Her insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir?
Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu.
Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 16~
Gazel, Ağustos ayının kavurucu sıcağından ve aşırı nemden dolayı terleyip duruyordu. Alnında boncuk boncuk olmuş teri beyaz bir mendille silip iç çekti. Hemen yanındaki Birkan'a doğru dönüp, "Daha gelmedik mi?" diye sordu.
Oldukça şans dolu bir gün yaşıyordu. Sabah Anıl omleti yakmıştı, aç bir karınla yola çıkmıştı. Bu nedenle yol kenarında aldıkları simitte bayat çıkıp neredeyse dişini kıracak kadar sertleşmişti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi yolculuğun ilk saatinde Birkan'ın olağanüstü arabasının kliması bozulmuştu. Tüm bunları neden mi çekiyordu?
Birkan'ın çok sevdiği arkadaşlarının yanına Muğlaya gelmişlerdi. Gazel daha önce buraya hiç gelmemişti ve yollarının oldukça mide bulandırıcı olduğunu söyleyebilirdi. Sürekli döndükleri için zaten boş olan midesini kusarak daha da boşaltmıştı. Yine de Birkan'ın arkadaşlarıyla tanıştığına değecek bir yolculuk olmasını umuyordu.
"Burayı dönünce gelmiş oluyoruz. Dayan sevgilim," diyen Birkan'ın sesi öyle hararetliydi ki dışarıdan duyan biri Gazel'in doğum yaptığını sanabilirdi.
Neyse ki gerçekten köşeyi döndüklerinde istedikleri yere ulaştılar. Araba yavaşlarken Gazel tüm olumsuzlukları bir kenara bırakıp yeşillik içerisindeki harika eve bakakaldı. Doğa ile iç içe olmasına rağmen son derece modern görünen bu evde yaşayan insanları gerçekten merak ediyordu.
Arabadan inen çift el ele tutuştu ve büyük ahşap kapıya hafifçe vurarak açılmasını beklemeye başladılar. Az sonra kapı açıldığında onlara bakarak gülümseyen beş yüz ve on adet göz vardı.
"Hele şükür abicim gelebildiniz!" diyen adam Birkan'ın elini sıkan ilk kişi oldu. Adam oldukça tatlı bir yüze sahipti. Kıvırcık, kahve saçlı, zayıf ve gözlüklüydü.
"Bir ara AKUT'u aramayı falan düşündüm ben de izin vermediler," dedi bir başka adam gülerek.
"Sana da merhaba Turan," dedi Birkan ve genç çift nihayet içeriye girdi. Gazel içeriye de dışarısı kadar hayran kalmıştı.
Kendisine merakla bakıp bir şeyler söylemesini bekliyormuş gibi duran kadınlardan biri sonunda dayanamadı ve konuşmaya başladı. "Ee bizi tanıştırmayacak mısın Birkan?"
Birkan, elini Gazel'in beline koyup sevgilisini öne doğru çıkardı. "Arkadaşlar bu güzel kadın sevgilim Gazel," dedikten sonra Gazel'e baktı. "Sevgilim bunlar da arkadaşlarım. Kendilerini sana bıktıracak kadar tanıtırlar birazdan," dedi ve güldü.
Gazel gülümserken ev sahibi olduğunu düşündüğü kısa saçlı, sarışın kadın, "Buyrun içeri geçin," dedi ve toplu bir halde salona geçtiler. Bu ev harikaydı. Gazel memur maaşıyla elbette böyle bir ev alamazdı ama hayali bile güzeldi.
Gazel kadınların arasına, Birkan da erkeklerin arasına oturdu. Genç adam yolda başına gelenleri arkadaşlarına hararetli bir şekilde anlatıyordu. Gazel ise ne konuşması gerektiğinden emin olamayarak, kendine bakan kadınlarla bakışıyordu.
