RÜYA

738 51 3
                                    

Can sıkıntısından oturup telefon oynadım. Ben telefon oynarken yan odadan bir ses geldi.
Tam olarak kapıya biri tıklamıştı. Acaba biri mi gelmişti. Kapıyı açıp dısarıya baktım. Ortalıkta kimse yoktu. Allah allah! Galiba yanlış duydum.
Tekrar telefonu elime aldım.
Babam aradı daha sonra.
-Alo
-Ne yapıyorsun, çözdün mü gizemlerini(!)
-Uff! Baba tamam biraz abartmış olabilirim.
-Şaka bir yana nasıl gidiyor işin?
-Şu ana kadar çok iyi. Çünkü hiç birşey yapmıyorum. Rüya hala uyuyor.
-Uyanır belki birazdan.
-Pek öyle durmuyor.
-Neyse görüşürüz tosunum.
-Baba tosunum ne allah aşkına!
-(gülme sesi geldi.)
-Neyse baba görüşürüz.

Telefonu kapatır kapatmaz bir inleme sesi geldi yan taraftan.
Kesinlikle bu oda da biri vardı. Yanlış duymuş olamazdım.
İnleme sesine doğru yürüdüm. Kapının kolunu usulca çevirdim. Bir kapıda açık olsun. Burası da kilitliydi. İçerdeki kişiye seslendim.

-İçerde biri var mı?
-...
-Kimse yok mu?
Hafif bir inleme sesi duydum. Konuşamıyor falan mıydı?
Kapı kolunu zorladım. Açılmadı.
Etrafa bakınıp anahtarı aradım. Dolap kapağıni açip içine baktim. Orada yoktu.
Çekmecelere baktım. Arkamdan gelen Yeter Hanımın sesiyle arkama hızlıca döndüm.
"Ne yapıyorsun burada Rüya ağlıyor duymuyor musun?"dedi ve koşarak yukarı çıktı.
Nasıl ağlar. İki saattir dinliyorum hiç ağlama sesi falan yok. Ağlasa duyardım herhalde. Bana birşeyler oluyor bugün.
Yeter Hanımın arkasından ben de koştum.
"Özür dilerim duymamışım."diyordum merdivenleri çıkarken.
Hemen o çok merak ettiğim Rüyanın odasına baktım. Yeter Hanım Rüyayı kucaklamış usulca sallıyordu.
"Canım kızım benim. Ballı kurabiyem."diye seviyordu Rüyayı.
"Üzgünüm bir anlığına dalmışım. Duymadım."dedim.
"Tamam önemli değil. Daha dikkatli olursun bir dahaki sefere."dedi Rüyaya bakarak.
"Kesinlikle daha dikkatli olurum."dedim.
Yeter Hanım
"Sütünü getirir misin canım?"dedi hemen koşup mutfağa gittim.
Dolaptaki biberonu elime aldım. Dolap kapağını kapatırken bir 'pat' sesi geldi. Yukarda elinde bebekle beni bekleyen bir Yeter Hanım , karşı odada çözülmesi gereken bir gizem vardı. Hangisini seçmeliyim?
Yeter Hanım bir iki dakika beklese bir şey olmazdı.

Elimde biberonla odanın kapısına vardım.
-Size yardım ediceğim, merak etmeyin.
-...
Ses gelmeyince kapıyı tıkladım.  Çekmeceleri karıştırmaya başladım. Anahtarı bulma umuduyla baktığım yerlere tekrar baktım. Kitapların altına baktım. Çekmecenin ilerisine elimi uzattım metal bir cisime değdim. Evet, anahtarı bulmuştum.
-Bak, şimdi seni kurtaracağım. Sen sakin ol tamam mı?
-...(yine bir ses yoktu.)
Anahtarı deliğine takmak için elime aldığımda birden yere düştü. Eğilip onu alacakken Yeter Hanımın sesi geldi.
- Mutfak burda değil! Ne yapıyorsun?
- Şeyy... ben küpemi düşürmüşüm odanın içine girdi kapının altından sanırım.
Yere düşen anahtarı ayağımla itip odanın içerisine ittirdim.

"O odanın anahtarı kayıp. Alamayız onu boşver. Hadi gel gidelim."dedi kolumu tutup çekiştirirken.
"Anahtarı yok mu bu odanın yani?"dedim az önce bulduğum anahatarı hatırlayarak.
"Yok, kayboldu hayatım."dedi.
"Peki, ozaman."dedim ve Yeter Hanımı takip ettim. Biberonu bilerek almadım ve sehpanın üzerine bıraktım. Çocuk odasına girdiğimizde Yeter Hanım biberonu istedi.
"Hay allah! Ben de akıl kalmadı. Aşağıdaki sehpanın üzerinde bıraktım. Hemen alıp geliyorum."dedim.
Yeter Hanım ilk önce biraz şaşırdı.
"Ama acele et canım."dedi.

Koşarak merdivenlerden aşağıya indim. Biberonu aldım ardında o kapıya gidip.
"Anahtarı attım. Kapıyı açabilirsin."dedim içeridekine.
Ses yoktu ama beni duymuştu büyük ihtimalle.

Yeter Hanıma biberonu uzattım.
Yeter Hanım biberonu elleyip" Bu çok soğuk biraz ısınsın. Bu kadar soğuk sütü verme hasta olur."dedi bana uyarı yapmayı unutmadan.
"Haklısınız."dedim.
Yeter Hanım karşıma oturmuştu. Rüyanın yüzü görünmüyordu.
Sadece kat kat sarıldığı beyaz örtüsü görünüyordu. Yeter Hanım bebeği usulca sallıyordu.

"Yeter Hanım, size çok özel olmassa bir şey sorabilir miyim?"dedim.
"Tabii ki canım."diyerek sorma izni verdi Yeter Hanım.
"Kocanız nerede?"dedim pat diye.
Yeter Hanım biraz duraksadı. Rüyayı sallamıyı bıraktı ve yere baktı bir süre. Derin bir nefes alıp söze başladı.
"Uzaklarda bir yerde. Olması gerektiği yerde desek daha iyi olur."dedi ve sustu.
Daha fazla irdelemek istemedim.
Yeter Hanım biberonu eline alıp Rüyaya içirmeye başladı. Sütü ağzına götürdü ama biran da süt damlaları dökülmeye başladı.
Sanki Rüya içemiyor ağzından fışkırıyordu sütler.

"Yeter Hanım, sütler dökülüyor!"dedim endişeyle.
Yeter Hanım peçeteyle Rüyanın ağzını sildi.
"Ah canım dökülmüş. Hadi ağzını aç ballı kurabiyem."dedi.
Biberondaki sütü tekrar ağzına götürdü ama süt aşağıya dökülüyordu. Telaşla ayağa kalktım.
"Yeter Hanım!"dedim. Tam Rüyaya doğru gidecekken Charlie odasından çıktı.
"Anne sana kaç kere dedim bakıcılarla fazla haşir neşir olma diye."dedi ve kolumdan tutup kulağıma
"Rüyadan uzak dur demiştim sana. Uzaktan sev, seveceksen."dedi ve odasına gitti.

Yeter Hanım ortamı yumşatmaya çalışarak
"Canım, Charlie çok zor bir dönemden geçiyor anlayışla karşıla lütfen. Yoksa o böyle biri değildir."dedi.
Gerçekten çok iyi niyetli bir kadındı.
"Önemli değil Yeter Hanım. Neyse ben salona geçeyim."dedim ve aşağıya indim.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin