Birini seviyorsun işte.
Bir adım atmaya mecalin yok oysa ki.
Ama birini seviyorsun işte , kilometrelerce koşturuyor seni.
Kitap yazmayı öğrenmişsin sadece.
Ama birini sevince , onu mısra mısra yazmayı da öğreniyorsun. Kimseye kendini açamayıp kendine sığınmaya başlıyorsun.
Birini sevince sadece onun yuva olduğunu düşünüyorsun.
Diğer insanlar anlamıyor seni , dinlerken başka yöne bakıyorlar.
Ama o gözlerinin içine bakıp yüreğinden tutarak dinliyor seni.Sen bir kilitsin ve açmak için gereken herşey onun elinde sadece.
Birini çok sevince , hayal kurduğun zaman gerçeği kadar mutlu eden hayaller kuruyorsun.
Güven , sadakat vb. duyguların varlık olmuş hali olarak görüyorsun onu. Bir yere gitmen gerekiyorsa arkaya bakmıyorsun. Biliyorsun ki , o orada.
Birini sevince canının içine can sokuyor. Yalnız olsan , konu ne olursa olsun tek karar verirsin. Ama birini sevince iki kere düşünmeyi öğreniyorsun.
Kendine verilen zarar pek umrunda olmuyor.
Birini çok sevince , senin parmakların kırılsın ama onun saçının teline zarar gelmesin istiyorsun.
Gün ay yıl tarih önem kazanıyor.Sokakların bir anlamı oluyor. Şarkılar birşey ifade ediyor , şehrini seviyorsun en önce. İnsan birini sevince hiç olmadığı kadar büyüyor.