ŞEFFAF SAKLAMA KABI

458 43 12
                                    

Onu kendimden ayırmak için çabalıyordum ama olmuyordu. Gittikçe nefes almaktan zorlanıyordum. Gözlerim kararmaya başlamıştı ki kapının açılma sesini duydum.
Gerisini hatırlamıyorum.
Gözlerimi açtığımda başımda dikilen Yeter Hanımı gördüm.
Gözlerimi ovuşturup doğrulduğum da ayakta tedirgin bir şekilde bekleyen Charlieyi gördüm. Bana neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek hatırladığım kapının gıcırdıma sesi.
Benim uyandığımı gören Charlie hemen yanıma geldi ve koltuğun ucuna oturdu.
Yeter Hanımsa ıslak gözlerle beni süzüyordu.
"Nasıl hissediyorsun? İyi misin?"diye sordu Charlie.
"Evet gayet iyiyim. Sadece neler olduğunu hatırlamıyorum. Bana ne oldu? Ne zaman buraya geldim?"dedim soru yağmuruna tutarak Charlieyi.
Cümlem biter bitmez Charlie tedirgin gözlerle Yeter Hanıma baktı.
Yeter Hanım da yalvarır gibi bakıyordu Charlieye.
Keşke neler olduğunu hatırlasaydım.
"Bakışmanız bittiyse bana biri neler olduğunu anlatsın lütfen!"dedim gözlerimi Charlie ve Yeter Hanım üzerinde gezdirirken.
Charlie sanki boğazında koca bir yumru varmış gibu yutkundu.
Annesine bakıp sinirle tek kaşını kaldırdı.
"E hadi!"dedim dayanamayarak.
"Birşey olmadı. Sadece odada bayılmışsın."dedi kekeleyerek.
"Peki neden?"diye sordum.
"Bilmem belki tansiyonun düşmüştür."dedi Charlie geçiştirerek.
Bende üstelemedim.
Daha sonra konuşurken boğazımda oluşan sızıyı fark ettim.
Ellerimi boğazıma götürdüm ve boğazımı elledim.
"Boğazın mı acıyor canım?"dedi Yeter Hanım ilgili bir anne gibi.
"Boğazım sızlıyor."dedim.
Yeter Hanım endişeli bir şekilde konuşmaya basladı.
"Sanırım üşüttün canım. Ben sana sıcak bir çay yapayım."dedi ayağa kalkarken.
"Hayır, hayır! Boğaz ağrısı gibi değil farklı bir ağrı. Sanki uzun süre boğazım sıkılmış gibi."dedim ve tebessüm ettim.
"Boğazım sıkılmış gibi!"dedim gülerek.
Bu 'boğazım sıkılmış gibi' kelimesi o kadar aptalcaydı ki kendimi tutamadım.
Ama herkes o kadar ciddiydi ki gülümsemediler bile.
"Olsun ben sana yine de yapayım Melodiciğim."dedi Yeter Hanım.
Ben de onu reddetmek istemedim. Mutfağa gitti.
Charlieye baktım. Elleriyle oynuyordu. Yeter Hanımın gitmesinden faydalanarak Charlieye doktor Turgutun dediğini söyledim.
"Charlie!"dedim.
Charlie dönüp bana baktı.
"Sen haklıydın! Yeter Hanımın psikolojik sorunları varmış. Ben bunu ona dedim ama kabullenmedi. Psikoloğu onu hastaneye getirmemizi istedi. Randevulara gelmiyormuş."dedim.
Charlie her cümlemde daha da gerginleşiyordu.
Benim yanıma biraz daha yaklaştı. Sanki kimsenin bizi duymasını istemiyor gibiydi.
"Annem hastalığını kabullenmiyor. Eğer hastaneye götürürsek daha da saldırganlaşabilir."dedi sessizce.
"Peki ne yapacağız. Eğer onu hastaneye götürmezsek saldırganlaşacak! Onun iyiliği için bunu yapmalıyız."dedim onu ikna etmeye çalışarak.
"Biliyorum, biliyorum."dedi Charlie ensesini kaşıyarak.
"Benim farklı bir fikrim var. Hastaneyi buraya çağıracağız."dedi Charlie.
Güzel bir fikirdi.
"Evet bu iyi bir fikir!"dedim heyecanla.
***
Daha sonra elinde koca bir kupayla içeriye Yeter Hanım girdi.
Sevecen yüz ifadesiyle bana uzattı kupayı ve aldım.
Güzel yeşil çayın kokusu burnuma doldukça mutluluk kokluyor gibi hissediyordum.
"Çay çok güzel olmuş. Teşekkür ederim."dedim Yeter Hanıma.
Yeter Hanım gerçekten iyi biriydi. Tamam belki bazen ufak tefek sorunları olabiliyordu ama her insan mükemmel olamazdı.
Yeter Hanım uzun uzun bana bakıyordu en çok da çenemin altına. Yani Boynuma!
"Boynumda birşey mi var. Morarmış mı?"dedim boynumu elleyerek.
Benim bu sözüm anneyi ve oğlunu epey tedirgin etmişti.
"Yok hayır!"dedi Yeter Hanım.
"Benim içim rahat etmeyecek ben bir banyoya gidip aynaya bakayım."dedim ayağa kalkarken.
Sonra aniden kolumu kavradı Yeter Hanım.
"Gitme!"dedi elimi sertçe sıkarken.
"Neden?"dedim doğal bir şekilde.
Yeter Hanım elimi bırakıp konuşmasına devam etti.
"Şey... ben tuvaleti temizleyemedim daha. Kötü kokuyor. Birazdan temizleyeceğim o zaman bakarsın tatlım."dedi Yeter Hanım.
"Ya ne alakası var tuvalete gitmiyeceğim. Aynaya bakıp çıkacağım. Bugün size ne oldu ya?! Bir garipsiniz!"dedim yerime otururken.
"Canım ben senin için yapıyorum."dedi Yeter Hanım tatlı olmaya çalışarak.
"Tamam, neyse telefonum nerde onun kamerasından bakacağım."dedim yastıkları kaldırıp telefonumu ararken.
Sonra birden sehpanın üzerindeki telefonumu gördüm gidip almak için ayağa kalktığımda Yeter Hanım bana seslendi.
"Melodi!"
Arkamı dönüp ona baktım.
Konuşmasını bekliyordum ama konuşmak istemiyordu sanki.
"Sana bir şey anlatmak istiyorum."dedi Yeter Hanım.
"Evet dinliyorum."dedim koltuğa tekrar otururken.
"Boğazındaki sızının nedeni aslında şe..."der demez Charli araya girdi.
"Anne saçmalamaya başladın yine. Boynunda hiçbir şey yok kızın."dedi dişlerinin arasından.
"Neler oluyor ya! Ben hemen şimdi tuvalete gidip boynumdaki şeye bakacağım. Yeter artık. Ne saklıyorsunuz?"dedim banyoya doğru yürüyerek.
Arkamı döner dönmez büyük bir ses duydum.
Yeter Hanım yerdeydi ve Charlie onun yanına çömelmiş vaziyetteydi.
Hemen koşup Yeter Hanımın yanına gittim.
Charlieden kolonya getirmesini istedim ve yanaklarına bileklerine kolonya sürdüm.
Nabzını yokladım.
Nabzı atıyordu.
"Yeter Hanım uyanın!"dedim yüzünü hafifce tokatlayarak.
Yeter Hanım bir süre sonra gözlerini açtı.
Onu koltuğa oturttuk.
"İyi misiniz?"dedim telaşla.
"Ah! Birden ne oldu anlayamadım. Su getirir misin canım."dedi Yeter Hanım koşarak mutfağa gittim. Dolabı açıp su şişesini aradım. Gözüme bir saklama kutusu takıldı.
Garip şeyler olduğunu görebiliyordum içinde.
Şeffaf kutuyu elime alıp kapağını açtım. Bunların ne olduğunu anlayamadım ama ete benziyordu. Eti buzluğa koymalıydı. Burada bozulabilir diye düşünüp dolabın buzluk tarafına koydum. Daha sonra çeşmeden bir bardak su katıp kapıdan çıkarken onların
"Anlamasın."dediğini duydum.
"Kim neyi anlamasın ya!?"dedim ikisinin yüzüne bakarak.
Yeter Hanım sorumu cevaplamamak için hemen elimdeki suyu alıp içmeye başladı.
Charlieye baktım.
"Ne konuşuyordunuz?"dedim tekrar.
Charlie hafifce gülümsedi.
"Anne ve oğullarının dedikodularını dinlemek sana yakışmıyor!"dedi koltuğa yayılarak.
"Ne alakası var. Kapıdan çıkarken konuştuklarınızı duydum."dedim hafif sinirle.
"Şaka ediyorum."dedi Charlie.
Yeter Hanım suyunu bitirip masaya koydu ve konuştu.
"Aman sen de ne üsteledin!"dedi sinirle.
Yeter Hanımın bu ani çıkışı bende soğuk duş etkisi yaratmıştı.
"Sordum sadece."dedim kısık bir sesle.
Yeter Hanım kendine geldi ve
"Kusura bakma! Bu aralar sinirlerim çok bozuk. Ben Rüyaya bakmaya gidiyorum."dedi ve ayağa kalkıp gitti.
Rüyanın bir oyuncak bebek olduğunu hala inkar etmesi beni iyice tedirginleştiriyordu.
"Charlie konuştuğunuz seyi söyler misin?"dedim ciddi bir sesle.
Charlie Yeter Hanımın gittiğinden emin olunca konuştu.
"Ben birinden hoşlanıyorum. Anneme o kişiyi anlattım. Onu sevdiğimi anlamasın demiştim. Sen onu duydun işte!"dedi rahatlamış bir şekilde.
"Rahatladın mı Melodi Hanım."dedi gıcık edici sesiyle.
"Gerçekten mi?! Kim bu şanssız kız?"dedim dedikoducu teyzeler gibi.
"O kadarını da söyleyemem."dedi ağzına görünmez bir fermuar çekerken.
"Ya ne olur söyle! Kimseye demem!"dedim yalavararak.
"Hayır lütfen ısrar etme. Anneme bile zor söyledim."dedi Charlie.
O an aklıma bir şey geldi.
"Bir dakika ya! Sen bunu annen bayılıp ayıldığında mı söyledin. Kadın o haldeyken bunu mu konuştunuz?"dedim.
Charlienin alnındaki ter damlalarını görebiliyordum.
"Ya anneme ne bakıyorsun o hep dikkat çekmek için bayılma numarası yapar. Normal bir insan mı sence? Sorunları var!"dedi.
"Numar mıydı?"dedim şaşırarak.
"Tabii numaraydı ne sandın?"dedi Charlie.
"Bende kadına bir şey oldu sanıp telaşlanmıştım.."dedim.
"Sen annenle aranı düzelttin herhalde. Ona böyle şeyleri söylemezdin."dedim elimle omzuna vurarak.
"Ya söyler miyim? Çok ısrar etti.
'Ay sen söylemezsen öldürürüm kendimi atarım yerlere kendimi!' falan dedi. Bende söyledim işte."dedi.
"Bana söylemeyecek misin?"dedim uzgun bir sesle.
Charlie 'cık' deyince daha fazla ısrar etmedim.
"Hadi hastaneyi arayalım."dedi Charlie ve telefonda kayıtlı olan numaradan aradı.

"Birazdan geleceklermiş!"dedi.
"Ah sonunda. Yeter Hanım icin iyice endişelenmeye başlamıştım."dedim.
"Anneme söyleme ama!"dedi.
"Tamam söylemem!"dedim göz kırparak.
Heyecanla hastaneden birilerinin gelmesini bekledim.
#####################
Votelerinizi ve oyalarınızi bekliyorum. Daha fazla nolum yazmam icin daha fazla oylamaya ihtiyacim var. Yoksa devam etmeyeceğim. Bu kitaba yeterince ilgi olup olmadigini gormeliyim.😘😘😘


YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin