Hikaye

522 168 105
                                    

"Sen, buraya birini mi getirdin?" Peter yanımıza gelip karşıma dikilmişti. Bana sinirle bağırıp Daniel'le dönünce kaşlarını çattı ve onu süzmeye başladı. Ben kendimi çok kötü hissediyordum.

"Hey! Sana diyorum, buraya tanımadığın birini mi getirdin?" Tanımadığımı nereden biliyordu? Çok garip şeyler oluyor.

"Açıklayabilirim." Diye sessizce konuştuğumda korktuğum o kadar belliydiki. Ben konuştuktan hemen sonra Peter Daniel'in kolundan tutup hızla bizden uzaklaştırdı. Neler oluyordu? Onları duyamayacağımız kadar uzaklaştıklarında Damir ve ben onları izlemeye başladık. Oldukça hararetli bir konuşma vardı. Biraz da fısıldaşıyor gibiydiler çünkü o kadar uzaklaşmamışlardı. Biz hiç bir şey duyamadan olanları izliyorduk. Peter Daniel'ın göğsüne işaret parmağıyla vuruyordu. Neden burada konuşmuyorlar? Yoksa, tanışıyorlar mıydı?

Hiçbir şey anlamıyordum. Daniel'i ben getirdim ona kızması haksızlık. Yanlarına doğru ilerlediğimde Damir kolumdan tuttu.

"Amcamın sana kızmasını istemiyorum. Gitme!" Dediğinde bende karşılık verdim.

"O zaman amcana karşı çıkarsın." Deyip hızla onların yanına ilerledim. Daniel geldiğimi gördüğünde Peter'la konuşmayı bırakıp bana doğru yürüdü. Yüzünde emin bir ifade vardı.

"Hadi buradan gidelim." Dediğinde omzumdan tutmuştu ve sanki bana kızgın değil gibiydi.

"Ne konuştunuz onunla, sana ne dedi?" Dediğimde cevap vermedi ve Peter'a döndü. Peter bizi izliyordu ve ona baktığımızda yanımıza doğru ilerledi. Oldukça sakindi. Yanıma geldiğinde "Biliyorsun bu köydeki olaylar kimseye anlatılmadı. Sadece sana anlattık, çünkü sana güvenebileceğimizi hissettik. Şimdi de başka birini getirdiğinde sinirlendim. Kusura bakma." Dediğinde oldukça şaşkındım.

"Haklısınız, biliyorum. Birini getirmemeliydim. Çok özür dilerim." Dediğimde Damir'de yanımıza gelmişti ve geldiği gibi konuşmaya başladı.

"Duygu özür dileyecek bir şey yapmadın. Biz sana buradaki her şeyi doğru bir şekilde anlattık ve seninde araştırma yapmak son derece hakkın. Çünkü bu senin işin, birini getirmende de sorun yok. Hatta size elimden geldiği kadar yardım edeceğim. Bu köyde kendimi bildim bileli bir vampir korkusu var. Eğer o adam sıradan bir katilse yada eğer gerçekten bir vampirse onu bulmak benimde görevim. O yüzden bende ailem için sizinleyim." Dediğinde desteğini sonuna kadar hissetmiştim.

Ben Damir'in elini tuttuğumda fısıldayarak "Teşekkür ederim." Dedim. Oda bana gülümsediğinde Daniel öksürür gibi yapmıştı ve Damir'in gözleri Daniel'i bulduğunda suratı asılmıştı. Bende Daniel'e döndüğümde onlar birbirine öldürücü bakışlar atarken Peter bana gülümsüyordu. Hiç bu kadar ani duygu değişimini bir arada görmemiştim. Peter ve gülümsemek. Ben ise olanları hayretler içinde izliyordum. Çok zor bir gün olacaktı anlaşılan.

...

Tüm olanlardan sonra Peter bizi evine davet etmişti. Daniel biraz isteksiz olsa da benim ısrarlarımla daveti kabul etmişti. Hep birlikte çay içerken kimse konuşmuyordu. Kimse konuşmazken ben asıl konuyu açtım.

"Peter amca, biliyorsun dün konuştuk ve sizinle bir röportaj yapmam lazım. Acaba ne zaman uygun olursunuz?" Diye bir soru sordum. Peter Daniel'a kısa bir bakış atıp bana döndüğünde "Şimdi yapabiliriz istersen." Dedi ve gülümsedi. Bir günde iki kere gülümsedi.

Bloody Eyes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin