Bölüm içinde Arthur'un çaldığı piyano parçası Beethoven'ın Für Elise'si, en yaygın okul zili :) olması vesilesiyle günümüzde çok bildiğimiz bir klasik eser iken, ustanın vefatından 13 yıl sonra 1840'da yayımlanacağı için kurguda bilinmeyen bir eser diye bahsedilmektedir. Hatırlayamayan medyaya kulak verebilir.
Conchita, Juan'ın kendisiyle evlenmeye geldiği haberini vermek için ancak halası attan inene kadar bekleyebilmişti. Mercedes acaba neden üzülmüştü? Don Juan'ın deli olduğunu o önceden biliyor muydu ki? Kız apar topar terastan eve girip odasına doğru gidince Conchita da peşinden yürüdü. Don Juan evlerine önceden geldiğinde kendisi küçüktü ama onlar konuşuyorlar, beraber piyano çalıyorlardı. Mutlaka adam hakkında bilgisi olmalıydı. Öğrenmeyi çok istiyordu.
Odaya birkaç adım kala Vaquero'nun sesini duydu. Beklenmedik şekilde kendi adını sesleniyordu. Kızcağız kalbi heyecandan güm güm atarak yavaşça geriye döndü. Köpekleri de eteğinin iki yanına oturup genç adama baktılar. Azizler aşkına ne kadar yakışıklıydı. Nihayet kendisini kaçırmaya karar vermiş olabilir miydi ki?
Arthur, yüzüne merakla bakan dört çift göz karşısında kendisini soytarı gibi hissediyordu. Hiç uzatmadan aklına ilk gelen şeyi söyleyiverdi.
- Şuradaki odada bir piyano var. Onu benim için çalar mısınız Senyorita?
Conchita aklının yettiği kadarıyla hızlı bir hesap yapmaya çalıştı. İyi bir piyanist değildi. Bir bahane uydurup reddetse genç adamla vakit geçirme şansını kaçırmış olacaktı. Ama çalmaya kalksa belki de beceriksizliği yüzünden kendisinden iyice soğuyacaktı. Peki bir vaquero piyanodan anlıyor olabilir miydi? İsmini bilmesi bile mucizeydi aslında. Ya piyano bahaneyse ve odada yalnız kalmak istiyorsa? Tabii ya! Conchita müzik derslerinden kaçtığı her dakika için kendine kızarak odaya yürüdü.
Arthur kızın tereddüt edişinden az sonra dinlemek zorunda kalacağı şey hakkında peşin bir hüküm geliştirmişti ama gerçekte olacakları tahmin etmekten çok uzaktı.
Kız önce piyanonun başına oturdu ama sonra beklenmedik bir hareket yaptı ve taburede yer açıp Arthur'u yanına oturmaya davet etti. Aklı sıra genç adama kendisine açılabilmesi için cesaret vermeye çalışıyordu.
Arthur, Juan'a içinden sövdükten sonra uzak bir koltuğa oturup "Siz çalın lütfen, ben sizi dinliyorum." diye gerginlikle konuştu. Conchita yılmamıştı. Zaten doğru düzgün çalabildiği tek bir şarkı bile olmadığına göre taburede oturmanın alemi yoktu. Kalkıp Arthur'un olduğu tarafa yürüdü ve oturduğu koltuğun koluna ilişiverdi. Genç adam kuruğu yanmış kedi gibi ayağa fırlayınca da bilmiş bilmiş gülümsedi.
- Bana açılabilirsin Joe, çekinmene gerek yok ki.
Constanza kalkıp genç adamın üstüne yürürken, Arthur da piyanoya doğru geri kaçıyordu.
- Eeeee... Yanlış anladınız Senyorita. Ben açılmak falan istemiyorum. Piyano çalarsınız, vakit geçer diye düşünmüştüm.
- Aptal mıyım ben? Senin gibi güçlü bir kovboyun piyanoyla ne işi olur? Bahane ettiğini anlamadığımı mı zannettin?
Arthur, bacağı piyano taburesine çarpınca durdu. Kız çok yaklaşmıştı. Genç adam istemediği bir temasa maruz kalmakla kızı itip sinirlendirerek odadan uzaklaştırmak arasında tereddütte kaldı. Köpekler yanyana oturmuş kendilerine bakıyorlardı. Arthur, burada biraz daha kalırsa delireceğini düşünürken odanın kapısı açıldı ve içeri giren kişi öfkeli gözlerini üzerlerine dikti.
...................
- Don Alberto, sizinle konuşmak istediğim mühim bir mevzu var.
Herkesin içeri girmesiyle terasta sadece iki adam kalmıştı. Juan bir an önce lafa girmek niyetiyle müsaade bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Dük'ün Oğlu
Ficción históricaTAMAMLANMIŞ HİKAYE WATTYS 2017 KAZANANI TARİHİ KURGU 2. KİTAP TARİHİ KURGU #1 12.08.2017 Alexandra kimsesizliğine çare olacak bir liman arıyordu, Arthur ise babasının onu mecbur bıraktığı evlilikten kurtulmaya çalışıyordu. Kader bu iki insanın yoll...