36.Bölüm

11.9K 842 61
                                    

Güzel bir günden herkese günaydınlarrr,

Keyifli okumalar dilerim. 


***

Efran, Gökhan'ın sarılmasının şokunu üstünden atamadan kuzeninin onları öyle görmesinden tedirgin oldu ve damat demesiyle ise şaşkınlığının en büyüğünü yaşıyordu. Neler olduğunu anlamak için bir Gökhan'a bir kuzenine bakmaktan başı dönerken kimsenin konuşmaması ile dayanamadı.

"Neler oluyor? Niye susuyorsunuz?"

Yılmaz keyifle gülümseyip çok hiç sinirlenmeyen kuzeninin meraktan delirmek üzere olduğunu görünce olabildiğince sakin şekilde onlara yaklaştı. "Gökhan seni istemeye geldi," diyerek duraksadı. Bir an kendisinin bile anlamadığı bir hüzün duygusu gelince bu halini kimse görsün istemediği için işi gırgıra vurdu. "Kurtuluyorum senden."

Efran'ın heyecanı büyürken gerçek bir açıklama bekliyordu. Bunu her iki adam anlasa da cevap veren Yılmaz oldu. "Yaşanan olaylardan sonra başına yeniden iş açılmasın ve o adam yakalanana kadar ortalıkta görünme diye Gökhan seni benimle yolladı. Yani senden vazgeçmiş değildi." Yılmaz kuzeninin soru dolu bakışlarını hemen yakaladı. "Benim nasıl izin verdiğimi soruyorsan..." diyerek sustu ve Gökhan'a baktı. "Bu adam bir başkasını ikna etmesini iyi biliyor. Üstelik bu ilkte değildi," diyerek arkasını döndü ve oradan uzaklaşırken son kez bağırdı. "Acele edin annem Fikret Bey'i iyi ağırlamak istiyor. Yani sofra hazır!"

Efran duyduklarıyla birlikte dilini yutmuş gibi Gökhan'a döndü. Gözlerine duygu yüklü bir şekilde gözlerine baktı. O gözlere sığınıp çığlık çığlığa bakan bakışları mutluluğa boğmak istiyordu. Ama aklındaki sorular beynini patlatmadan önce dilinden dökülüverdiler.

"Fikret amca burada mı? Ah hayır hayır! Soru bu değildi. Yani önceki soru... Neyse, o adam... Yakalandı mı? Yani sen benden hiç vazgeçmedin mi? Sen de beni seviyorsun o zaman," derken gözlerinden birkaç damla yaş aktı. Sonra mutluluktan saçmalaya başladı. "Ben okula başladım. Yani açık öğretime... Ben sana gelecektim. Seni unutmaya çalışsam da İstanbul'a geldiğimde senin yanına son bir kere daha gelecektim. Soracaktım sana beni niye istemiyorsun diye..."

Sözlerinin kesilmesi yeniden Gökhan'ın onu kollarına çekmesiyle oldu. Ve birden Efran bittiğini sandığı gözyaşlarını serbest bıraktı.

Belki mutluluktandı.

Belki bir iç döküştü.

Belki sevdiğine dokunmanın verdiği sıcacık histi.

Belki de ailesine, yuvasına, memleketine kavuştuğu için bir nazlı haykırıştı bu şiddetli ağlayış.

***

Bir hafta sonra...

"Efrannn!"

Efran duyduğu çığlık ile yerinden sıçrayıp kafasını inmekte olan arabanın tavanına vurdu. "Ah," diye inlerken Gökhan'ın ağzında bir şeyler gevelemesini duydu ve aynı anda Şenay'ın kendisine koştuğunu görmesi bir oldu. Arabadan çıktığı an boynuna dolanan kollarla mutluluktan havaya uçtu. Yeniden burada olmak, arkadaşının aynı sevgiyle onu karşılaması başına gelen en güzel şeylerden biriydi. Buraya yeniden gelemeyeceğini düşünüyor, bu onu çok korkutuyordu. Ama işte buradaydı.

"Hoş geldin güzel arkadaşım. Seni nasıl özledim bir bilsen."

Efran gülümsedi. "Bende seni çok özledim. Bir daha seni göremeyeceğimi sandım."

ATEŞTEN GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin