Ko-Haru

Üçüncü Kitap ( İntikam Yolunda ) Bölüm 24 - Shelly Adası

Bu bölüm yorumlarda firsti alan kişiye ithaf edilmiştir.

( Bölüm 24 - Shelly Adası )

Haru bedenini bastıran güce ne kadar direnmek istesede bu güç karşısında çaresiz kaldığı için dizlerinin üzerine çökmek zorunda kaldı. İçinde ki Ko ruhu kibrinin zarar görmesi ile çıldırmıştı. Bütün bunlara rağmen soğukkanlılığını kaybetmemişti. Belki de bir kez daha güçlü olanın her şeye hakkı olduğunun güçsüz olanın ise hiç bir hakkı olmadığını anlamıştı. Yeni ustası karşısında diz çökerken sürekli olarak bunu düşünüyordu.

Haru yeni ustasının karşısında yaşadığı bu olaydan sonra daha önce hiç olmadığı kadar güçlenmeyi arzulamaya başladı.

Bu arzu onun intikam hırsını bile geçmişti. Bütün bedeni bu arzunun etkisi ile titremeye başlamıştı. Haru çölde uzun süre mahsur kalmış bir gezginin suya susaması gibi güce susamıştı. En güçlü olmak ve herkesin üstünde bir güce hükmetmeyi hiç olmadığı kadar arzuluyordu.

Bu tehlikeli arzu kontrol altına alınmazsa oldukça büyük zararlara yol açabilecek ve kişinin gelişimine gölge düşürebilecek kadar büyük etkilere sahipti. Haru ustasının karşısında diz çökerken bir daha kim olursa olsun kimsenin karşısında diz çökmek zorunda kalmayacağına yemin etti. Bu yemin bundan sonra onun hayatını şekillendirecek ve kaderini belirleyecekti.

İnsan Lordu yeni halefinin karşısında diz çöktüğünü görünce etrafa saldığı aurayı bedenine toplamaya başladı.

Kısa süre sonra Haru'nun üzerinde ki baskı ortadan kalksada hala dizlerinin üzerinden kalkmamıştı. Kendi tercihi ile o kişiyi ustası olarak kabul etmek istemesede ondan güçsüz olduğu için bir noktada kabul etmek zorunda bırakılmıştı.

Haru kendi kalbine gölge düşürmemek açısından az önce yaşanan olaylar yüzünden bir intikam arayışına girmeyecekti. Fakat bir gün yeterince güçlendiğinde tıpkı yeni ustasının kendisine yaptığı gibi onu karşısında diz çökmek zorunda bırakacaktı. Haru o gün içinde yeni ustası ile kısa bir konuşmadan sonra yalnız başına kalmıştı. Aklı son yaşananlar yüzünden oldukça karışık olduğu için dikkati hiç olmadığı kadar dağınık bir haldeydi. Ustasının gitmeden önce ona bıraktığı kolyeyi eline alarak incelemeye başlamıştı.

Ustasının konuşmasından sonra Dokuz Yıldız Boyutu hakkında bir çok şey öğrenmişti.

Dokuz Yıldız Boyutu güç seviyesine göre ayrılan beş gezegenden oluşuyordu. Bu beş gezegenin dışında on üç tane daha gezegen vardı. Fakat bu gezegenlerde vahşi hayvanlar ve tehlikeli düşmanlar bulunuyordu. Dokuz Yıldız Boyutu'nun asıl temeli olan beş gezegende ise büyük şehirler vardı.

Haru'nun bulunduğu beşinci gezegen Dokuz Yıldız Boyutu'nun en güçsüz üyelerini içinde barındırıyordu. Buna rağmen Haru'nun tahminlerine göre bu gezegende farklı ırklara mensup milyarlarca kişi yaşıyordu. Beşinci gezegen çeşitli büyüklüklerde binlerce adadan oluşan bir yüzeye sahipti. Bu adalardan bazıları büyüklükleri yüzünden ufak bir kıta olarakta görülebilirdi.

Ustasından aldığı bilgilere göre insan ırkı Dokuz Yıldız Boyutu içerisinde yeterince güçlü olmadığı için gezegenin dış kısmında ki küçük bir adaya yerleşmek zorunda kalmışlardı. Bu adada bütün insanların ve onların yaşadığı evlerden oluşan büyük bir şehir vardı.