Her insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir?
Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu.
Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 14~
Aynanın karşısındaki halini süzdü yavaşça. Turuncu saçları çok güzel bir şekilde omuzlarından sarkıyordu. Saçları kıvır kıvırdı. Beyaz, pembe çiçek desenli bir elbise giymişti. Dudağına sürdüğü kırmızı ruj da çok yakışmıştı. "Çok ateşli oldun kızım!" diyen Helin ile gaza geldi ve güldü. Gerçekten güzeldi, bu bedeni seviyordu. Aslında bu kadar süslemeye gerek var mıydı bilmiyordu. Ev arkadaşlarına Nesih ile yemeğe çıkacağını söylediğinde adeta delirmişlerdi. Bu dünyalılar için önemli bir şey olmalıydı!
"Bence Nesih'i büyüleyeceksin."
"Biz sadece arkadaşız." Anikanos buna kendisi de inanmamıştı. Bu yemek için içinde durduramadığı bir kıpırtı vardı.
"Bu senaryoları çok duydum tatlım. %90'ı evli, mutlu, çocuklu şu an." Helin çok ikna edici bir kızdı. Anikanos ona gerçekten hayranlık besliyordu.
"Gelmiş! Arabadan iniyor!" diyen Gazel perdeyi bırakıp kızların yanına koştu. Anıl topuklu ayakkabılarını giydi. Aslında bunlar Gazel'in ayakkabılarıydı. Bu ayakkabılar ile çok zor yürüyordu ancak kızlar o kadar ısrar etmişti ki giymek zorunda kalmıştı. Düşüp kafasını yarmasa iyi olurdu. Bu kafa ona lazımdı.
"İyi şanslar!!"
Anıl arkadaşlarına el salladı ve merdivenleri inmeye başladı. En sonunda apartmandan çıktığında Nesih ile burun buruna geldi. Hemen bir adım geri attı ve gülmeye çalıştı. "Bende yukarı çıkacaktım," dedi Nesih ve ensesini kaşıdı. Genç adam oldukça şıktı. Siyah kot pantolonunun üstüne beyaz bir gömlek giymişti. Birlikte arabaya ilerlerken sessizlerdi.
Anikanos az önce ne kadar yakın olduklarını düşünüyor ve yüzünün ısınmaya başladığını hissediyordu. Yemek yiyecekleri restorana ulaşmaları yarım saat sürdü. Yol boyunca çeşitli konuları konuştular.
"Aslında dışarıda çok yemek yemem."
"Ben hiç yemem."
Yemek yiyecekleri yer açık havada masaları olan, boğaz manzaralı bir yerdi. Oldukça pahalı bir görüntüsü vardı. Burada sadece rezervasyon ile yemek yiyebilirdiniz. Neler oluyordu? Bu neye hazırlıktı?
Nesih genç kadının sandalyesini çekerek oturmasına yardımcı oldu. Bu yemek hiçte arkadaşça bir yemeğe benzemiyordu. Anıl gülümseyerek karşısında oturan Nesih'e bakıp menüyü beklemeye başladı. Ancak menü bir türlü gelmiyordu.
Genç peri aradan geçen sessiz dakikaların sonunda dayanamayarak, "Neden menü gelmiyor?" diye sordu. Nesih rahat bir şekilde arkasına yaslanmış bir halde, "Yiyeceğimiz yemekler önceden belirlendi," dedi.
Gömlek ona oldukça yakışıyordu. Özellikle kollarını birbirine bağladığında gerilen kolları çok güzel bir görüntüydü. Anikanos nihayet onu detaylıca inceleme fırsatı bulmuştu. Nesih dünyalıların deyimiyle yakışıklıydı. Gerçekten çekici biriydi, siyah saçları ve gözleriyle çok ilgi çekici olmayabilirdi ama hiç durmayan çenesi bu açığı kapatmayı başarıyordu. Genç peri, Nesih ile gözleri kesiştiğinde utanarak başını farklı bir yöne çevirdi. Yakalanmıştı!
