6.Bölüm

18.5K 956 57
                                    

Merhaba canlarım,

Bölümü benimhayalim123'e ithaf ediyorum. Seviliyorsun canım ❤

Keyifli okumalar dilerim.

*****

Bilinmezlik!

Her kişi gibi Efran da bilinmezliği sevmezdi. Her şeyi hoşgörü ile karşılardı ancak hiç bir şey bilmemek onu deli ederdi. Şu anda da bir bilinmezliğin içinde olduğuna emindi. Gözlerini açmak istiyor, bunu bir türlü başaramıyordu. Kalbindeki korku yeniden kendini belli ederken duyduğu sesleri anlamdırmaya çalışıyordu. Neredeydi böyle? Ya da neyin üstünde? Bilmiyordu. Çok yumuşak olmadığı gibi bir toprağın sertliğinde de değildi.

Birden aklına olanlar geldi.

Şu anda düşünme yetisi olmaması gerekiyorken aynı zamanda ölmüş olması da gerekiyordu. Peki neden sallandığını hissediyordu. Taşınıyor muydu? Belki de ölmüştü ve gömülmek üzereydi. Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Hala korkuyordu. Öldüğünü düşündükçe korkusu iki kat çoğalıyordu. Gözlerini yeniden açmayı denerken birden sarsıldı ve bedeni öne doğru hareket etti. O sırada göğsünde bir el hissetti. İçindeki korku paniğe dönüştü ve büyük bir gayretle gözlerini açıp ağzından ufak bir çığlığın firar etmesine engel olamadı.

Etrafını bulanık gören gözlerini netleştirmek için açıp kapadı. O kısacık anda bir arabada olduğunu gördü. Yanında birisi bir şeyler söylüyordu. Gözlerini kararlılıkla açtı. Konuşan kişiye başını çevirdi ve gördüğü kişiyle zorla aldığı nefesini tuttu. Bu adamın yanında ne işi olduğunu merak etti. Göğsünde duran elini çeken adamdan gözünü ayırmıyordu. Arabanın camına doğru yavaşça sindi. Hareket etmeyen aracın içinde birine bir şeyler söylüyordu. Baktığı yöne kendisi de bakınca önlerinde soldan çıkmış burun buruna duran arabayı gördü. O arabanın sahibi de bir şeyler söylüyordu. Efran o an kaza yapmak üzere olduklarını anladı. Dev adam bir şey olmaması için onu mu tutmuştu? O anda olmaması gereken bir şey oldu ve adamın iyi biri olduğunu, yanılmadığını, düşüncelerinde haklı olduğunu anladığı için tebessüm etti. Adamın kızgın bir ifade ile birden kendisine dönmesi ile birlikte irkildi ve tebessümü silindi. Cama daha çok yapıştı. Dev adamın garip bakışları altında yerinde huzursuzca kıpırdandı. Adamın bakışları çok oyalanmadan yola döndü ve diğer arabanın yoldan çekilmesi ile gaza bastı.

Efran neler olduğunu merak ediyordu. Aklı hızla çalışıyordu fakat olayları koyduğu sırada Yılmaz'a anca vakit gelmişti. Bu sebeple gözlerini ayırmadığı adama korkuyla onu sordu.

"O ne-nerede?"

Niye kekeliyordu hiç bir fikri yoktu. Titremeye de başlamıştı. Her an bir şey olacak gibi hissetmesinden yorulduğu gibi adamın sanki kendisi yokmuş gibi davranmasından da sıkılmıştı. Korkmasına rağmen kararlı bir şekilde yerinde dikleşti ve ağzını açtığı sırada araba durdu. Cevabını alamadığı soruyu unuttu o anda. Etrafına baktı. Bomboş bir arazide tek tük binaların olduğu bir yerde durmuşlardı. Efran'ın yutkunması boğazında kaldı. Bedenini yeniden bir titreme alırken kapısı açıldı ve teklifsizce elinden tutulup indirildi. Çığlık atma isteğine zorla engel oldu. Karşı koymuyordu. Koyamıyordu. İndikleri arabanın biraz ilerisinde başka bir arabaya doğru sarsak adımlarla ilerlediler. Efran önündeki bindirilmek üzere olan siyah büyük arabaya baktı. Diğer beyaz arabanın iki kat büyüklüğündeydi. Adını Yılmaz'dan öğrenmişti ama şimdi hatırlamıyordu. Böyle büyük arabalara başka bir ad veriliyordu. O bunları düşünürken araba hareket etmeye başlamıştı. İster istemez arkaya diğer arabaya baktı. Burada mı bırakacaklardı? İyice uzaklaşınca o arabaya bir adamın bindiğini hayal meyal gördü. Kimdi ki o? Arabayı mı çalıyordu? Dönüp hemen bunu dev adama söylemek istedi fakat sonra kendini zar zor durdurdu. Adamı tanımıyordu ve nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Yine de içi içini kemiriyordu.

ATEŞTEN GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin