Bugün

79 5 1
                                    

Bugün 18 Haziran.
Yada siz kaç gibi hissediyorsanız işte..

Benim için bugün 10 eylül.
Hayata 1 -0 geriden başladığım ilk günüm.

İnsan görmediği , dokunmadığı , bir defa kokusunu bile hissetmediği , elini tutmadığı , sarılmadığı bir insanı nasıl özler ? Neden özler yani ?

Evet baba , bugün sana yazıyorum.
Haykırışlarıma , yokluğuna , yokluğununun yarattığı o boşluğa yazıyorum.

Ne zaman baba kelimesi içeren birşey okusam cız eder. Belkide bu yüzden sevemiyorum , belkide sevdiğim adamı bu yüzden kaybettim. Babası tarafından terk edilen kız çocukları bir daha asla sevemezmiş. Sevmeyi beceremezmiş. Hep bir yanları eksik kalırmış , onun yerini başkasının doldurmasını istermiş ama nafile.
Babası olmayan kızlar aşık olduklarında bile yarım kalırmış.

Ve sen benim en büyük eksikliğimsin baba.

Ha bide zamanla şunu anladım.
Yetim kalmak için illa babanızın ölmesi gerekmiyor , elinizi bir defa bile düşmemeniz için tutan bir babanız yoksa siz zaten çoktan yetimsiniz.

Şu sıralar insana sorulan en kötü soru : Babasız olmak nasıl bir duygu ?

Anlatayım ,
Böyle soran kişinin yüzüne kısa bir süre bakıyorsun. Kısa olduğunuda saniyeleri sayarken fark ediyorsun. Beş , altı ... Gözlerin , beynin ... Kafanda ne varsa acımaya başlıyor ; saçların , tüylerin diken diken oluyor , hatta kaba bir tasvirle vücudundaki bütün kıllar...
Bedenin bile şaşırıyor  bu soru karşısında ki beynin kim bilir nerde.

Sonra cümleyi ögelerine ayırıyorsun. On bir , on iki...
Karşındakine bakıyorsun , onu inceliyorsun ; gözlerine , gözlerinin içinde yatan anlama , mimiklerinde herhangi bir geçen saniyede olan değişikliğe , duruşuna , duruşunun içine yerleşmiş olan güvene... Güven önemsiz.
Karşında duran insan da artık önemsiz.

Düşünüyorsun , kendi kendine diyorsun " öyle demek istemedi , aslında iyi biri , ne beni incittiğini nede salaklığının şahsım tarafından tescillendiğinin farkında .."

Kendine kızmayı da bırakıyorsun , kendinden yaşça büyük birine salak dediğin için :

Hak etti.

Bu arada sekizinci saniyede Benim bir babam var demeyi başarmışsındır. Aferin sana. Ona küfür etmediğin , hissettiğin derecede ters cevap vermediğin için.  Helal.

Ama ona hakaret etseydim , ben mi suçlu olurdum ?

Manası yok.

Mutlu olmak istiyorum , ama ben babasız nasıl mutlu olunur bilmiyorum.
Hayatımın sadece 10 yılı anlamlı.
Gerisi karanlık..

Babasız insanlar anlar sadece yazdıklarımı. Bazen televizyonda baba -çocuk sahneleri geçer ve o an hıçkıra hıçkıra ağlamak istersin , bide bazen arkadaşların babalarına sarılırken gözlerini kaçırırsın , başka şeylerle ilgileniyormuş gibi yaparsın. Gündüzleri şen şakrak olursun , ama geceleri faciandır.

Yoruldum , eksiğim ve tamamlanamıyorum.
En derinimden yaralıyım sanki.

Yaranın adı baba olunca ,
O yara ne geçiyor ne de kabuk bağlıyor.

Hani bazı kadınlar babaları gibi bir adamla evlenmek isterler.
Bazı kadınlar ise ,
Babaları yüzünden hiçbir adama güvenmezler.

Ben ikinci şıktan kurtulamıyorum bir türlü.
Bırakın bir insana güvenmeyi güven kelimesinin sözlük anlamını bile unutmaya başladığımı hissediyorum artık.

Babasız olan kızlar hiç büyümez , büyümüş taklidi yapan küçük kız çocukları olarak kalırlarmış.

Bende 17 yaşında küçük bir kız çocuğuyum işte.

Ve sen bir gün , o küçük kız çocuğuna sarılmak istersen , ben burda olacağım.




Babalar günün kutlu olsun baba.

Kelebeğin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin