James

80 37 0
                                    

Dilim tutulmuş gibi sessizce ona bakıyordum. O bir vampirdi demek. Buraya geldiğim ilk gün bir vampirle tanışmayı gerçekten beklemiyordum. Tesadüf müydü? Yoksa onu biri beni yakalaması için mi tutmuştu? Her şeyi, her ihtimali düşünmek zorundaydım. 

"Sen, nereden biliyorsun?" dedim korkuyla.

Bir adım daha yaklaştı. Kulağıma eğildi ve her ne kadar alçak bir tonda olsa bile, müziğin sesini unutturacak kadar etkileyici bir sesle "Seni dinledim. Geldiğinden beri vampirlerden bahsediyorsun. Duymamak mümkün değil." dedi ve tam kulağımın altına belli belirsiz bir öpücük kondurdu. Bu öpücük içimde iğrenç bir his uyandırsa da onu itmeye korktum. Şimdi, karşımda bir vampir varken, ve ben sadece bir insanken, ve aynı zamanda beni koruyacak dostlarım yanımda değilken bu kadar tehlikeli hareketler yapmak pekte doğru olmazdı. Bu yüzden suyuna gitmeye çalışarak oradan ayrılmak istedim. Öyle de yaptım.

"Bak, madem her şeyi duydun. Bir sevgilim olduğunu da duymuşsundur. O yüzden benden uzak dur. Şimdi Leyla'yı da alıp buradan gideceğim. Sakın peşimizden gelme." dedim ve yanından geçtim. Umarım sözümü dinlerdi. Şayet, dinlemese de elimden bir şey gelmezdi orası ayrı. Leyla'ya doğru hızla ilerlerken onun çantasını ve benimki çoktan almıştım.

"Leyla, çabuk buradan gidiyoruz." dedim kolundan çekip. "Ne oldu?" dedi hafif sarhoş sesiyle. "Acele et, evde anlatırım." dedim hâlâ önümdeki insan kalabalığını aşmaya çalışıyordum.

Birkaç adım daha attığımda kapıdan çıkmıştık. Hızlıca yürüyüp sokağa çıktık ve yoldan geçen ilk taksiyi durdurduk. Eğer bizi takip etmek isterse her türlü bunu yapabilirdi. Biliyordum fakat başka şansımız yoktu. Taksiciye evimin adresini tarif ettim ve arkama yaslanıp derin bir nefes aldım. Bu gece Leyla'da benimle kalacaktı, onu bu halde tek başına bırakamazdım.

...

Sabah oldukça geç saatlerde uyanmıştım. Leyla'nın hafif baş ağrısı vardı ve bu yüzden ona güzel bir rezene çayı hazırlamıştım. Güzelce kahvaltımızı yapmış ve ortalığı toparlamıştık. Şimdi ise öğle sonrası kahve keyfi yapıyorduk. Ve birazdan James'le görüntülü konuşacaktım. Açıkçası onu görmek için çok sabırsızlanıyordum. Öyleki heyecandan yerimde duramıyordum.

"Kızım, sen ne ara böyle aşık oldun ya?" dedi Leyla kaşlarını kaldırarak. Ben ise bilmiyorum dercesine omuzlarımı silktim.

"Seni hiç böyle görmediğimi itiraf etmeliyim. Demek aşk böyle bir şeymiş ha? Bir gün bende yaşar mıyım acaba?" dedi ve kendi kendine düşünür gibi yapıp "Hiç zannetmiyorum." deyip kendi sorusuna cevap verdi.

"Ah, öyle söyleme. Bende birine böylesine aşık olacağımı düşünmezdim." dedim.

"Gerçekten de size çok özeniyorum." dediği sırada telefonumun sesiyle dikkatimi Leyla'dan çekip telefona verdim. Evet. O arıyordu. Leyla heyecanla olduğu yerden kalkıp sessizce "Gidiyorum ben, aç aç." dedi ve koşarak odadan çıktı.

Telefonu açtım ve gidip kapıyı kapattım. Şimdi James'i görüyordum. Tanrım, ne kadar özlemişim. Öylece oturdum ve sessizce onu izledim. Onunda aynısını yaptığını görüyordum. Birini bu denli sevmek, ve onunda seni sevmesi. Yaşayabileceğiniz en güzel his olmalı.

"Nasılsın?" dedi gülümseyerek. Bende aynı ifadeyle "İyiyim, evdeyim. Sen nasılsın?" dedim.

"Sen iyiysen, bende iyiyim." dedi. Söylediği en ufak şey bile içimde inanılmaz bir gülme hissi uyandırıyordu. Ve utanmama sebep oluyordu.

"Neler yaptın bensiz, anlat bakalım." dedim başımı hafifçe sağa yatırarak.

"Sen gittikten sonra eve döndüm. Eve döndüğümde Daniel dışında herkes evdeydi. Sonra Harry'nin kardeşini bulduk ve onları güvenli bir yere bıraktım. Luis ve amcam birkaç iş için evden ayrıldılar. Sonra Diana ve ben kaldık. Oda zaten Daniel'le Sırbistan'a dönecekti. Bunun için hazırlık yapıyordu. Açıkçası bende birkaç işimin ardından Sırbistan'a döneceğim. Diana ve Daniel oradayken burada çok sıkılacağımı itiraf etmeliyim. Gerçi son zamanlarda onlardan biraz uzaklaştım. Çünkü sen, bana bütün dünyamı, bütün yalnızlığımı unutturdun." dedi ve sessizleşti.

Bloody Eyes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin