İkinci Kitap ( Krallık Savaşları ) Bölüm 17 - Dik Durmak

6.2K 559 60
                                    

Bu bölüm yorumlarda firsti alan kişiye ithaf edilmiştir.

( Bölüm 17 - Dik Durmak )

Haru sabahın erken saatinde kalkmış ve adamlarınıda kaldırmıştı. Eğitimin ilk günü doğan güneşle birlikte başlamış oluyordu. Haru beş kişiyi madenin içinde bırakarak kalan yetmiş kişi ile birlikte madenden ayrıldı. Geçen gün onlara verdiği kısa eğitim ile bitki avına çıkmışlardı. Haru bu sefer onlara müdahale etmeden gelişimlerini izleyecekti. Yerine göre hatalarını göstermekten kaçınmayacaktı.

Ormanın yeterince içlerine geldikleri anda Haru hepsine "Dağılın ve size öğrettiğim bitkileri arayın. Bitki avı bitene kadar yemek yemek yok" dedi.

O sabah kendisiyle birlikte kimse bir şey yememişti. Ellerinde ki erzak oldukça az olsada bunun sebebi Haru'nun onların her duruma karşı hazırlıkla olmasını istemesiydi. Duruma göre aç kalmayı öğrenmek zorundaydılar.

Herkes dağılınca Haru elinde ki yüzük sayesinde topları ile ilgilenmeye başladı. Bu şekilde geçen bir saatlik sürenin ardından adamlarından bir kaçı yanına geldi. Haru gelenlerin getirdikleri bitkileri incelemeye başladı. Büyük ölçüde büyülü ve şifalı bitki toplamış olsalarda aralarında sıradan bitkilerde vardı. Anlaşılan bazıları yeterince dikkat etmemişti. Hemen onları çevresine toplayarak hatalarını gösterdi.

Daha sonra hepsine "Gördüğünüz gibi hatalı bitkileri toplamışsınız. Bu grup tekrar ormana girerek bitki toplayacak ve bu işi hatasız yapana kadar buna devam edecek" dedi. Adamların yüzlerinde hayal kırıklığının izleri olsada hepsi ormana geri girdiler. Haru bilerek onlara bu şekilde davranıyordu.

Hata yapmamayı yapılan bir hatanın sadece onları değil diğerlerinide etkileyeceğini öğrenmeleri gerekiyordu.

Aradan zaman geçtikçe hepsi birer ikişer yanına gelmeye başladılar. Arkadaşlarının başına gelenlerden sonra hatalı bitki toplayan kişi sayısı neredeyse yok gibiydi. Haru tam incelemeyi bitireceği sırada hatalı bir bitkinin büyülü bitkilerin arasında olduğunu gördü.

Tam oraya doğru ilerleyeceği sırada bitkilerin yanında bulunan adamlardan bir tanesi Haru hariç kimseye fark ettirmeden bitkiyi alarak ağzına attı. Haru bu hareketi gördükten sonra hiç bir şey demeden madene doğru yürümeye başladı. Büyülü ve şifalı bitki öbeklerini sırtlayan adamlar onu takip etmeye başlamıştı. Haru adamlarının birbirlerine destek olmalarından memnun olmuştu.

O bitkiyi yutan adam hiç bir çıkarı olmamasına rağmen sırf arkadaşı bir kez daha ormana girmesin diye ona yardımcı olmuştu.

Bunu Haru'dan gizli yapması kötü bir şey olarak görülsede niyetinin iyi olması yüzünden Haru önemsememişti. Çünkü adamları birlikte olmanın bir olmanın ne demek olduğunu anlamaya başlamışlardı. Madene gittikten sonra iyi bir yemek yemeyi hak etmişlerdi.

Güneşin gökyüzünden tam tepelerine ulaştığı sırada sırtlarında ki yüklerle birlikte madene vardılar. Hepsi biraz sonra yemek yiyecekleri için mutluydu. Fakat bu mutluluk madenin içine girene kadar sürdü. Madenin içine girdiklerinde geride bıraktıkları beş kişinin başsız cesetleri ile karşılaştılar. Aralarından en hızlı tepki veren kişi Haru'ydu. Hemen yerde ki cesetleri kontrol etmeye başladı.

Boyunlarında ki kesiği dikkatli bir şekilde inceleyince beş kişininde balta türü bir silahla öldürüldüğünü anladı.

Ko-HaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin