Bölüm 55

17.1K 1.1K 255
                                    


Medya Audrey Hepburn'ün My Fair Lady filminin Ascot sahnesinde giydiği kıyafet. Bu kıyafet 2011 yılında 4.5 milyon dolara satılmış.

Lady Alexandra kendisi için balo giysisi hazırlamak istediğini söylediğinde Bethany ilk etapta sevinememişti çünkü hem Sasha hakkında hiç bir şey duymamıştı hem de kızın niyetini anlayamıyordu. Annesinin ve teyzesinin mutluluk nidaları kulağına çalındığında kızıl Lady'nin önerisinin pek iyi bir şey olduğu sonucuna vardı ve nazikçe teşekkür etti. Tavırlarının şaşkın küçük bir kız çocuğuna benzediğinin farkında bile değildi.

Alexandra ile birlikte kızın odasına çıktılar. Sandra hızlıca kıyafetlerine göz gezdirirken Beth onu izliyordu. Kendisinden neredeyse bir baş uzun olan kızıl Lady eline aldığı bir kaç kıyafetin kumaşını kızın boynuna doğru tuttu, sürekli memnuniyetsiz bir ifadeyle dudak büzüyordu, boyunu ve vücut şeklini dikkatli gözlerle inceledikten sonra buz mavilerini kızın tatlı kahverengi gözlerine dikti.

- Balo kıyafetini Cuma'ya yetiştirmek zorundayız, Perşembe sabahı Bayan Martin'in dükkanına prova için gel. Sonrasında bir kaç çizim daha yaparım sana, dükkandan da bir şeyler seçeriz. Kusura bakma ama gardırobun berbat durumda. Acilen toparlanman gerek. Sanırım babana biraz masraf çıkaracaksın.

Alexandra içtenlikle gülümseyince Beth merak ettiği şeyi sormaya cesaret etti.

- Siz bunu neden yapıyorsunuz?

- Bu benim işim çünkü. Paris'te epey meşhur olmuştum ama burada sadece Prenses Victoria için çizim yaptım ve o zaten iyi giyiniyordu, dikkat çekmek için daha gösterişli şeyler yapmalıyım. Sen iyi bir tuval olacaksın ve gönlümce boyadığımda ressamlığımla övünebileceğim.

- Ben kötü giyindiğimin pek farkında değildim doğrusu.

Lord George'un ricasını mantıklı gerekçelerle gizlemeye uğraşırken kızın kalbini kırdığını hüzünlenen yüzünden anlayan Sandra biraz ortamı yumuşatmak istedi. Ama gerçekten de kötü giyiniyordu, doğruya doğru...

- Ah, Lady Bethany, giysilerini kim seçiyordu ki? Ne şu eldivenler, ne masandaki inciler, ne giysilerinin bir tanesinin bile rengi tenine uygun değil. Bunlar seni solgun göstermekten başka bir işe yaramaz. Sarışın bir kadına göre seçilmiş, sen esmersin ve seni güzel ve sağlıklı gösterecek renklerin hiç biri dolabında yer almıyor. Sarılar, kırmızılar, turuncular, parlak yeşil tonları ve toprak tonlarıyla güzel olursun, pembeler ve maviler sana göre değil. Hele şu üstündeki mor kıyafet hiç olmamış yaşını da büyük gösteriyor. Beyazın da kremsi ya da kırık tonlarını kullanmalısın. Çok parlak ve pürüzsüz bir tenin var yazık etmemelisin. Perşembe günü atölyeye geldiğinde farkı göstereceğim sana.

Sandra Lord George'un 185 civarı boyunu düşünerek küçük bir ekleme yaptı.

- Sen o zamana kadar topuklu ayakkabı ile yürüme çalışmaları yap olur mu? Etek boyunu uzun tutacağım.

- Babam asla izin vermez.

- Güven bana, o kadar güzel görüneceksin ki boyunun uzadığını anlayamayacak bile.

Beth şaşkın şaşkın gülünce Sandra da güldü ve aralarında tatlı bir bağ oluştu. Şimdilik her şey yolundaydı ama Tweedham Markisi, evine gelip kızını süsleyen Lady Miller'ın Welles ailesiyle olan bağlantısını öğrendiğinde muhakkak ki bir tepki gösterecekti.

Aşağıya indiklerinde Sandra hemen çıkmaları gerektiğini söyledi ve vedalaşıp ayrıldılar. Beth ise arkalarından Lord Hazretleri'ni yeterince görememiş olduğunu düşünerek üzülüyordu.

Demir Dük'ün OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin