakmasını bekledi.
Baekhyun itiraz etmeden telefonu verip annesinin çıkmasını bekledi. Annesi gittiğinde Chanyeol'un ona lazım olacağını düşünüp aldığı gizli telefonu çantasından çıkarıp onu aramaya başladı.
Bu sırada okul çantasındaki kitapları boşaltıyordu. İçine birkaç tişört bir pantolon yerleştirirken bunun son şansı olduğunu biliyordu. Chanyeol'u bırakamazdı. Chanyeol'e güveniyordu. Onun yanına gittiğinde kendisini bırakmayacağını biliyordu.
Hayatının geri kalanını sevdiği adamla yaşamak istiyordu.
Aramayı sonlandırıp Chanyeol'e mesaj çekti. Şuan annesinin duyma ihtimali vardı. Neyine güvenerek aradığını bilmiyordu.
Kime: Chanyeol
Yarın sabah okulun arka bahçesinde bekle, gidiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll Happy With You
FanfictionCover by: @ilgagsu "İlerde ne olmayı düşünüyorsun?" Uzun boylu genç sordu. Aslında umrunda degildi. "Çok güzel aşık rolü yapıyorsun oyuncu olmayı düşünmelisin." diyerek önerdi. Baekhyun onun böyle davranması yüzünden ağlarken, uzun adam çoktan odad...