Bölüm 10~
Anikanos oturduğu koltukta, tam karşısına dik dik bakarak işaret parmağını dudağında gezdiriyordu. "Beni öptü," dedi yeniden. Yaklaşık bir saattir sürekli aynı şeyi söylediğinden Odana artık sıkılmıştı. Bu yüzden, "Hadi Anikanos, öpse öpse yanağından öpmüştü. Abartıyorsun," dedi.
Anikanos kaşlarını çattı ve elçi periye anında itiraz etti. "Hayır! Dudağımdan öptü diyorum sana! Hem de çok ani oldu. Neden beni öptü sence? Üstelik bende bir aşk perisiyim ve dudaktan öpmenin ne demek olduğunu biliyorum."
"Demek o yüzden aşk sanatı dersinden iki yıl üst üste kaldın," diyerek karşılık verdi Odana.
Anikanos bu sefer kollarını birbirine bağladı ve dudak büzdü. "Kalmış olabilirim ama öpmenin ne demek olduğunu biliyorum. O kısım gerçekten ilgimi çekmişti Odana."
"Tamam, tamam! Ne yapmayı düşünüyorsun peki?"
Anikanos hiç düşünmeden, oldukça rahat bir şekilde yanıtladı bu soruyu. "Dünyalıların ne yaptığını bilmiyorum ama galiba ben Nesihten kaçacağım. Beni bir daha görürse öpebilir. Buna hiç hazır değilim!" dedi ve derin bir nefes alıp işaret parmağını tekrardan dudağına götürdü. "Beni öptü," demeye devam etti.
O sırada çalışma odasının kapısı açıldı ve Birkan içeri girdi. Anikanos tüm düşüncelerinden birden arındı. Patronu ellerini beline koyup, Anıl'a şüphe duyduğunu belli eden bir bakış attı. "Neden enkaz gibi duruyorsun?" Anikanos onun karakterini sevmese de insanları anlamasına hayrandı. Her şeyi hemen anlıyordu.
Anıl hızlı bir şekilde ayağa kalkıp, "Seni bekliyordum patron. Her zaman böyle görünüyorum bu arada," dedi neşeli bir şekilde. Odana bir saattir aynı pozisyonda oturan arkadaşının birden ayağa kalkarak neşeli tavırlar sergilemesine karşı göz devirdi. Değişmiyordu.
"Tamam, kes artık şu neşeli hallerini! Sinirimi bozuyorsun. Bugün çok işimiz var. Yeni bir teklif aldım." Birkan masaya ilerlerken birden arkasını döndü ve işaret parmağı ile Anikanos'u gösterdi. "Sen keman çalabiliyordun değil mi?" diye sordu.
Anikanos'un aklı Birkan'a verdiği özgeçmişine kaydı. Orada saçmaladığı her şeyi ezberlemiş miydi bu adam? "Evet patron, çalabiliyorum," dedi bozuntuya vermeden.
"Harika! Haftaya evde çok önemli bir davet vereceğim. Kemancımız sen olacaksın Anıl."
Anıl'ın gözleri yuvalarından çıkacak kadar büyüdü. "Büyük bir şeref duyarım patron," dedi. Oysa beyninde sirenler çalmaya, kırmızı ışıklar yanıp sönmeye başlamıştı. Periler aşkına, keman da neydi?! Hemen yanında duran Odana, "Yandın!" diyerek Anikanos'u daha büyük bir telaşın içine attı. Bundan daha kötüsü olamazdı.
O sırada tıklatılmadan açılan kapıdan içeriye Nesih girdi. Bundan kötüsü olabilirdi! Periler aşkına! Dünyanın Anikanos ile derdi neydi? "Geldin mi abi?" diyen Nesihten bakışlarını kaçırdı hemen. Bugün daha mı yakışıklıydı? Mavi gömleği ona çok yakışmıştı. Neler düşünüyordu böyle? Çilli yüzüne bir tokat atmamak için zor duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Dopamin'in Perileri
FantasíaHer insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir? Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu. Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa...