Bölüm 13~
Birkan keyifli bir halde rahat kahverengi koltuğunda oturmuş, gülümseyip duruyordu. Anikanos ise patronunun başının hemen üstündeki elmasın parlak rengini izliyordu. Hedefine bir adım daha yaklamıştı. İçinden bir ses Gazel ile Birkan'ın çok yakında aşık olacağını söylüyordu. Gazel ona elbette randevusunda olanları anlatmıştı. Birkan hiç beklemeyeceği şeyler yapmıştı. Üstelik genç çiftin başlarının üstündeki elmasın renginin değişmesi de Anikanosun işine gelen bir olaydı.
Kendi dünyasına dönüp peri arkadaşlarına hava atmak için sabırsızlanıyordu. Özellikle Bayan Dopamin'in kendisi ile gurur duyacağını biliyordu. Kesinlikle çok havalı bir peri olacaktı. Peri turtalarını yemek için sabırsızlanıyordu. Anikanos bu düşünceler ile Birkan gibi aptal aptal sırıtmaya başlamıştı ki, "Evet Anıl Hanım, boş boş gülmek için para almıyorsun," diyen patronu Birkan'ın sesi ile hayallerinden sıyrıldı. Sahi Anikanos neden para alıyordu, işi tam olarak neydi? Şu sıralar resmen Birkan'ın asistanı olmuştu. "Üzgünüm patron," diyerek kendine çekidüzen verdi ve önündeki kağıtlara bakmaya başladı.
Patronu her ne kadar beklemediği ladar romantik ve düşünceli olsa da hala gıcıktı. Az önce kendisi de sırıtıp duruyordu. Anikanosta hayaller kurup gülebilirdi! Teknik olarak o da bir insandı! Önündeki kağıtları toplayan genç kadın turuncu saçlarını topuz yapmak için kullandığı kalemi saçından aldı. Çok pratik bir şekilde ilerliyordu. Birkan'ın odasından çıkan Anikanos, düzgün çalışabileceği sakin bir yer aramaya başladı. Ne kadar düşünürse düşünsün aklına Nesih'in çalışma odasından başka bir yer gelmiyordu. Sessiz ve kitaplarla doluydu. Evet kitapları sevmezdi ancak buranın garip bir çekiciliği vardı. Kokusu da çok güzeldi.
Yavaş adımlarla aşina olduğu odaya doğru ilerlemeye başladı. Yavaşça kapının kolunu aşağıya indirip kapıyı açtı. Nesih odasında yoktu ama balkon kağısı açıktı. İçeride çok güzel bir hava vardı. Genç peri koşarak genç adamın büyük ve rahat koltuğuna oturmuştu ki, "Tamam vereceğim dedim," diyen erkek sesi ve tatlı bir kadın kıkırdaması duydu.
Yanlış bir şey yapmasa da çok telaşlanmıştı. Sanki kötü bir şey yapıyor gibi hissediyordu, bu yüzden aceleyle Nesih'in çalışma masasının altına saklandı. Eline sıkıştırdığı kağıtları ile nefesini turmuş bir halde görünmemeyi dilediğini fark etti. Periler aşkına! Düştüğü hal de neyin nesiydi?! Sessizce beklemeye devam ederken odanın kapısı açıldı.
Nesih büyük kütüphanesinde bir kitabı aramaya başladı. "Kütüphanene bayılıyorum," diyen kadın sesini Anikanos elbette duymuştu. Başını biraz kaldırıp kadına bakmayı düşündü ancak sonra vazgeçti.
"Bunun için çok uğraştığımı biliyorsun," dedi Nesih neşeli bir sesle. Sesi neden bu kadar mutluydu? Bu kız kimdi? Peki bundan ona neydi? İnsanlar gibi çok düşünmeye başlamıştı.
"İşte istediğin kitap," diyen genç adam yanındaki kızın eline kitabı bıraktı. Anikanos bunu görmese de bundan emindi.
"Teşekkür etmem için yemeğe çıkmaya ne dersin?" diyerek teklifte bulunan kıza Anikanos içinden büyük bir 'oha!' dedi. Çok cesurdu! Bu kız Nesihten hoşlanıyor muydu? Cezalı peri dayanamayıp başını hafifçe kaldırdı ve sözlerin sahibi olan kıza baktı. Anıl'a göre oldukça sıradandı. Kahverengi saçlar, kahverengi gözler... Ancak çekiciydi. Uzun boyluydu ve Nesih'in yanına çok yakışıyordu. Gülüşü güzeldi. Acaba Anikanos dışarıdan nasıl görünüyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Dopamin'in Perileri
FantasyHer insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir? Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu. Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa...