Ölüm

86 4 0
                                    

Belki de bu satırlar hayatınızı yeniden düşünmeniz için ölümünüzden önce size tanımış son bir fırsat, son bir hatırlatma, son bir uyarıdır. Siz bu satırları okurken 1 saat sonra hayatta kalacağınızdan emin olamazsınz. 1 saat sonra hayatta olsanız bir sonraki saate erişeceğinizin hiçbir garantisi yoktur. Saat değil , 1 dakika, hatta bir saniye sonra bile hayatta olacağınız kesin değildir. Bu yazıyı sonuna kadar okuyup bitireceğinizin de hiçbir garantisi yoktur. Ölüm size, büyük bir ihtimalle 1 dakika öncesinde ölmeyi hiç aklınızdan geçirmediğiniz bir anda gelecektir.

Ölüm dediğimiz şey aslında nedir ?

Bana göre 4 harften oluşan basit bir kelime.

Sizce ölüm kolay mıdır ? Yada ölmek.

Yada şöyle mi demeliyim ;

Siz hiç yaşarken öldünüz mü ?


Ölüm ürkütücü değildir . O tehlikeyle burun buruna gelmedikçe, ölüm somutlaşmadıkça, hiç aldırmıyorsun , hiç takmıyorsun ölümü. Ama ölümle yüzyüze gelince , işte o zaman garip bir hüzün başlıyor.

Sadece ölüm , çaresizliği ve dönüşsüzlüğü güçlü bir şekilde hissettirebilir.

Kitaba başlarken hayatımdan , hayallerimden , düşüncelerimden , hislerimden , duygularımdan ve birçok şeyden bahsedeceğimi söylemiştim  size. 

Ve işte benim aydınlığım da
Ölüm kadar siyahtı.


Her yer ne kadar kalabalık değil mi ? Otobüs durakları, alışveriş merkezleri, caddeler, piknik alanları, eğlence mekanları, herhangi bir şey için beklediğin sıra ve hatta kendi etrafın bile kalabalık. Her yer insan seli. Bazen kendi sesini bile duyamazsın kalabalıkta başkalarının sesinden. Ama o kalabalıkta bile yalnızsındır aslında. Herkes bir arada ama herkes tek başına,
herkes bir arada ama herkes yalnız...

İnsanın yalnızlığı kendi tarihinin çok eskilerini dayanır. Çünkü yalnızlık biz daha doğarken başlar. Kulağına gelen ilk cümle "hoşgeldin"cümlesidir. Bu , belki de hayatın boyunca duyup duyacağın en samimi,  en safiyane ilk ve son cümledir. Yıllar geçtikçe ve sen büyüdükçe samimiyetlerin azaldığını, düşüncelerin negatifleştiğini ve yavaş yavaş yalnız kalmaya mahkum edildiğini görürsün ve en sonunda yalnızlaştırsın. Bazıları yalnızlığı isteyerek seçer ama bazılarınada seçenek bırakılmaz , yalnızlaştırılır.

Yaşam içinde yaşam mücadelesi verirken de yalnızsındır. Her gün hayata karşı savaşırken tek kişilik ordu olursun hep. Önüne , arkana , etrafına baktığında kimseyi bulamama ihtimalin hep yüksektir.
Geçmişin tek başına kazandığın tek başına kaybettiğin mücadele örnekleriyle doludur. Kendi cephenin tek askerisindir hayat boyu.

Ölürken de yalnızsın. Tabutun etrafındaki yabancı elleri hissettiğinde anlarsın. Son cümle " iyi bilirdik " cümlesi değil midir ?
Yanında olmadılar , mücadelene katılmadılar , ellerinden tutmadılar , koluna girmediler ve seni hiç tanımadılar. Ama seni hayat boyu hep iyi bildiler. Ne kadar samimi değil mi ?

Dedim ya ; samimi ikinci cümle yoktur.

Yaşınız kaç , derdiniz ne , hayatınız nasıl gidiyor inanın hiçbirini bilmiyorum. Bildiğim tek şey ölümün olmadığı her yerde çare vardır.
Eminim ki acı çekiyorsunuz. Kendinizi çaresiz hissettiğiniz anlar oluyordur ama hiçbir şey bu akıp giden zamanda ölüm kadar çaresiz olamaz.

Ve eninde sonunda hepimiz

Yalnız ve Çaresiz öleceğiz.



Şimdi ise bir ölüden farkım yok. Anılar yavaş yavaş siliniyor hafızamdan , konuşmak için gerekli kelimeleri unutmuş gibiyim.

Kelebeğin RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin