ANNE!

270 21 8
                                    

  Arkamı döner dönmez O'nu gördüm. Annemi.
Benimle aynı boydaydı, siyah bir kot onun üzerine de kül rengi tunik bir kazak giymişti, saçları simsiyahtı, enseden gelişigüzel bir topuz yapmıştı ve perçemleri alnından sarkıyordu. Yüzünde belli belirsiz bir makyaj vardı. Gerçi makyaja ihtiyacı yoktu da. Gözlerinin kenarları hariç yüzünden kırışıklık yoktu. Dudakları benim tam tersime dolgundu. Parlak şeftali tonundaki ruju tenine çok yakışmıştı. Gözleri ise simsiyah saçlarıyla fevkalade bir uyum içerisindeydi. Öyle güzel bir yeşili ki gözleri... Hem vahşi, hem de bir kedi kadar uysaldı gözleri. Yemyeşildi. Kuşkusuz yeşilin en güzel tonuydu. Gözlerimden akan yaşlara engel olamadım ve sarıldım ona, sımsıkı.
Kokusunu içime çekmek istiyordum. Unutmamak istiyordum kokusunu. Gözleri kadar güzeldi kokusu nergis kokuyordu buram buram. Tıpkı benim gibi.
"Çok güzel kokuyorsun." dedim fısıltıyla.
Annem kendini benden ayrdı ve yüzüme uzun uzun baktı.
"Çok güzelsin." dedi elektriklenen saçlarımı düzeltirken.
"Beni nasıl tanıdın?" dedim gülümserken.
"Bebeğim, gitmemiz gerek." dedi ve beni kolumdan tuttuğu gibi koşmaya başladı.
"Anne, nereye?" dedim beni nereye götürdüğünü bilmeden.
Annem durdu ve gözlerimin içine bakıp aşık olacağım bir ses tonuyla
"Mutluluğa. Hadi koş."dedi ve koşmaya devam etti. En sonunda bir uçağın yanına geldik ve apar topar içeri girdik.
Hostes annemin cebinden çıkardığı uçak biletine baktıktan sonra
"Burası."dedi.
"Cam kenarına oturmayı sevdiğini düşündüm. Geç." dedi annem.
O an olanları anlamakta güçlük çektim. Bir dakika!
Hızla cam kenarına geçtim. Annemde yanıma oturdu ve elimi tuttu.
"Yeni bir başlangıca hazır mısın?" dedi ve elimi sıktı.
"Evet." dedim ve nedense uçak kalkıncaya kadar hiçbir soru sormak gelmedi içimden. Telefonumu uçak moduna aldım. Ve uçuşa geçtik. Hayatımda ilk kez uçağa biniyordum, hafif bir korku vardı ama annemin yanındayken daha azdı.
Annem karşısına bakıyordu ben ise onu seyrediyordum. Çok güzel ve güçlü görünüyordu. O benim annemdi.
Onu seyrettiğimi anlayınca benden tarafa dönüp
"Bulutları seyredeceğini sanıyordum." dedi ve gülümsedi.
Gülüşü oldukça samimi ve içtendi.
"Bilmem, seni izlemek daha zevkli galiba." dedim.
Annem burnumu sıkıştırdı.
Saatime baktım ve saat 19.30'tu.
Babama haber vermemiştim. Ve ben herşeyi geride bırakarak bir uçağa binmiştim. Geri dönemezdim. Babam meraktan ölecekti.
"Anne babamı aramam gerek." der demez annemin yüzü biranda ekşidi.
Sonra yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip
"Annenle geçirdiğin vakitler için de mi hesap vereceksin? "dedi.
"Ona arkadaşlarımla buluşacağımı söyledim ve şuan bir uçaktayım. Sadece konuşacağımızı sanıyordum, babam delirecek." dedim pencereden bulutları izlerken.
"Sana eğer deseydim, Öndere söylerdin." dedi ve eliyle başımı kendinden tarafa çevirdi.
Haklıydı babama bunu söylerdim ama yine de bu uçağa binerdim.

"Bunu nerden biliyorsun?"
"Neyi, tatlım?"
"Babama söyleyeceğimi. Beni 19 yıldır görmüyorsun fakat benim neye nasıl tepki verbileceğimi nasıl biliyorsun?"
"Çünkü ben anneyim."

  Annem eline telefonunu alıp kurcalama başladı. Ben ise bulutları seyretmeye devam ettim. Annem konuşmak istemiyordu ama benim içim içimi yiyordu.
"Anne, nereye gidiyoruz?" dedim fakat anne kelimesini kendimden çok az duymuştum. Tuhaf hissettim.
"Beraber çok güzel bir hayata başlayacağız. Eskiye bir sünger çekiceğiz ve asla ayrılmayacağız. Yeni bir hayatımız olacak. Antalyaya gidiyoruz." dedi. Sesindeki heyecanı hissesebiliyordum.
"Ama ya babam..." dedim. Onun mutluluğuna gölge düşürmek istemiyordum ama annemin yüzündeki neşe yavaş yavaş söndü.
"Şey tatlım... Babana asla düşman olmanı istemem fakat seni benden aldı ve 19 yıl boyunca sakladı seni. Artık seni benden almasına izin vermeyeceğim. Eve gidelim sana herşeyi anlatacağım. İnan bana işte o zaman geri dönmek istemeyeceksin zaten." dedi. Neyden bahsettiğini bilmiyordum fakat öğrenmek için can atıyordum.
"Yeter Hanım çok merak edecek beni!" dedim biranda boş bulunarak.
Annem bana sert bir şekilde bakarak
"Yeter Hanım?" dedi tek kaşı havada.
Benim o güzel ağzımda hiç bakla ıslanır mı?
"Şey, anne... Yeter Hanım şey... Babamın eşi." dedim en sonunda.
Annemin yeşil gözleri kocaman açıldı sonrada umursamazca ufak bir kahkaha attı.
"Evlendi yani ha!" dedi.
"Hıhı."dedim bende.
Sonra korka korka sordum.
"Peki sen?" dedim sesim nedense çok az çıkmıştı.
"Hayır evli değilim." dedi ve içimi rahatlattı annem.
Ve konuşmadan durduk uzunca bir süre. Konuşacak çok şey vardı ama burası çok uygun değildi. Eve gider gitmez annemi soru yağmuruna tutacaktım.
***
  Annem anahtarı çevirdi ve kapıyı açtı. Ev geniş ve ferahtı. Hem de oldukça ferah. Mobilyalar gerçekten zevkle döşenmişti. Annemin zevki hoştu. Küçük bir havuzu bile vardı. Bahçeye bakmak için camdan olan sürgülü kapıyı sürdürüp dışarı çıktım. Evet, çok büyük değil ama yine de güzel bir bahçesi vardı. Saksılarda birçok çiçek vardı, bunların annemin eseri olduğunu düşündüm.
"Bahçen çok hoş!" dedim hamağa oturken.
Annem içeriden seslendi.
"Evet öyledir. Akşamları genelde bahçede geçiriyorum."
Akşamları bahçenin çok güzel olduğu kesindi. Yıldızlar buradan çok güzeldi.
Annem bu evi nasıl almıştı. Mesleği neydi acaba?
İçeri geçtim.
"Anne aklıma bir şey takıldı. Bu ev sen mi?" dedim etrafı incelemeye devam ederken.
"Aslına bakarsan..." annemin cümlesini merdivenlerden inen bir erkeğin sesi kesti.
"Geldiniz mi?" dedi o ses. Bir kaç saniye sonra da yanımıza geldi. Orta boylu, kısmen kel bir adamı görmemle beynimden vurulmuşa dönmem biroldu.
"Kızın gerçekten çok güzelmiş, sana çekmiş." dedi ve annemin beline elini koydu.
Annem bana evli olmadığını söylemişti. Bana yalan söylemişti.
Hiçbir şey diyemedim.
Annem adamın elini belinden çekip yanıma geldi.
"Şey... Erkek arkadaşım Onur." dedi mahcup bir ifadeyle.
"Söylememiş miydin? Hay Allah! Neyse öğrenmiş oldu artık." dedi ve yüzsüz yüzsüz sırıttı.
Dişlerimin arasından tısladım.
"Bana yalan söyledin."
Annem akmak üzere olan gözyaşlarımı sildi ve omuzlarımdan karadı beni.
"Bugün zor bir gündü. Yat ve yarın sana herşeyi anlatacağım, en başından. Sana yalan söylemedim onunla evli değilim. Zaten söyleyecektim sana." dedi.
Ona sinirliydim ama evli olmamaları bir nebze sinirimi almıştı. Zaten annemin bu adamla evlenmesine izin vermezdim. Ayrılacaklarına da adım kadar eminim. Annemin böyle biriyle işi olmaz. Olamaz.
" Gel odanı göstereyim" dedi elimden tutup odama götürürken.
"Evet, evet. Odasına götür uyusun güzelce." dedi adam. O kadar gıcıktı ki adamdan tarafa bakmamayı tercih ediyordum.
Merdivenleri çıktık ve en baştaki odaya girdik.
Odanın herşeyi vardı. Yatak, dolap, tablo, gece lambası...
Oda açık mavi renkti. Huzur dolu bir havası vardı odanın.
"Yan tarafta Onurun oğlu var. Biraz sorunlu. Onunla çok fazla iletişime geçmesen iyi olur." dedi.
"Sorunlu derken?" dedim cevabı beklerken.
"DELİ demek istemiyorum ama psikolojisi pek normal değil. Şizofren."dedi ve kanım çekildi.


YAN KOMŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin