Yazar; Aslıhan Saranghae
Ertesi gün büyük bir baş ağrısıyla uyandı Maya. Yanında bekleyen nedime Maya’nın gözlerini açtığını görünce oturduğu yerden ayağa kalkıp dışarı çıktı. Hava kararmış, çoktan gece olmuştu. Nedimenin ardından içeri hızla giriş yapan John ve Hector ise telaşlı gözlerle O’na bakıyorlardı. John çekinecek hiçbir şeyi olmadan kendi yatağında yatan genç kızın yanına oturup elinden tutarken, Hector ise daha bu sabah tan yeri ağarırken dudaklarına ateşli öpücükler kondurduğu kıza birkaç adım öteden bakmak zorunda olmanın acısını yaşıyordu. “Yüce İsa şükürler olsun.” Dedi John ve Maya’nın gözlerine bakarak konuşmaya devam etti. “Bizi çok korkuttunuz küçük hanım. Dünden beri uyanmadınız ve sürekli ateşler içindeydiniz. Neyse ki artık kendinize geldiniz.” Dedikten sonra gülen bir ifadeyle Hector’a bakıp “Doktoru çağır, gelip bir daha kontrol etsin.” Deyip yeniden Maya’ya döndü.
Maya ise birkaç dakikalık afallamanın ardından dün gece neler olduğunu bir bir hatırlamaya başlamıştı bile. Hector “Majesteleri…” deyip bacaklarını birbirine sıkıca vurduktan sonra çadırdan çıkmaya hazırlanırken Maya’da Hector’un gözlerine bakıp John’un elinde ki ellerini hızla geri çekti. John ise “Korkma!” diye söylenirken bu ani hareketi Maya’nın tedirginliğine bağlıyordu. Ama asıl amacın farkında bile değildi. Hector ise Maya’nın dün gece yaşadıkları hiçbir şeyi unutmamış olmasına büyük bir minnet duyarak çıkmıştı çadırdan. Yüzünde ki gülümsemeye engel olmadan doktorun yanına gidip ona durumu bildirdi. John ise Maya’yla konuşmaya devam ediyordu. “Bizi çok korkuttun. Sana bir şey olsaydı Hennu neler yapardı kim bilir? Aramızda kalsın ama büyükannenden çekiniyorum. Her an büyü yapıp beni masalda ki kurbağaya çevirebilir.” Maya yattığı yerden doğrulup gülümseyerek karşılık verdi. “Büyükannem bu korkunuzu öğrenmesin bence.”
Doktorun çadıra gelmesinin ardından son kontrolü yapılan Maya ayaklanmıştı bile. O gece yeniden uykuya daldığında dün gördüğü rüyanın aynısını görmeye başladı. Sabah uyandığında ise Herkes toplanmıştı. Hector kimseye sezdirmeden birkaç kez Maya’nın kaldığı çadıra girmeye kalksa da nedimenin Maya’ya refakat ediyor oluşu bu gizli buluşmaya engel olmuştu. Uzun bir yolculuğun ardından yeniden saraya vardıklarında ise hiçbir şey bu saraydan çıktıkları an ki gibi değildi artık. Nedimeler ve muhafızlar sarayın içine girerken Hector her zaman ki gibi John’un bir adım arkasında yürüyordu. Maya ise nedimelerle birlikte saraya giriş yapmıştı.
John annesinin yanına uğramadan önce üstünü değiştirmek için odasına giderken Maya ise çoktan kraliçenin odasına girmişti bile. Odaya girdiği anda ise kraliçe ve Hennu’nun orada olmadığını fark edince bahçeye çıktıklarını düşünüp kendi odasına geçerek üstünde ki pis kıyafetleri çıkarmadan banyo yapmaya karar verdi. Sanki şelalenin o yosun kokusu bütün vücudunu sarmış gibiydi. Eline temiz kıyafetlerini alıp nedimelerin yıkandığı yere doğru gitmek için odadan dışarı çıktı. Kapıda ki muhafıza da Hennu’nun merak etmemesi için nereye gittiğini söyledikten sonra yürümeye başladı.
Taş merdivenlerden aşağıya indikçe bu saraya ilk geldiği günü anımsıyordu. Hector’un barbarlık günlerini. Sonra yüzünde beliren tatlı gülümsemeyle aniden duruverdi. Sağına soluna bakındı ilk önce. Sanki aklından geçenleri o an koridorda biri olsa anlayabilecekmiş gibi bir korku belirdi kalbinde. Kalbi yeniden o anı yaşıyormuş gibi tatlı bir heyecanla çarpmaya başlarken dudaklarına götürdü ellerini. Ve kızaran yüzüne inat “Ne yapıyorum ben? Biri görecek başım belaya girecek.” Diye söylenip yeniden yürümeye devam etti. En alt katta ki banyoların olduğu yere geldiğinde ise tam içeri girecekken önüne dikilen kişiyle neye uğradığını şaşırdı. “Senin ne işin var burada? Delirdin mi?” diye sordu karşısında sırıtan Hector’a. Hector ise “Delirip delirmediğimi bilmiyorum ama aklımı kullanamadığım kesin, üstelik seni tanıdığımdan beri.” “Delisin sen! Şimdi biri görecek git buradan.” Diye karşılık veri Maya. Dilinden dökülen kelimelere kalbi karşı olsa da nedimelerin banyo yaptığı yerde Hector’un dolaşması hoş karşılanacak bir durum değildi. Saraya geleli uzun zaman olmamasına rağmen artık bazı düsturlarını öğrenmişti.