Her insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir?
Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu.
Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 2 ~
Her yer pembeydi. Tek boynuzlu atlar bulutların üstünde koşuyorlardı... Aaa o da neydi? Eros oklarını atıyordu herkese. Ama bir dakika... Eros diye bir şey yoktu ki!
Hızla gözlerini açtı. Şaşkınlık dolu bakışlarla ellerine baktı ve hiçte kendinin gibi durmayan yeşil boyalı parmaklar gördü. "Bu da ne böyle?!" diye söylendi. Birdenbire karşısında arkadaşı peri Odana belirdi.
"Merhaba Anikanos. Ben peri Odana."
"Biliyorum Odana. Periler aşkına ellerim neden böyle... yeşil?" diyen Anikanos ellerini havaya kaldırarak arkadaşına gösterdi. Bu da bir ceza mıydı yoksa? Bay Amigdala ellerini çok sevdiğini öğrenerek, böyle bir ceza vermeyi mi uygun görmüştü acaba?
"Ben Dünyadaki rehberin Odana."
"Ne saçmalıyorsun sen? Neden böyle resmi konuşuyorsun?"
Genç peri en sonunda pes ederek iç çekti. "Sana Dünyayı tanıtacağım. Bir sus artık Anikanos!" dediğinde, Anikanos'un sesi dahi çıkmadı. "Önünde durduğun bu turuncu ev, aşık edeceğin bir numaralı insan olan Gazel Soydaş'ın evi. Bu eve gideceksin ve Gazel Soydaş'ın ev arkadaşı olacaksın."
"Bir dakika! Ev arkadaşı demek, ne demek?" dedi hemen Anikanos. Genç peri arkadaşı gözlerini devirdi ve çok daha derin bir iç çekti. "Gerçekten hiçbir dersi dinlemedin değil mi?"
"Hadi ama Odana. Böyle bir ders görmedik. Yoksa bilirdim yahu!"
Odana kendinden emin bir şekilde ellerini birleştirdi. "İkinci sınıf, Dünya dersi, üçüncü bölüm, yedinci madde. Yani ev arkadaşı nedir." Anikanos sessiz kalmaya devam etti. Pekala. Dersleri gerçekten iyi değildi. Bunu zaten inkar etmiyordu ancak yine de böyle bir ders görmediğinden emindi.
"Ardından..." diyen peri Odana parmağını şıklatarak mekan değiştirdi. Bu sefer oldukça sakin, yeşillik dolu bir evin önündeydiler. Her yer çiçeklerle doluydu. Güzel sesler Anikanos'un kulağına doluyordu. Etraf çok güzel kokuyordu. Burası periler kitabında bahsedilen cennet miydi yoksa? Anikanos hayranlık dolu bakışlarla, "Buranın ev arkadaşı olsam?" dedi.
"Hayır." dedi Odana. "Burası aşık edeceğin iki numaralı insan olan Birkan Aydın'ın evi."
Odana aniden ortaya çıkan üç kağıdı Anikanos'a uzattı. Anikanos tereddütle de olsa kağıtları aldı. Ancak okuduğundan hiçbir şey anlamadı. Bu nasıl bir dildi böyle? Gerçekten cennetin dili böyle miydi? "Bunun ne olduğunu bana söyleyeceksin değil mi? Çünkü hiçbir şey anlamıyorum."
Odana sanki olacakları biliyormuş gibi başını sürekli aşağı yukarı sallayarak Anikanos'a bir sihir yaptı. Böylece Anikanos yazanları okuyup anlayabildi. "Hımm... Peki Anıl kim?" dedi ilk olarak.
"Sen," dedi Odana ve güldü.
"Vay. Demek Dünyalı isimleri böyle oluyormuş. Havalı."
"Cinsiyetin bir kız ve ismin bir erkek ismi. Bu da Bay Amigdala'nın verdiği başka bir ceza."
