11.Bölüm

15.1K 1.1K 139
                                    

Merhaba canlarım,

Hayırlı Ramazanlar.

Bölümü sevilayercan'a ithaf ediyorum. Seviliyorsun canım. ❤

Keyifli okumalar dilerim.

*****

Tamer

Sonunda delirdi. Çocukluk arkadaşım, can dostum hatta kardeşim dediğim adam sonunda aklını kaybetti. Zaten normal değildi, şimdi daha beter oldu. Gökhan ve durum halleri, öyle hızlı değişmezdi. Fakat bu bir kaç gündür Gökhan, Gökhan gibi değildi. Bir farklılık vardı. Az önce yaptıklarını düşündüğümde hala şaşırıyordum.

Efran'ı bulamayınca tüm holdingde terör estirmişti manyak! Toplantıdan nasıl geldiğimi onu nasıl sakinleştirdiğimi hatırlamıyorum bile. Yine de Efran'ı görmesi gerektiğini biliyordum.

Bu kadar yıl birlikte olduğum arkadaşımı şu an tanıyamıyor ve ne yapacağını kestiremiyordum açıkçası. Gökhan'ın bir kadın için neler yapabileceğini bilmiyordum, çünkü onun yanında hiç kadın görmemiştim. Aşık olmamış, sevmemiş, kimseye alıcı gözle bakmamıştı. Gökhan'ın hayatında kalıcı kimse olmadığı gibi gecelik olan kadınlar bile bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Ben arkadaşımla hiç çapkınlık yapamamıştım mesela. Bunun gibi bir çok şey daha... Malesef yaşadıkları buna izin vermedi. Ailesi! Sadece onlar için yaşamış, onların mutluluğu için nefes almıştı. Sonrasında olanlar ise... Normal olmayan benliğini alt üst etti.

Şimdi ise gördüklerim bana bir umut veriyordu. Belki de Efran onun için bir ilkti. Ondan etkileniyordu ve farkında değildi. Bu Gökhan için iyiydi. Kısa bir süre yanındaydı bu neşeli kız ama Gökhan için bu yeterli olmuştu anlaşılan. Kardeşimi yeniden yaşama döndürecek bir güzellik vardı yanında.

Geçen gün Gökhan'ın geldiğini duyup evine gittiğimde ve Efran'ı gördüğümde dayak yemiş gibi sersemlemiştim. Dayak yemiş gibi diyorum çünkü benim ketum kardeşimle çapkınlık yerine sürekli dayak yiyeceğimiz kavgalara karışırdık. Daha doğrusu Gökhan karışır ve onu yalnız bırakmamak için peşinden de ben. Neyseki bunlar çok geride kaldı.

Efran ile ilgilenmesi ve etrafında dönmesi beni gerçekten dumura uğratmıştı. Efran'ın kim olduğunu sorduğumda sadece ateşler içinde yanan kıza dalıp gitmişti. Aslında bu benim için yeterli bir cevaptı. Yine de Gökhan sonra anlatmıştı. Doktor çağırıp Efran'ın ateşini azda olsa düşürdüğümüzde onun masumluğunu anlatmıştı. Yanına gelip Bana yardım etmeyecek misin? Diye soran kızı Gamze'ye benzetmiş ve içindeki sese mani olmayıp ona yardım etmiş. Bu Gökhan'ın yapacağı bir şey değildi. Özellikle hangi koşullarda karşısına çıktığı düşünülürse! O anda gözü hiç bir şey görmezdi fakat Efran'ı görmüştü işte. Üstelik ona zarar vermemişti. Belki de bu kaderdi ve Efran onun ruhunu iyileştirebilirdi. Ya da erken karar veriyordum. Bilemiyorum.

Düşünceleri bırakıp camın kenarında sert nefesler alan Gökhan'ı buldu bakışlarım. Resmen burnundan soluyordu. "Artık sakin olsan?" diye sorduğum an dönüp bana beni öldürecek gibi baktı. Off amcamı onun elinden kim kurtaracaktı bakalım? O yaşlı adama babamdan daha çok düşkündüm ve arkadaşımın ona zarar vermesini istemiyordum.

"Bir daha sakın Tamer! Benim sana söylediğim şeyi yapmayacaksan bana söyle ama işi sakın başkasına verme!"

Önümdeki sehpadan ayaklarımı indirdim ve onun gibi ayağa kalktım. "Saçmalıyorsun. Kız amcamın yanında. Ayrıca sana söylemeyi unutmuş olsam bile holding içinde ne olabilir Allah aşkına? İyice delirdin."

"Fikirlerini kendine sakla!" dediğinde aklıma gelen ile gülmemek için kendimi zor tuttum. Ne zaman beni dinlemişti ki? Boşuna konuşuyordum. Her zaman fikrim olurdu ama bay çok bilmiş hep kendi kararlarını uygulardı. İşin ilginç yanı yanıldığı anlar çok nadir olurdu serseri herifin.

ATEŞTEN GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin