Demir Dük'ün Oğlu

Bölüm 35

Geçen bölüm ne çok eğlenmişiz? Gerçekten çok sevindim. Sandra ve Dük birbirlerine karşı çok pozitif elektrikle doldular 😊😊😊 Yeni bölümümüzü de umarım keyifli bulursunuz 😙😙😙

Wellingstone Sarayı'nın giriş holünde Sandra, kendisine uzatılan pelerin ve peçeteye sarılı çöreği almamak için ısrar ediyordu.

- Onları istemiyorum. O adamın hiçbir şeyini istemiyorum.

- Sana zarar verdi mi?

Edward'ın samimi bir ilgiyle sorduğu soruya kız başını sallayarak cevap verdi.

- Hayır efendim.

Kenarda dikilip duran kahya sordu.

- Müsaade ederseniz Dük Hazretleri, hanımefendiye başka bir pelerin getireyim.

- İyi olur ama acele edin.

- Gerek yok. Benim yüzümden beklemeyin. Bir şey olmaz bana.

- Saçmalama Sandra, hava çok soğuk. Hasta olursun.

Kahya çok gecikmeden kolunda krem renkli, altın işlemeli, kenarları kürklü, fazlasıyla süslü bir pelerinle geri döndü. Sandra pelerini omuzlarına örten adama teşekkür ederken kahvaltı salonunun kapısı açıldı ve önde Dük Hazretleri, arkasında McCoy olmak üzere dışarı çıktılar. Sandra'yı buzdan bakışlarıyla inceleyen yaşlı adam umursamazca sordu.

- O, Catherine'in pelerini değil mi?

Kahya Rupert, nazikçe yanıt verdi.

- Efendim, hanımefendinin pelerini yoktu ve...

- Anladım.. O senin olsun, Alexandra. Arthur'un annesinindi.

Sandra tam buna gerek olmadığını söyleyecekken yaşlı adam öylece arkasını dönüp gitti. Genç kız 'Aynı Lordum gibi...' diye düşünmekten kendini alamamıştı.

Albay McCoy, Dük Hazretleri'nin davetiyle, Chadwick'te bıraktığı atını almak üzere onlarla beraber arabaya bindi. Yolda giderken nezaketle sordu.

- Efendim, tahmin edeceğiniz gibi Marki Hazretleri ile ilgili malumatınıza başvurmam gerek. Onu bulmamızı kolaylaştıracak herhangi bir bilgi vermeniz mümkün mü acaba?

- Bilgim olsa bile neden sana söyleyeyim ki? Yürüttüğünüz soruşturmanın hiç bir resmi dayanağı yok. Dahası bu kızcağıza reva görülen davranış insanlık dışıdır. Suçsuz bir genç kızın ismini azılı suçlularla aynı listeye nasıl koyarsınız? Korkması bir yana adına leke sürüldü. Northwood'da herkes Sandra Smith'in bir subayla kaçtığını konuşuyor olmalı.

Albay McCoy iyimser bir ifade takındı.

- Efendim, Lady Hazretleri'nin bu şekilde incitilmiş ve üzülmüş olması elbette kabul edilemez. Ama Sandra Smith sahte bir isim ve tekrar kullanılması elbette ki gerekmiyor.

Edward, hala bir şeyler anlatmaya hevesli Albay'ı eliyle susturdu.

- Bir dakika. Ne demek sahte? Ayrıca Lady ünvanı da nereden çıktı?

Sandra utangaç utangaç Dük Hazretleri'nin yüzüne baktı.

- Gerçek adım Alexandra Volkov. Ama bir Lady değilim elbette.

McCoy atıldı.

- Ah, öylesiniz. Dün St. James'den resmen onay alındı. Aldeby Baronu ünvanı, ağabeyiniz Lord Anthony Miller'a devredildi. Genç adam babanızın soyadını kullanmak istemiyor. Tabii siz de öyle yapmalısınız çünkü saraya Lady Alexandra Miller olarak takdim edileceksiniz.