Üçüncü Kitap ( İntikam Yolunda ) Bölüm 29 - Gizli Güçler

2.4K 156 3
                                    

Bu bölüm yorumlarda firsti alan kişiye ithaf edilmiştir.

( Bölüm 29 - Gizli Güçler )

Beşinci gezegen içinde gittikçe büyüyen kutuplaşma ile birlikte bir çok kişi yaşanacak muhtemel bir savaşa karşı önlem almak için harekete geçti. Zaman ilerledikçe iki farklı ittifağın oluşturduğu baskı beşinci gezegenin hemen hemen her noktasında hissedilmeye başlandı. Savaşamayacak kadar güçsüz olanlar nerede olurlarsa olsunlar bulundukları konumu terk ederek merkez adaya doğru harekete geçtiler.

Yaşanacak olası bir savaşın bütün gezegeni etkilemesi beklenirken merkez ada kesinlikle bunun dışındaydı.

Beşinci gezegende kim olursa olsun Dokuz Yıldız Boyutu'nun fahri temsilciliğini içinde barındıran merkez adaya doğrudan saldıracak kadar aptal olamazdı. Böyle bir harekete teşebbüs edenler doğrudan Dokuz Yıldız Boyutu'nun otoritesine meydan okurlardı.

Doğal olarak Dokuz Yıldız Boyutu'nun tepesinde ki yöneticilerin böyle bir harekete izin vermesinin en ufak bir yolu yoktu. Beş gezegenin içinde yaşayan herkes Dokuz Yıldız Boyutu'nun bir öğrencisiydi. Buna rağmen kendi içlerinde gruplar kurmak ve diğerlerine saldırmak konusunda serbestlerdi. Bu durum yaşam ve ölüm durumlarında kişinin gücünü arttırma fırsatını yakalamasından dolayı Dokuz Yıldız Boyutu tarafından resmi bir şekilde olmasada destekleniyordu. Bu yüzden bütün gezegenlerde zaman zaman büyük ve küçük ölçekli savaşlara rastlamak mümkündü.

Kazananlar kahraman ilan edilirken kaybedenler tarihin içinde isimleri anılmayacak şekilde kaybolmaya mahkumdu.

Bu sebeplerden dolayı gezegen üstünde ki kaynakları diğerlerinden yağmalamak ve güçlenmek uğruna savaşlar Dokuz Yıldız Boyutu'nun ayrılmaz bir parçasıydı. Sürekli savaş ortamında yetişen ve gelişen Dokuz Yıldız Boyutu öğrencileri doğal olarak çok güçlüydüler.

Dokuz Yıldız Boyutu'ndan ayrılmanın çok zor olmasının bir nedenide aslında bu savaşlardı. Hangi yöntemi kullandığınız kesinlikle önemsiz bir ayrıntıydı. Önemli olan canlı kalmak ve güçlenmekti. Güçlü her zaman saygı görürken zayıf kendi kaderini bile değiştiremeden sadece sömürülmeyi ve ölmeyi beklerdi. Haru bu orman yasasına doğal olarak yabancı değildi.

Ko Gezegeni'nden sürüldüğü günden beri sürekli olarak bu orman yasasına göre yaşıyordu.

Shelly Adası'nda gerekli savaş hazırlıklarını tamamladıktan sonra bazı ticaret kervanlarını bizzar organize etmiş ve bu kervanların içine Sylon casuslarını yerleştirmişti. Amacı yaklaşan savaş ve düşmanları ile ilgili olabildiğince çok bilgi toplamaktı.

Haru'nun üç ay boyunca süren bu çabası bazı kayıplarla birlikte meyvelerini vermeye başladı. Organize ettiği ticaret kervanlarının büyük bir çoğunluğu saldırıya uğrayıp yok edilsede küçük bir bölümü önemli bilgilerle birlikte Shelly Adası'na geri dönmeyi başarmıştı. Haru bu sayede beşinci gezegen üstünde yaşanması muhtemel olan savaşın nedenini öğrenmişti.

Çorak ve verimsiz arazilere sebep olması yüzünden yüz ölçümü büyük olmasına rağmen vahşi doğaya terk edilmiş bir adada kimsenin farkında bile olmadığı bir volkan aktif hale gelmişti. Ortaya çıkan volkanik patlama adanın yüzeyinin üçte birine zarar verecek kadar büyük etkiliydi.

Bu volkan hareketliliği yüzünden adanın üstünde ki toprak büyük aşınma etkilerine maruz kalmıştı.

Volkanın etkinliği günden güne azalırken gittikçe daha fazla aşınan adanın zemini üzerinde beyaz bir cevher ortaya çıktı. Bu cevher önemsizmiş gibi görünsede aslında Haru'nun şiddetle aradığı Zifun Cevheri'ni bile aşan bir değere sahipti. Ref Taşı adı verilen bu cevher ufak bir parçasında bile muazzam miktarda enerji barındıran oldukça kullanışlı bir materyaldi.

Ko-HaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin