Medya : Daniel
Herkes bir yere oturdu ve Maria pastayı dilimleyip tabaklara koydu. Önümüzdeki masada hiç boş yer kalmamıştı. O kadar çok abur cubur vardı ki. Bir tarafım hepsini yemek istiyor, bir tarafım yemekten yeni kalktığım için istemiyordu. Daniel sağımda Damir solumda oturuyordu. Herkes bir şeyler atıştırmaya başladığında bende bir şeyler aldım. Cipsler, çikolatalar, kekler, içecekler. Bilmediğim bir çok abur cubur.
"İnanılmazsınız." Daniel ağzı dolu bir şekilde konuştu. Sürekli bir şeyi alıp yiyor o bitince başka bir şey alıyordu. Nasıl bu kadar çok şey yiyebilirsin?
"Yavaş!" Diyerek gözlerini deviren Damir'e baktım. Şarabını yudumluyor ve hiçbir şey yemiyordu. Bu çocuk benimleyken daha eğlenceliydi ne oldu buna. Elda kıkırdarken bende ona bakıp güldüm.
Yarım saat olmuştu belki, Peter'ın konu bulmasıyla yarım saattir sohbet ediyor ve içiyorduk. Artık yavaştan sarhoş bile oluyorduk. Damir ve ben oldukça içmiştik. Daniel hala aynı Daniel gibiydi. Elda içmiyordu. Maria ve Peter kendi aralarında Sırpça konuşuyorlardı ve onlar da sarhoş olmuş gibi durmuyorlardı. Buraya geldiğimden beri en mutlu günümdü. Bugün harikaydı.
"Sonra, sonra çocuk üzerime geldi ve bir yumruk daha!" Diye bağırarak okul anılarını anlatan Damir'i izliyorduk. Liseyi bitirmiş fakat üniversiteye gitmemiş.
"Salak, sende vursaydın ya elin yok mu?" Diye bize inat asla gülmeyen Daniel ilk defa sohbete katıldı.
Damir "Ben nasıl vurayım, çocuk ayı gibiydi." Diye söylendi ve güldü. Daniel gözlerini devirdi ve şarabından bir yudum daha aldı.
Şimdi de Daniel sıkıcı olmuştu. Biri gülerken biri somurtmak zorunda mıydı? Bu durum benim moralimi bozuyordu.
"Şimdi, günün anlam ve önemi adına Duygu'ya özel bir şey ikram etmek istiyorum." Diyerek mutfaktan elinde bir içecekle gelen Peter'a baktım.
"Ne gerek vardı?" Dedim gülümseyerek ve uzatılan içeceği aldım.
"Bugünün anısına." Deyip Daniel'a baktığında bende Daniel'a baktım. Ona baktığım gibi elimdeki içeceği alıp bir anda hepsini içti. Ne yaptığını sanıyordu bu?
"Çok susamışım da." Deyip sırıtarak bardağı Peter'a uzattı.
"Sen ne ya-"
"Adam seni kandırıyor, sıradan bir içki. Merak etme bir şey kaçırmadın." Diyerek diğer elindeki şarabı da bitirdi.
"Tam bir öküzsün." Diyen Damir ayağa kalktı ve dışarı çıktı. Ortam durduk yere gerilmişti. Ne gerek vardı şu lanet şeyi içmene Daniel? Ben Daniel'a pis pis bakarken oda daha fazla dayanamadı ve dışarı çıktı. Şimdi birbirlerini yerler orada.
"Ben sana yenisini getiririm merak etme." Diyerek fısıldayan Peter'a baktım. "Hiç zahmet etmeyin." Dedim ve ayağa kalktım.
"Ne zahmeti." Deyip hemen mutfağa gitti ve aynı içecekle koşarak geldi. Bu ne ara bu kadar misafirperver oldu? İçeceği aldım ve bir yudum içtim. Sonrasında tadı oldukça güzel geldi ve hemen hepsini içtim.
"Çok teşekkür ederim. Ben şimdi dışarı çıkayım da çocuklar birbirini yemesin." Dedim ve Damir'le Daniel'ın yanına gittim. Dışarı çıktığımda sağıma baktım, kimse yoktu. Soluma döndüğümde ise Damir ve Daniel konuşuyorlardı. Baya uzaklaşmışlar, bende yanlarına doğru yürüdüm. Yaklaştığımda Daniel arkasını döndü ve beni gördü.
"Bakıyorum da atışmadan da konuşabiliyorsunuz." Dediğimde ikiside gülümsüyordu. Daniel'ın bir eli cebinde, diğer eli sigarayla meşguldü. Damir' de yıldızları izliyordu. Ben de başımı biraz kaldırdım. Sağımda Damir onun yanında da Daniel. Sırayla dizilmiş yıldızları izliyorduk. Şu anın bu kadar güzel olabileceğini düşünmezdim. Buraya geldiğim için asla pişman değildim. Nasıl olabilirdim? Şu köyün güzelliği, orman, yıldızlar, tüm bu doğallık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Eyes
Vampire#48 Vampir 🏅Yıl 2012... Sırp köyü Zarožje için yerel idare son derece garip bir kamu sağlığı uyarısı yayımladı. Halktan pencere kenarlarına ve kapı önlerine sarımsak asmaları, ayrıca evlerine haç yerleştirmeleri isteniyordu. Uyarının nedeniyse kend...