16.Bölüm

15K 1K 92
                                    

Günaydınnn herkese.❤️ Ben geldim. :)))
Çok ara verdiğimin farkındayım ama yazabildiğim an geliyorum. Diğer hikayelere de bölümler gelecek inşallah. Ama bugün değil. Birde yeni bir hikaye tanıtımı da attım. İlgilenlere duyurulur. :)

Keyifli okumalar dilerim ❤️

*****

Efran, Gökhan'ın şaşkın ve donuk bakışlarını etrafta gezdirdikten sonra kapıdan çıkan Kerim'in arkasına bir ok gibi sabitlendiğini görünce biraz yerinde kıpırdadı. Bu bakışların ne anlama geldiğini çözemiyordu ama huzursuz hissetmeye başlamış, oluşan sessizliği de sevmemişti.

"Sana dediğim şeylerin tam tersini yapmak sende huy galiba?"

Dev adamından çıkan tok sesle bir an yerinden sıçrayan Efran, Gökhan'ın sözlerini duyduğunda olduğu yerde kalakaldı. Genç adamın hareketleri ve sesi bağırmıyor olsa da bakışları öfkeliydi.

Efran "Anlamadım," derken ses tonu gerçekten meraklıydı.

Gökhan sakin bir şekilde telefonu cebine koydu. "Bir daha söylemeyeceğim Efran. Bu eve kimse girmeyecek!"

"Neden ama? Şenay benim arkada..."

"Sana ne diyorsam o!" diye bağırarak genç kızın sözlerini kesti.

Efran'ın içine birden bir sıkıntı doldu. Kendisini kötü hissetmeye başlamıştı. Başka bir şey olduğunu düşündü. "İş yerinde bir şeyler ters mi gitti? Ondan mı böyle öfkelisin?"

"Hayır! Öfkem sana!"

Efran'ın şaşkınlıkla gözleri irileşti. "Neden? Ne yaptım ki?"

Gökhan biraz ilerleyip Kerim'in astığı perdenin orada durdu ve başını kaldırıp perdeye baktı. "Sözlerimi dinle! Bir daha kimseyle konuşmanı istemiyorum. Özellikle Kerim ile!"

Efran'ın şaşkınlığı büyüdü. Gökhan'ın tavırlarına üzülüyordu. Ne kadar yok dese de Efran onun başka bir şeye sinirlendiğini düşündü. Böyle ufak şeylere bağırabileceğini düşünmek istemedi. Gökhan iyi biriydi. "Ben bu evde hapis değilim Gökhan," diye yumuşakça söylendi. "Bana emir vermen hoşuma gitmiyor. Bu yüzden..."

"Efran!"

Efran, birden dönüp kendisine bağırıp tüm evi inleten adam yüzünden ürkerek yerinden bir adım geriye sıçradı. "Niye bağırıyorsun? Beni korkutmadığını söylemiştim sana. Ayrıca sözlerimi de kesip durma! Burada bir şey anlatıyorum. Onlar benim arkadaşım. Sen beni başından atmak için Kerim'i gönderdin bir de konuşma diyorsun. Hayır anlamıyorum ki, niye bu kadar taktın? Bana yardım ediyor olabilirsin ama bana bu kadar karışma lütfen. Zaten Kahraman'a da ayıp oldu."

Gökhan aniden "Seni başımdan mı attım?" Dedi ve ardından sustu. Kaşlarını çattı. "Kahraman da kim?"

Efran genç adamın yüzündeki ifadeye bir anlam veremedi ve gülümsedi. "Şeyy... Şenay işte. Ben ona Kahraman diyorum," dedi.

Gökhan bir süre kendisine konuşmadan bakınca Efran gülümsemesini sildi. "Kim seni başımdan attığını söyledi?" Gelen soru ile Efran'ın yüzü asıldı.

"Sabah haber vermeden gittin. Akşamda yemek yemedin. Şimdi de yemeyeceksin biliyorum. O kadar uğraştım halbuki. Sonra bana koruma vermişsin. Kimden koruman gerekiyor ki beni? Nereye gittiğini de söylemiyorsun. Tek başıma konuşmadan burada yaşayım istiyorsun. O zaman niye geldim ki ben buraya. Geri evime dönüp bana söyleneni orada yapayım."

Efran'nın sözlerinden sonra kısa bir sessizlik oldu.

"Her gittiğim yeri sana söyleyemem ya da seni de götüremem."

ATEŞTEN GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin