Babam beni zorla da olsa uyandırdı. Elimi yüzümü yıkayıp sofraya oturdum. Yemeğimi yerken babamın beni neden daha horozlar ötmeden uyandırdığını merak ederek sordum..
"Baba neden bu kadar erken uyandım."dedi boş gözlerle.Babam ağzındaki lokmayı bitirmeyi ihmal etmedi. Bir yudum da çayından aldı ve konuşmaya başladı.
"Erken mi? Saat 9.30."dedi kolundaki saati göstererek."Baba tamam belki erken değil ama benim zaman dilimim için oldukça erken."dedim gözlerimi devirerek.
"Geç uyandırsaydım ilk iş gününe geç kalırdın fıstık."dedi.
"Ne!?"dedim biraz abartarak.
"Şimdi mi gidicem Yeter Hanımın evine."dedi ve içimdeki diyarbakırlı halay grubunun oynamasına izin verdim. Çalsın davullar! Gizem, işte şimdi çözülecekti ve ben babama bunu ispatlayacaktım."Sakın insanlara siz psikopatsınız falan deme. Sonra seni tımarhaneye kapatırlar Melodi."dedi muzipçe.
"Aman ne komik!"dedim ve sütlü mısır gevreğimi yemeye başladım.
Kahvaltım bitince üstümü değiştirip Yeter Hanımgile gittim. Babam da işine gitti. Bu arada babam bir şirkette çalışıyordu...
Kapıyı usulca çaldım. Bir iki kez tıkladım. İçerden bir kaç metal sesi daha sonra ise naylon poşet sesi geldi sonunda açıldı kapı. Yeter Hanım tüm sevecenliğiyle gülümsedi anlaşılan işi vardı.
"Benim bir iş görüşmem var. Acele çıkmam lazım. Rüya'nın sütü dolapta. Eğer uyanırsa içirirsin. Ama zaten ben gelinceye kadar uyanacağını sanmıyorum."dedi topuklu ayakkabılarını giyip aynada kendine bakarken.
Gerçekten hoş bir kadındı. Güzel ve zarifti. Katile benzemiyordu.
Babam haklıydı maalesef. Ben bu sefer ciddi yanılıyordum."Tamam, siz merak etmeyin Yeter Hanım."dedim onu rahatlatmak için.
Yeter Hanım tam çıkmak için gidecekken geri dönüp not eklemeyi unutmadı.
"Rüya ile ilgili sormak istediğin bir şey olursa Charlie sana yardımcı olur hayatım."dedi ve gitti.Koskoca evde ben Charlie ve Rüya vardık. Evi dolaşmaya başladım. Çok bir eşya yoktu ama oldukça şıktı salon.
Eski bir radyo gördüm. Biraz kurcaladım. Çok ilginç görünüyordu. Elim yanlışlıkla açma düğmesine bastı ve evin her tarafını Rock müzik kapladı. Çok yüksek sesle çalıyordu. Hemen kapattım. Daha sonra bebek telsizinin tam radyonun yanında olduğunu fark ettim. Anam allahım!!!
Kesinlikle bebek uyanmıştır. Telsizi kulağıma götürdüm. Ağlama sesini bekliyordum. Ama çok ilginç bebekten en ufak bir ses bile yoktu. Acaba bir sey mi olmuştu. Yukarı çıkıp bebeğe bakmak istedim. Rüyanın kapısında RÜYA yazıyordu. Kapıya uzandım. Kola bastırdım. Ama açılmadı. Birkaç kez daha denedim. Sanırım kilitliydi. Bu sefer endişelenmem arttı. Hemen Charlie'nin odasına gittim.
Kapıyı aceleyle açtım.
Charlie her zamanki gibi müzik dinliyordu. Odasının içine girip kulaklığını çıkardım."Rüya'nın kapısı açılmıyor. Sesi de çıkmadı."dedim telaşla.
Charlie pek telaşlı görünmüyordu.
"Birşey olmaz uyuyordur."dedi."Uyuması imkansız. Az önce bangır bangır müzik çaldı."dedim ona kızarak. Bu kadar da sallapatilik iyi değildi.
"Duymaz o ses falan. Uykusu derindir."dedi kendini aklayarak.
"Ya sen anahtarı versene!"dedim sinirle. Artık bu saçmalığa katlanamazdım. Charlie beni duymamış gibi yaptı.
"Anladım sen kardeşini pek düşünmüyorsun. Ama o bebek bana emanet. Ve başına bir şey gelirse ben suçlu olurum!"dedim.
Charlie daha fazla dayanamayıp.
"Tamam, ben bakar gelirim. Sen burda dur."dedi ve çıktı. Nedense ben gitmemiştim onunla. Boşluğuma denk geldi ya da duvardaki resimler dikkatimi çekti. Bu resimleri Charlie yapmış olmalıydı.
Biraz gariptiler. Tuhaf insan yüzleri, anlamlandıramadığım birbirine geçmiş cisimler, arkası dönük çıplak tombik kadınlar, mürekkep dökülmüş algısı yaratan siyahlıklar...
Kendimi bu evde savummasız hissettim doğal olarak. Ya bu Charlie denen çocuk bana birşey yaparsa. Deli cesareti bendeki de.
Bir süre sonra Charlie geldi."Nasıl, iyi mi?"dedim şaşkın bakışlarla.
"İyi, yok bir şeyi."dedi Charlie ve kulaklığını tekrar taktı.
"Sütünü ne zaman vereceğim."dedim yardım istemek için.
"Annem mi dedi bunu."dedi Caharlie sinirle.
"Süt falan verme sen. Hatta Rüyanın odasına dahi girme!"dedi sert bir üslupla.Neden bu bebeğe yaratık muamelesi yapılıyordu. Zararı olmayan minik bir bebekten ne olurdu ki?
"Nedenmiş, o!".
"Çünkü rüya uyuyor. Ve uyuması gerekiyor."
"Saatlerce uyuyacak mı?"
"Evet!"
"Öyle şey mi olur? Bebek dediğin ağlar."
"Ne konuştun be!"
"Bana bak! Dua et Yeter Hanımın oğlusun yoksa bitmiştin."
"Çok korktum."
"Ukala şey!"
"..."
"Neden Rüyayı göremiyorum?"
"Çünkü annem içinde senin için de en iyisi tamam mı? Bilmediğin çok şey var."
"Evet bilmediğim çok gerçek var. Ama şunu biliyorum ki sen tam bir ukala ve bilmişsin küçük bey!"
Kapıyı serçe çarpıp aşağı indim.
Pislik. Ne olmuş görsem. Bence kesin bir şeyler saklıyorlar.
Ama bulucam merak etmeyin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM
Mistero / ThrillerHemen diplerindeki eve taşınan yeni yan komşuları biraz garipti. Hatta fazla garipti. Normal bir aile gibi görünselerde Melodi'ye göre hiç de normal değillerdi. Melodi yeni komşularının evine küçük bebeklerine bakmak için gidince her şey gün yüzün...