Birinci Kitap ( Sürgün ) Bölüm 6 - İdam Kararı

8.5K 817 60
                                    

Bu bölüm yorumlarda firsti alan kişiye ithaf edilmiştir.

( Bölüm 6 - İdam Kararı )

Yeni bedeninde hissettiği güçlü enerji ile bir an için ne yapacağını şaşırdı. Bu enerji o kızdan geliyordu. Tıpkı ormanda ki enerjinin aynısıydı. Fakat bu sefer Haru daha güçlü olduğunu hissediyordu. Haru geçen seferkinin aksine hemen bir şeyler yapmazsa bu enerjiye dayanamayıp diz çökmek zorunda kalacaktı. Yapabileceklerini düşündüğü sırada bedeninde ki kemiklerden gelen çatırdamaları fark etti.

Kızın üstünde uyguladığı enerji hemen bir şeyler yapmazsa bedenine büyük zararlar verecekti.

Haru ne kadar üstün savaş yeteneklerine sahip olsa da bu kıza zarar verirse başına çok büyük bir bela alacağını biliyordu. Bunun için ne yapacaksa bu kıza zarar vermeden yapacaktı. Haru hemen simyacı cübbesinden dayanıklılık iksirini çıkartarak içti.

Bu iksir yeni bedenine geçici bir süre için dayanıklılık artışı sağlıyordu. Haru iksiri içtikten sonra kızın enerjisine karşı daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Biraz zorlansa da eskisi kadar zorlanmadığı açıktı. Haru cübbesinden bu sefer boyut küçültme iksirini çıkardı. Bu iksir normalde içildiği zaman uzun süreli bir etkiye sahip oluyordu. Fakat herhangi bir şeyin üzerine dökülerek de kullanılabiliyordu.

Tabi ki bu durumda etkisi oldukça azalıyordu. Fakat Haru için o süre fazlasıyla yeterli olurdu.

Haru bedeninde kıza yaklaştıkça artmaya başlayan baskıya rağmen durmadan kızın yanına gitti. Kızın yanına gittiğinde elinde ki iksiri kimsenin engellemesine izin vermeden kızın üzerine döktü. Kız bir anda küçülmeye başladı.

Taht salonunda ki diğer herkes bu olayı izlerken Haru yerde ki ufacık kızı incitmemeye özen göstererek eline aldı. Kız küçülünce onu baskılayan enerji de küçülmüştü. Önceden bütün bedenini neredeyse yere çökmek zorunda bırakan enerji artık parmaklarına garip bir his vermenin ötesine gidemiyordu. Kral bir anda tahtından kalkarak "Bu ne cüret!" diye bağırdı.

Haru cübbesinden çıkardığı hız iksirini içerek kimsenin karşı koymasına izin vermeden taht salonundan hızlıca çıktı.

Saraydan kaçamayacağını bildiği için bir şeyler düşünmeye başladı. Tek başına bu kadar kişiye karşı durması mümkün değildi. Üstelik her an elinde ki ufaklık(!) eski haline dönebilir ve ona zarar verebilirdi. Kullanmak istemese de görünmezlik iksirini kullanmak zorundaydı.

Mecburen cübbesinden çıkardığı görünmezlik iksirini içti. Elinde ki ufaklığı da boş iksir şişelerinin birinin içine sokarak kapağını kapatmadan cübbesinin içine koydu. Görünmezlik iksirinin süresi en fazla on dakikaydı. Bir an önce saklanmanın bir yolunu bulmalıydı. Taht odasının önünden ayrılarak kralın yatak odasını aramaya başladı. Yapabileceği başka bir şey yoktu.

Çünkü peşinde olan yüzlerce muhafız ve askerin bakacakları en son yer kuşkusuz kralın yatak odası olurdu.

Zaten oraya herkesin girme yetkisi bulunmazdı. Haru beş dakika boyunca kralın odasını aramış sonunda bulmuştu. Fakat oldukça büyük bir sorunu vardı. Kapıda iki muhafız vardı. Görünmez olmasına rağmen odanın kapısını açarsa fark edileceğini biliyordu. Yanında ki boş iksir şişelerinden birini çıkartarak odanın bulunduğu koridora doğru fırlattı.

Tam düşündüğü gibi yere düşüp kırılan şişe muhafızların dikkatini çekmişti. Haru'nun vakti azalıyordu. Tam kurtulduğunu düşündüğü sırada muhafızlardan biri sesin geldiği yere bakmaya gitti. Fakat diğeri hala kapıda bekliyordu.

Ko-HaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin