"Chanyeol? Uyuyor muydun?" Saat gece 1.30'u gösterirken uyuması gayet normaldi.Belki başkası olsa bir ihtimal uyumuyor diyebiliriz ama Chanyeol'den bahsediyorsak eğer saat öğlen 12 bile olsa uyuyor olabilirdi.
"Baek?" Uykulu sesini duyunca yüzünü buruşturup eliyle kapadı. Bu saatte aramamalıydı.
"Benim... Uykunu böldüğüm için üzgünüm"
"Ah hayır hayır! Uyanıktım" Sesi onu ele vermese inanabilirdi. Uyuduğu halde uyanıktım demesi Baekhyun'u gülümsetti. "Bir şey mi oldu? İyi misin? Bir yerin mi acıyor? Yoksa kabus mu gördün? Midem mi bulanıyor? Baekhyun, doğru söyle yemek yedin mi? Akşam yediğin şeyi hatırlıyor musun?" Diye ardarda sıraladı. Baekhyun sadece gözlerini devirmişti. Nasıl bu kadar çok soru sorabiliyordu?
"Sevgilimi aramam için illa midemin mi bulanması gerekiyor?"
"Belki ilerde yine bu sebepten ararsın ama nedeni başka olur?" Baekhyun gülümsedi. Chanyeol'un seside mutluluk barındırıyordu. Ona bu saatte aradığı için kızmasını bekliyordu ama öyle olmadı.
"Hayal kurmaya devam et"
"Evet, adı Sophia olabilir mi? Bu ismi gerçekten seviyorum" Ne yani gecenin bir vakti oturmuş gelecekteki bebeklerinin ismini mi düşünüyorlardı?
"Zaten soy adını sen veriyorsun bırakta ismini de ben koyayım" diye itiraz edip dudakların büzdü.
"Ah, doğru söylüyorsun Park Baekhyun~"
"Seni seviyorum" içinden geldiği gibi söyledi ve Chanyeol'un cevabını bekledi.
"Sesin gelmedi"
"Seni seviyorum" diğerine inanıp tekrar ettiğinde Chanyeol'un kahkahası duyuldu. "Benimle dalga mı geçiyorsun? Kapat telefonu..."
"Seni seviyorum" Chanyeol'den beklediğini alabilmenin gururuyla gülümsedi.
"O zaman iyi geceler"
"Daha fazla ders çalışma, sende uyu" bu sefer sesi sinirli gibi gelmişti.
"Tamam..." Dedi ve kapattı. Yinede çalışmalıydı bu yüzden kalemini alıp testlerine döndü. Chanyeol ile konuşmak onu mutlu etmişti.
---
"Evet, Park Chanyeol!!" Sınıfta büyük bir gürültü vardı. Bu yüzden Baekhyun ders çalışamıyordu. Bu gürültüyü çıkaran kişiler arasında sevdiği adamın olması ayrı var vakaydı!
"Görevin düşünülüyor..." Boş derste ders çalışıp değerlendirmek yerine köşeye geçip grup halinde Doğruluk-Cesaretlik oynayan çocuklara diyecek bulamıyordu ama gerçeği söylemek gerekirse Baekhyun sırasına oturduğundan beri oyun oynayan Chanyeol'u izliyordu.
"Sınıfa giren ilk kişiye çıkma teklifi edeceksin!" Junsun, cesaretlik diyen Chanyeol'e görevini söylediğinde Baekhyun daha fazla izleyemeyeceğini düşünüp başını sıraya koymuştu. Onun yerini camdan dışarıyı izlemekle geçirecekti ve tabiki umrunda değildi.
"Onun yerine sınıftan birine etsem?"
"Bu kadar oyun kurulumuzca danışılmış ve onaylanmıştır" Junsun komik olduğunu sanıyordu.
"Mari," Chanyeol sıra arkadaşı Mari'ye seslendiğinde Baekhyun gözlerini de kapadı. Gerçekten sinir olmaya başlamıştı. "Çekilir misin?" Diye eklediğinde Baekhyun bir şey anlamamıştı. Oysa Chanyeol onu daha rahat görmek istediği için kıza seslenmişti.
"Byun Baekhyun, hadi çıkalım" diye rahatlıkla söyledi. Onlar zaten çıkmıyor muydu? Bu sadece bir oyundu ve herkese duyurarak dedikodu malzemesi olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll Happy With You
FanfictionCover by: @ilgagsu "İlerde ne olmayı düşünüyorsun?" Uzun boylu genç sordu. Aslında umrunda degildi. "Çok güzel aşık rolü yapıyorsun oyuncu olmayı düşünmelisin." diyerek önerdi. Baekhyun onun böyle davranması yüzünden ağlarken, uzun adam çoktan odad...