YENİ KOMŞUMUZ

1.8K 71 22
                                    

Yağmur camda su gölcükleri oluşturuyordu. Bende elimdeki kuşburnu çayını yudumluyordum büyük bir zevkle. Sabahın ilk ışıkları bir türlü girememişti evimizden içeri. Çünkü bulutlar buna izin vermiyordu. Etraf hafif loştu. Tam o sırada bir kamyon sesiyle irkildim. Cama doğru iyice yaklaştım. Kamyondan-genç, oldukça güzel ve kumral- bir kadın indi. Onun sonrasında ise benim yaşlarımda delikanlı bir oğlan indi. Sonrasında ise kamyondan kadının yanağına öpücük konduran bir adam indi. Kadın kucağında sıkı sıkı sardığı bebekle eşyaları eve koyan adamları seyrediyordu. Daha doğrusu adamlar bir kaç tane eşya götürüyordu. Bir aile için çok fazla eşyaları yoktu. Kadın bebeğiyle uğraşmayı bırakıp başını kaldırdı ve bana bir bakış attı. Nedense gerildim. Perdeyi hızla kapatıp bardağımı elime aldım. Babamın içeriye girmesiyle biraz afalladım. Kapıya yaslanıp bana sırıttı.
"Kime bakıyorsun, kız?"dedi muzipçe. Ben gözlerimi devirip"Yan tarafa taşınan yeni komşularımıza bakıyordum. Sence de biraz garip değiller mi?"dedim.
Babam birden gülmeye başladı.
"Melodi, sen bence çok fazla şu acayip filmlerden izleme. Bilinçaltının esiri olmuşsun babacım."dedi gülerken. Kafamın içine elini daldırıp karıştırırken bana inanmıyordu. Ama ben sezgilerimle haraket eden bir kızdım ve bu ailenin tuhaf olduğunu hissediyordum.
Benim adım da Melodiyse ben bu gizemi çözerim. Babam elindeki kurabiyr dolu tabakla kapı belirdi.
"Bunlar benim için mi baba?"dedim sevinçle. Ama erken sevinmişim. Babam"Bunlar o çok garip komşularımız(!) için kızım."dedi benimle dalga geçerek.
Hemen oturduğum yerden kalkıp babamın peşine düştüm. Yaz tatili sıkıcı geçiyordu. Yağmur durmuş ve havadaki gri bulutlar kısmen dağılmıştı. Ev öyle eskiydi ki buraya birinin taşınması benim için olanaksızdı. Ama taşınan olmuştu. Babam kapıyı bir kez tıkladı. İlk önce içerden şangırdırtılar daha sonra ayak sesleri ve kapı açılmıştı. Kocaman gülümsemesiyle bizi karşıladı komşumuz. Yakından daha da güzeldi açıkcası. Kadın babama elini uzatıp
"Merhaba ben Yeter."dedi. Babamda kendini tanıttı.
"Benim adım da Önder. Memnun oldum."dedi ve gülümsedi. Ağzı kulakalarındaydı maaşallah. Kadının garip sıradanlığı dikkatimi çekti. Yüzünde yok denecek kadar az bir makyaj, altında kot pantolon üstünde siyah beyaz yatay çizgili tişörtle benim hayalimdeki korkunç kadına benzemiyordu. Acaba yanılmış mıydım? Bizi içeri buyur edince korkunç bir koku almaya başladım. Kekremsi küfü andıran bu koku çok yoğundu. Babam kurabiyeleri koymak için mutfağa gidince Yeter Hanım da babamın peşinden gitti. Kocaman salonda tek ben vardım. Ayıp olmaması için burnunumu da kapatamıyordum. En iyisi tuvalete gitmekti. Mutfağa girip Yeter Hanıma banyonun yerini sordum. Yeter Hanım "Üskattaki en soldaki kapı banyonun."dedi gülümseyerek. Ne kadar iyi bir kadın diye düşünsem de şüpheli tiplerin hep böyle saf göründükleri aklıma geldi. Yine dedektifliğim tuttu. Üskata gitmek için merdivenleri çıkdıkça sinir bozucu bir gıcırtı duyuluyordu.
Soldaki kapının birini açtım. Ama karşıma çıkan şey yatağına yatmış çizim yapan bir çocuk oldu. Kulaklığını çıkarıp bana baktı.
"Özür dilerim. Banyoya gidecektim ama karıştırdım."dedim.
Çocuk epey ukala görünüyordu.
"Tamam, odamdan çık."dedi ve mavi kulaklığını tekrar taktı. Kapıyı örtüp -bu sefer doğru- kapıyı açtım. Burada o kadar kötü bir koku yoktu. Yüzümü elimi yıkayıp salona geri döndüm. Babam ve Yeter Hanım koyu bir sohbete dalmışlardı.
Yeter Hanım lafın arasında"Kızıma bakacak bir bakıcı lazım."dedi. Bunu duyan ben hiç dururmuyum hemen atıldım"Şeyy... İstersen ben bakabilirim."dedim. Babam bana şöyle bir baktı. Ben de onun yüzüne "ne var?" bakışı attım.
Yeter Hanım yine gülümsedi
"Bu harika olur. Zaten öyle hergün bakmayacaksın. Benim işim olduğunda bir iki saatlik bakman yeterli. Charlie de evde olur. Bir şeye ihtiyaç duyduğunda ona söylersin."dedi. Charlie sanırım şu ukala çocuktu. Gizem çözmek kolay değildi sonuçta. Sonra durupdururken Yeter Hanım kalkıp gitti. Hiçbir şey de söylemedi. Hemen babam konuşmaya başladı"Bu bebek bakma işi de nereden çıktı?"dedi sorgulayıcı bakışlar arasından.
"Baba, sen hep 'paranın nasıl kazanıldığını bilmiyorsun, bilsen bu kadar savurgan olmazsın' demiyormusun. İşte ne güzel kendi paramı kendim kazanacağım."dedim. Babam cevap vermeden Yeter Hanım girdi içeriye.
"Rüya ağladı da onu emzirip geldim."dedi. Bu kadar hızlı mı? Daha gideli birkaç dakika olmuştu. Üstelik ben hiç ağlama sesi duymadım.
"Ne zaman ağladı? Ben niye duymadım."dedim. Yeter Hanım hafifce gülümsedi. Yan taraftaki masanın üstünden bebek telsizini salladı ve"Bir anne bebğini her zaman duyar tatlım."dedi. Dedi de o telsizden benim sesini duymam lazımdı. Allah allah?! Neyse, belki duymamışımdır. Yeter Hanıma dönüp şöyle dedi babam.
"Rüyayı görebilir miyiz Yeter Hanım?". Yeter Hanım biranda ciddileşti.
"Hayır, olmaz! Çünkü daha yeni uyuttum. Üstelik uykudan uyanınca çok huysuz olur. Bir dahaki sefere artık."dedi. Ya artık karar verdim. Bu kadın deli!
Daha sonra kalktık. Evimize gittik. Babam hiçbir gariplik görmemiş hatta kadının çok iyi biri olduğunu düşünüyormuş. Yok artık!
"Baba, tamam anladık görmüyorsun. Burnun da mı tıkandı. Ev leş gibi kokuyordu."dedim. Babam biraz düşündü.
"İlk girdiğim de bir koku geldi. Ama o da odadaki rutubet kokusuydu. Zaten sonra da geçti."demez mi.
"Baba ne rutubeti. Çok iğrenç kekremsi bir koku vardı. Tıpkı şey gibi..."dedim ve düşünmeye başladım. Koku neyi andırıyordu. Sonra devam ettim.
"Tıpkı et leşi gibi."dedim.
Babam yine güldü. "Melodi yok artık! Zavallı insanlara demediğin şey kalmadı."dedi biraz azarlayarak. Koşup odama gittim. Uff! Neler oluyor Yarabbim!!

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin