İLGİNÇ BEBEK

512 42 2
                                    

Charlie kendinden oldukça emin bir şekilde duruyordu.
"Sana söylemiştim."dedi.
Charlie konuştukça ben kötü oluyordum. Yeter Hanım endişeyle bana bakıyordu.
"Evet bana söylemiştin Charlie."dedim fısıldarcasına.
"Benim haklı olduğumu anlamışsındır umarım."dedi alaycı bir sesle Charlie.
Charlie'ye doğru birkaç adım attım. Gözlerimi gözlerine diktim.
"Bak, bence artık bu konuyu kapatalım. Boşver ya! Kim haklıysa haklı." dedim.
Çünkü artık Charlie için endişelenmeye başlamıştım. Rüya yatağında duvardan tarafa dönük bir şekilde yatıyordu. Ve bir sorun görünmüyordu. Tek sorun Charlieydi. Yeter Hanımın dedikleri geldi aklıma. Psikolojik sorunları olduğu kesindi.
Charlie donup kalan yüzüyle konuşmaya başladı.
"Ne demek bu! Rüyayı görmedin mi Melodi."der demez araya girdim. Daha başka şeyler de söylecekti ama susturdum.
"Evet Rüyaya baktım. Uyuyor. Ve normal bir bebek gibi duruyor. Bence bu konu çok uzadı. Ne olur bir daha bu konuyu konuşmayalım."dedim.
Charlie konuşmak için ağzını açar açmaz Yeter Hanım konuşmaya devam etti.
"Rüyayı neden sevmiyorsun anneciğim?"dedi o sevecen sesiyle.
"Çünkü o benim kardeşim değil!"dedi hışırtıyı andıran bir sesle.
"O nasıl söz oğlum!"dedi ona sarılmak için omuzlarına uzanırken.
"Bana o kirli ellerinle dokunma! Katilsin sen!"dedi bağırarak.
Yeter Hanım ağlamaya başlayınca Charlieyi durdurdum.
"Yeter artık Charlie! Ne dediğinin farkında mısın?"dedim ona bakarak.
Bana baktı sonra annesine baktı ve "anlamıyorsun!"dedi ve odasına gitti.
Yeter Hanım odadaki koltuğa oturup ağlamaya devam etti.
"Neden böyle yaptığını anlamıyorum."dedi kendini suçlayarak.
"Bence biraz sakinleşmesi gerek."dedim Yeter Hanımı motive etmek için.
"Bilmiyorum. Artık me yapacağımı bilemiyorum Melodi!"dedi ağlayarak bana sarılırken. Zavallı kadının buz gibi göz yaşları ensemdeki yangını söndürmedi sadece. Yüreğimdeki üzüntü de geçti biraz olsun.
"Lütfen ağlamayın!"dedim.
Kollarını sırtımdan çektikten sonra göz yaşlarını sildi.
"Geldim anneceğim ağlama. Annenin gözüne toz kaçtı sadece."dedi ve Rüyayı kucakladı.
Rüya ağlamamıştı ki.
"Rüya ağlamadı sanırım. Ben sesini duymadım."dedim şaşkınlık içinde.
"Ağladı o. Duymadın mı? Tabii anne olmadığın için anlamazsın. Ben o ağlamaya başlar başlamaz hissederim."dedi ama beni pek tatmin etmedi.
Ayağa kalktım şüpheyle. Bu bebeğin ağladığını ne duydum ne gördüm.
"Ama hâlâ bir ses yok. Ağlasa duyardım. Duymamak için sağır olmak gerek."dedim Yeter Hanıma.
Yeter Hanım kucağında örtüler içindeki Rüyayı bir oyana bir buyana usulca sallıyordu.
"Biraz sessiz ağlıyor benim bebeğim."dedi Rüyaya bakarak.
Rüyaya doğru birkaç adım attım. İyice yaklaşınca yüzünün bir kısmını kaplayan örtüyü elimle çekmek ve yüzünü rahatça görebilmek için elimi uzatır uzatmaz Yeter Hanım elime vurdu sertçe.
Elimi aniden çekip yüzüne baktım. Ama o sanki bir şey olmamış gibi hala bebeğiyle ilgileniyordu.
"Yeter Hanım canım acıdı!" dedim hafif yüksek sesle.
Yeter Hanım bana sertçe baktıktan sonra Rüyaya öpücükler yolladı ve bebeğini beşiğine yatırdı. Ardından sehpanım üzerinde duran sütü eline damlatıp sıcaklığına baktı. Daha sonra Rüyayı tekrar kucağına alıp koltuğa oturdu.
Ben ise gözlerime inanamıyordum. Az önce elime vurmamıştı sanki. Bu ne soğukkanlılık.
"Yeter Hanım kendinizde misiniz?"dedim.
Yeter Hanım Rüyayı okşarken bana bakmadan konuştu.
"Şuradaki sütü verir misin canım."dedi ilginç bir şekilde kibar bir sesle.
Bu kadın neler diyor ya!
"Yeter Hanım ne dediğinizin farkında değilsiniz? Elime neden vurdunuz diyorum süt istiyorsunuz."dedim sitemkar bir tavırla.
Yeter Hanım bana bakıp gülümsedi.
"Rüya çok çabuk hasta oluyor. Mikrop kapmaması icin kimseye sevdirmiyorum canım."dedi.
Sanki çocuğunu yiyeceğiz. Sadece bakacaktım.
"Amacım sevmek değildi. Yüzüne baksam da yeterdi!"dedim.
"Sonra bakarsın tatlım. Ben sütünü içereceğim."dedi sevimli görünmeye çalışarak.
"Peki."dedim daha fazla üstelemeden.
"Artık sütü verir misin?"dedi.
Sehpanın üzerindeki biberonu Yeter Hanıma uzattım. Yeter Hanım bebeğine sevgiyle bakiyordu.
"Süt mü içeceksin sen ballı kurabiyem."dedi.
Sonra biberonu ağzına götürdü ama süt aşağıya dökülüyordu süt. Telaşla ayağa kalktım.
"Yeter Hanım!"dedim heyecanlı bir şekilde.
"Hay allah! Neden içmiyorsun? Bak döktün sütü seni yaramaz kız"dedi sinirle.
Bebek resmen sütü kustu. Bu kadarda dökülemez. Biberonu doğrultur doğrultmaz süt döküldü. Sanki bebeğin ağzı kapalıydı.
Yeter Hanım bebeğin bacağına biberonla vurdu.
"İç sütünü neden böyle yapıyorsun Rüyacım."dedi sinirle söylenerek.
Bense hemen bir peçete alıp yeri temizledim.
"Yeter Hanım sakin olun. Vurmayın Rüyaya. Ben temizlerim."dedim onu sakinleştirmek için.
Gözlerimle görmesem Yeter Hanımın Rüyaya vuracağını asla düşünemezdim.
"Ama yaramazlıklar yapmaya başladı bu sıralar. Sen anne olmadığından bilmezsin. Eğitime küçük yaşta başlanmalı tatlım."dedi gülerek.
Onaylayıp kafa salladım. Ama içim onun dediğine asla katılmıyordu. Kücücuk bebeğe nasıl vurabilirdi ki? Garip olan başka bir şeyse bebek yine ağlamamıştı. Sanki robot gibiydi.
Yada donup kalan bir bebekti.

YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin