"Çekinme
Sor merak ediyorsan
Bak görmek istiyorsan
Kaç korkuyorsan
Ve söyle seviyorsan.."
➖➖➖➖➖Derin nefes alıp kapının kulpunu tuttum ve aşağı doğru indirdim. Haydi Bismillah
O an ki heyecanımı Beşiktaş maçında bile yaşamamıştım. Gerisini siz düşünün. Kalbim göğsümdem çıkacakmış gibi atarken göz yaşlarım mutluluktan ağlamak istiyordu. Benim ya 10 senelik sevdiğim çocuk şimdi gireceğim sınıftaydı. Ama korkuyordum da şu an korkumdan da ağlayabilirim. Ben onu çok sevdim o kadar acıya dayandım peki ya şimdi dayanabilcek miyim? Eğer beni tınlamazsa ne olucak?
Bu düşüncelerden sonra elimi yavaşça kulptan çektim ben bunları çekmek istemiyordum. Ama artık olan olacaktı. Yapacak bir şey yok herşeyi göz önünde tutmam gerikiyor. Elimi tekrar kulpa yerleştirip indirdim. Kapıyı yavaşça açarken Akif'in yerinde sarışın bir çocuk oturuyordu. Sarışın çocuk mu şaka falan mı? Bu olamaz degil mi? Hem isim hem soyisim eşitliği olamaz değil mi? Gözlerim dolarken koşarak tuvalete gittim. Ben ne hayaller kurmuştum. Bütün hayallerim illa ki yerle bir olmak zorunda mıydı? Nedem ben mutlu olamıyordum? Neden ya neden?
Büyük bir çığlık atıp elimi tuvaletin kapısına vurdum. Hem ağlıyor hem bağırıyordum. Elimden oyuncağım alınmıştı. Bütün umutlarım kayıp gitmişti. Bütün hayallerim uçup gitmişti. Sırtımı duvara yaslanıp sessizce ağlamaya başladım. O kadar hayal kurup elinden alınıyordu. Mutluluğa belki de bir adım varken bir anda yerini kaybediyorsun. Nereye adım atacaksın ki atamazsın ortada kalırsın değil mi?
Ben esmerim öyle kolay kolay kızarmam ama gerçekten yanaklarım kızarmıştı. Gözlerim desen o da baya bir kızarık. Kendimi toplamam gerekiyordu. Ben alışıktım böyle darbelere. Bugün olmazsa yarın kesin olurdu. Derin bir nefes alıp tuvaletten çıktım ve sınıfa gittim hoca daha gelmemişti. Herkes ya ayakta ya da kendi grubunun yanında oturuyordu. Bende o sarışın çocuğun yani Akif'in yanına oturdum ben ona nasıl Akif derdim. Sıraya oturup kafamı sıraya gömüp uyumayı seçtim. Uyku ölümün yarısıdır derler ya bence çok doğru bütün üzüntüler kırgınlıklar yok oluyor.
"Mine! Mine lan kalksana"
"Ya daha uyumadım ki kaklkıyım" diye bağırıp ayağa kalktım. Bama seslenen Görkemdi. Ve hoca gelmiş. Dudağımı dişleyip yavaşça oturmaya başladım. Kafamı sağa çevirip yatıyordum ki
"Hay Bismillahirrahmanirrahim noluyor lan" Akif şu benim esmerim olan Akif şu yakışıklı olan Akif şu benim sevdalım olan Akif yanımda lan yanımda sarışın çocuk yok o var. Korkup sıradan fırlayıp yere düştüğüm için hala yerdeydim.
Görkem: "Yer güzel mi Mine çocukla bakışmayı kesip kalksan mı artık?" o madar çok mu bakmıştım iki yılın hasreti var abi. Bir iç geçirdim. Ne kadar da çok ölemisim o koyu gözlerini o saçlarını..
Tekrar daldığımı anlayınca hemen doğrulup yanına oturdum. Onun yanına ben 8 yıl onunla aynı sınıfta olmamıza rağmen oturamamıştık. Şimdi sevdiğim çocuk yanımda kafamı cevirsem görebilicektim. Öyle yapıp çevirdim. Dersi dinliyordu. Yüzümde ki sırıtmayla önüme döndüm. Mutluluğumda kimseyle tartılamazdı. Mutlulukla kafamı sıraya koyup uyumayı denedim ama olmuyordu. Zil çalınca tam Akif'e vir şey dicem kalkıp dışarı çıktı. Ağzım açık kalmıştı. Omzuma bir el dokununca otarafa baktım. Görkemdi.
"Aşık mısın sen o çocuğa" teleşmanıp
"Evet. Yani hayır ne alakası var canım alla alla! Öyle bir şey yok tamam mı? Yok!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Platonik Kız
Teen Fiction"Dilim dönmez benim beddua ya Ama beni buna sen zorladın; " Cennetin dibine kadar yolun var! "